Muhabir: Sizce yazıda önemli olan dil midir, içerik midir?
Yazar: ......................
Bu röportajda boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilemez?

A) Aslında bu soru her zaman yazarın beyninin bir köşesindedir ve onu içten içe bir kurt gibi kemirir. Ve eğer yazar bu soruya takılıp kalırsa ortaya koyduğu üründen de bir hayır gelmez. Ben bunun için yazılarımın her zaman ne anlattığıyla ilgilenir, gerisini ikinci plana atarım ki kafam bu soruyla meşgul olmasın. Bu yüzden de benim yazılarımın her zaman bir derdi vardır ve o derdi anlatırım.

B) Eğer bir yazar, gerçekten kendini yazar olarak adlandırabiliyorsa o zaman ait olduğu topluluğun anlayabileceği şekilde yazmalıdır. Sonrası çevirmenlerin işi. Eğer en başta bulunduğun topluluğa kendini anlatamıyorsan, cümle kuramıyorsan, günlük yaşamdan kopuk sözcüklerin varsa anlattığın şey isterse dünyanın sırrı olsun gene de önemi yok.

C) Şüphesiz buna verilecek çok farklı cevaplar çıkabilir. Ama bence bunun tek bir cevabı vardır: Bilgi. Siz bilgiye sahip değilseniz karşınızdakini de bu bilgiye ikna edemezsiniz. Bilginin efendisi olduğunuzda açamayacağınız kapı da kalmaz. Günümüz dünyasının da en büyük gücü silah değil, bilgidir bu yüzden. Bilgiye hükmeden zamana da hükmeder.

D) Bu soruya "Neresinden bakmak gerekir?" diye düşünüyorum. Yani bu kavramlar iç içe geçmiş kavramlardır. Yani biri olmadan diğerini düşünebilmeniz mümkün değil. Ortaya koyduğu şey de bundan beslenir, bununla başarılı olur. Ne anlatırsanız nasıl anlattığınız da önemli, nasıl anlatırsanız ne anlattığınız da önemli. ​