Sagot :
Niğde'ye yaklaşıyorduk.
Yanımda oturan bir Niğdeli şehrin eteğini saran ağaç kümeleri arasında pek iyi seçemediğim bir noktayı işaret etti. — Faruk Nafizin hanı, dedi.
Büyük şairin han sahibi olduğu günleri de inşallah görürüz. Fakat yol arkadaşımın bana gösterdiği bina sadece Faruk Nafizin unutulmaz Han Duvarları şiirinde tasvir ettiği han idi.
Kıyafetinden anlaşıldığına göre Niğdeli arkadaş bir esnaf yahut işçi idi. Böyle olmakla beraber Han Duvarları'nı ve Faruk Nafiz'i biliyordu. Daha garibi trende ilk gördüğü bir yabancının bu şiiri, şiirde tasvir edilen hanı ve Faruk Nafiz'i tanımamasını kabul etmiyor, ateş ve su nev'inden herkesçe malûm şeylerden bahseder gibi iki kelime ile bana maksadını anlattığına inanıyordu.
Güzel şiirin kudreti! iyi yazılmış bir manzum hikâye koskoca bir hanı, koynundaki tapu senedine rağmen asıl sahibinin elinden alıyor, Faruk Nafiz'e malediyordu.
Maamafih arkamızda ayakta duran ve bizi dinleyen uzun boylu bir sakallının "yok yahu.. O han falanındır" diye öteki mal sahibinin hakkını da ziyadan kurtardığını itirafa mecburum.
Zamirler
- yanimda oturan bir Niğdeli
- ateş ve su nevi inden herkesçe malûm şeylerden bahseder gibi iki kelime ile bana maksadını anlattığına inanıyordu.
- koynundaki tapu senedine rağmen asıl sahibinin elinden alıyor,
Thank you for visiting our website wich cover about Türk Edebiyatı. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.