Gülen yüzünüzü, ışıltılı gözlerinizi, kuş civiltılarına benzeyen seslerinizi ne kadar da özlemişim Kuş dedim de aklıma geldi. Seher vaktinde öten güzel sesli bülbül, kırlangıçlar; hatta 'evlerin baş köşelerini tutan muhabbet kuşları ve daha neler, neler ... Biliyor musunuz, atalarımız kuşları hem çok sever hem de korurlarmış. Hoş ötüşleri ile mahallelerin melodisini oluşturan sevimli kuşları, kendi arkadaşları olarak bilirlermiş. Mahallede herkesin evi olur da kuşların olmaz mı? Sadece kendilerini düşünmemiş atalarımız. Serçe, saka, kırlangıç gibi korunmaya muhtaç minik kuşlar için barınaklar bile yapmışlar. Barınak dediysem, bunlar derme çatma kuş yuvaları değilmiş elbet. Binaların en çok güneş alan ve soğuk kış rüzgârlarına kapalı cephelerine ve yüksekçe yerlere yapılırmış bunlar. Bu sayede kışın soğuktan korunacak bir yuvaya sahip olurmuş kuşlar. Kuşların bu küçücük yuvalarına "kuş evleri" demişler. Kuş in hazıları o kadar süslü ve bile kim kuşları sevip koruyormuş ​