İngilizce 10 hastalık yazar mısın?​

Sagot :

Merhaba :)

》Toothache = diş ağrısı

》Stomachache = karın ağrısı

》 The flu = grip

》Earache = kulak ağrısı

》Broken arm = kırık kol

》Cut finger = parmağın kesilmesi

》Eye cold = göz nezlesi

》Measles = kızamık

》 Bronchitis = bronşit

》Sinusitis = sinüzit

》Migraine = migren

İyi Dersler ~

@Begønvil

Cevap:Diş ağrısı: Toothache

A: I have a really bad toothache. What should I do? (Gerçekten kötü bir diş ağrım var. Ne yapmalıyım?)

B: You should clean your teeth more frequently and please go see a dentist. (Dişini daha sık temizlemelisin ve lütfen bir diş hekimi ile görüş.)

Baş ağrısı: Headache

A: I could not sleep well last night because of the basketball game. I have a terrible headache. (Geçen gece basketbol maçı yüzünden uyuyamadım. Korkunç bir baş ağrım var.)

B: Oh, I am sorry to hear that. Maybe you should just take a nap before dinner time. (Oh, bunu duyduğuma üzgünüm. Belki de akşam yemeği zamanından önce biraz kestirmelisin.)

Mide bulantısı: Feeling nauseous (Birebir çevirisi bulantı hissetmek)

A: I am not feeling so good. I am feeling nauseous. (Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Midem bulanıyor / mide bulantısı çekiyorum.)

B: Get well soon. If you will drink mint and lemon tea, it might help you to avoid the feeling. (Geçmiş olsun. Eğer nane limon çayı içecek olursan, bulantı hissinin geçmesine yardımcı olabilir.)

Su çiçeği: Chicken pox

A: My daughter has chicken pox. We think that she might get it from one of her classmates. Do you have any advice for the situation? (Kızım su çiçeği geçiriyor. Su çiçeğini sınıf arkadaşlarından birinden kaptığını düşünüyoruz. Bu durum ile ilgili bir önerin var mı?)

B: Yeah, she should just take her medicine properly and do not scratch much. (Evet, ilaçlarını düzenli almalı ve çok fazla kaşınmamalı.)

Grip: Flu

Coming down with the flu (deyim): Grip olmak.

A: I think I might be coming down with the flu. Any advice for me? (Sanırım ben grip oluyorum. Bana bir önerin var mı?)

B: Oh, not good. Get some rest and get vitamins, there is nothing you can do. (Oh, kötü bir durummuş. Biraz dinlen ve vitamin al, başka yapabileceğin bir şey yok.)

İngilizce Başım Ağrıyor Nasıl Denir?

İngilizcede başım ağrıyor demenin en kolay yolu ‘headache’ kelimesini kullanmaktır. Baş ağrısı anlamına gelen headache bir isimdir.

I have got a headache (başım ağrıyor) cümlesi, en temel şekilde başınızın ağrıdığını ifade eden bir cümledir.

I have got a splitting headache cümlesinde ise, görebileceğiniz gibi splitting kelimesi eklenerek baş ağrısı ile ilgili bir ayrıntı belirtilmiştir. Splitting kelimesini eklendiğinde cümle ‘şiddetli bir baş ağrım var / başım şiddetli bir biçimde ağrıyor’ anlamı vermektedir.

I feel a headache coming on. (Başım ağrıyacak gibi / Baş ağrısının geldiğini hissediyorum.) / Bu cümlede gördüğünüz gibi farklı yapıda bir cümle kullanılmış ve yine aynı anlam verilmiştir.

My head aches. (Başım ağrıyor.) / Aslında diğer cümlelerde birebir çeviri yaptığımızda karşımıza ‘Bir baş ağrısına sahibim’ gibi bir anlam çıkıyor. Elbette burada bir yanlışlık yok, Türkçe ve İngilizce, kullanılan kalıplar bakımdan birbirlerinden farklı iki dil oldukları için, çeviri durumunda cümle çevrildiği dile uygun bir şekilde çevrilir. Bu cümleyi birebir çevirdiğimizde ise karşımıza tam anlamıyla ‘başım ağrıyor’ cümlesi çıkıyor. Ama elbette gördüğünüz her örneği baş ağrısını ifade etmek amacı ile rahatlıkla kullanabilirsiniz.

İngilizce Hastayım Nasıl Denir?

Hasta olduğunuzu ifade etmenin birçok yolu mevcut. İngilizcede bunu yapabilmek için kullanabileceğiniz bazı kalıplar bulunuyor. Bu kalıpları beraber inceleyelim;

I am under the weather.

Under the weather bir kalıp ve Türkçede ‘hasta, keyfi kaçmış, sarhoş’ gibi anlamlara karşılık geliyor. I am under the weather cümlesi, kişinin iyi hissetmediğini / hasta olduğunu ifade ediyor.

I might be coming down with something.

Come down with ifadesi Türkçede ‘hastalığa yakalanmak, yatağa düşmek’ gibi anlamlara karşılık geliyor. Bu cümle yerine, I am coming down with a flu da denebilirdi. Gördüğünüz üzere ikinci cümlede hastalığın ne olduğu, nasıl olduğu bilindiği için flu kelimesi kullanılmış, fakat ilk cümlede bu durum belli olmadığından, ya da cümleyi kuran kişi durumdan emin olmadığından something kelimesi kullanılmış.

Bu durumda hastalığın bilinmesi halinde something kelimesi yerine hastalığın / rahatsızlığın ismi de kullanılabilir. I have come down with a cold ya da I have come down with the stomach flu gibi.

I caught a bug.

‘A bug’ İngilizcede hastalık için kullanılan informal bir ifadedir. Hasta olduğunuzu ifade etmek için bu kalıbı da kullanabilirsiniz. Burada bilmeniz gereken önemli nokta, ‘a bug’ ifadesinin spesifik bir hastalığa işaret etmiyor oluşu. Bir başka deyişle, a bug ifadesini herhangi bir hastalık ile ilişkilendirmek mümkün değil. Genel anlamda rahatsızlığa / hastalığa işaret eden bir kelime.

I have been feeling very ill

Ill kelimesinin Türkçe karşılığı hastalıktır. I have been feeling yapısı zaman kipi olarak devam eden bir sürece işaret ediyor. Bu cümle ile ilgili olarak bir süredir kendimi çok / epey hasta hissediyorum gibi bir çeviri yapmak mümkün.

İngilizce Hastalıklar ve Türkçe Karşılıkları

İngilizce hastalık isimleri ve Türkçe karşılıkları şu şekildedir;

Guatr: Goiter

Kulak iltihabı: Otitis

Boğaz ağrısı: Sore throat

Katarakt: Cataract

Çil : Freckle

Runny nose: Burun akıntısı

Alerji: Allergy

Broken leg: Kırık bacak

Broken arm: Kırık kol

Bump: Şişlik

Headache: Baş ağrısı

Fıtık: Hernia

Zatürre: Pneumonia

Baş Ağrısı: Headache

Sinüzit : Sinusitis

Sivilce: Acne

Ateş: Fever

Flu: Grip

Sore throat: Boğaz ağrısı

Toothache: Diş ağrısı

Stomachache: Karın ağrısı

Romatizma : Rheumatics

Tifo: Spotted fever

Şeker Hastalığı: Diabetes

Deri kanseri: Skin cancer

Bruise: Yara, bere,morluk

Miyopluk: Myopy

Migren: Migraine

Bronşit: Bronchitis

Kabakulak: Mumps

The measles: Kızamık

Cut: Kesik

Felç: Stroke

Nasır: Keratoma

Kuduz : Mad

Böbrek taşı: Kidney stone

İshal : Diarrhea

Sıtma: Malaria

Nezle: Cold

Verem : Tubercular

Tansiyon: Tension

Earache: Kulak ağrısı

Bel ağrısı: Backache

Cough: Öksürük

Grip : Flu

High temperature / Fever: Yüksek ateş, ateşlenme

Astım: Asthma

Çiçek hastalığı: Smallpox

Sara Hastalığı: Epilepsy

Lösemi: Leucemia

Cold: Soğuk algınlığı,üşütme

Kızamık: Rubeola

Diş ağrısı: Toothache

Backache: Bel ağrısı

İşitme engellilik: Deafness

İngilizce Tedavi İsimleri ve Anlamları

İngilizce tedavi isimleri ve Türkçe karşılıklarını beraber inceleyelim;

Physiotherapy / Physical rehabilitation: Fizik tedavi

Acupuncture: Akupunktur

Laser Therapy: Lazer Terapi

Ultrasound: Ultrason

Manual Therapy: Manuel Terapi

Medicine: İlaç

Psychotherapeutic / Psychotherapy: Psikoterapi

Psychoanalysis: Psikanaliz

Tecar Therapy: Tecar Terapi

Vitamins: Vitamin

Electrotherapy: Elektroterapi

Ambulatory treatment: Ayakta tedavi

Hydrotherapy: Hidroterapi

Hot and cold applications on surface: Yüzeyel sıcak ve soğuk uygulamalar

Exercise: Egzersiz

Inpatient treatment: Yatarak tedavi

Magnetotherapy: Magnetoterapi

Açıklama: