Sagot :
a / an: belirsizlik takısı, bir; (sessiz harfle başlayan isimlerden önce “a”, awalilerden önce “an” kullanılır).
big: büyük.
book: kitap; defter; yer ayırtmak, rezervasyon yaptırmak.
cat: kedi.
dad: baba.
dog: köpek.
house: ev.
mom: anne (çocuk dili veya ‘mother’ kelimesinin kısa söylenişi).
red: kırmızı; (yüz) kıpkırmızı, al; (saç) kızıl.
the: belirlilik takısı (tekil veya çoğul adların önünde kullanılır).
tree: ağaç.
am: birinci tekil şahıs için (yardımcı fiil); -dir, -dır, olmak, bulunmak.
are: ikinci tekil ve tüm çoğul şahıslar için; -dir, -dır, olmak, bulunmak.
he: o (erkek).
I: ben.
is: üçüncü tekil şahıs için (yardımcı fiil); -dir, -dır, olmak, bulunmak.
it: o; onu; ona (cansızlar, hayvanlar).
she: o (dişi).
they: onlar; herkes.
we: biz.
you: sen, siz; seni, sizi; sana, size.
be: olmak; bulunmak.
can: -ebilmek, -abilmek (yapabilmekü edebilmek).
did: do’ (yapmak) fiilinin -di’li geçmiş hali; -di’li geçmiş zamanda yardımcı fiil.
do: bir eylem veya bir işi yapmak; geniş zaman yardımcı fiili.
does: do (yapmak)’ fiilinin geniş zamanda üçüncü tekil şahıs hali; üçüncü tekil şahıs geniş zaman yardımcı fiili (soru ve olumsuz cümlelerde).
done: do’ (yapmak) fiilinin üçüncü hali; bitmiş, yapılmış, sona ermiş; pişmiş; anlaştık.
go: gitmek.
gone: go’ (gitmek) fiilinin üçüncü hali; kaybolmak, yerinde yeller esmek; bitmiş; yok olmuş, gitmiş.
went: go’ (gitmek) fiilinin di’li geçmiş hali.
what: ne.
cake: kek; top kek; pasta; revani.
her: (üçüncü tekil şahıs için zamir; kadın) onun, ona.
his: (üçüncü tekil şahıs için zamir; erkek) onun, ona.
in: (yer) içinde; içine.
its: (cansızlar ve hayvanlar için) onun; ona ait (onunki)
make / made: yapmak, etmek; üretmek; make’ (yapmak) fiilinin di’li geçmiş hali.
my: benim.
not: olumsuzluk takısı.
that: şu, o.
this: bu.
your: senin, sizin.
bus: otobüs; otobüsle götürmek; otobüsle taşımak.
bye: Hoşçakal, Eyvallah, bay bay (bye, bye-bye, goodbye).
here: burada; buraya; buradan; burası.
home: ev, aile ocağı; yuva, yurt.
little: küçük, ufak; (sayılamayan isimlerde) az.
one: bir.
put: koymak, yerleştirmek, oturtmak.
see / saw: : görmek; see’ (görmek) fiilinin di’li geçmiş hali.
some: biraz, bir miktar; birkaç; bazı.
there: orada, oraya; var.
two: iki.
all: hepsi, tümü; bütün; tamamen.
by: vasıtasıyla; ile; yanında, yanıbaşında.
come / came: gelmek; come’ (gelmek) fiilinin di’li geçmiş hali.
eat: yemek; yemek yemek.
from: -den, -dan; (zaman) -den, -dan: (kişi) -den, -dan: (köken) -den, -dan.
long: uzun.
look: bakmak; görünmek.
now: şimdi, şu anda; artık
to: -e/a; -e/a doğru; -e/a kadar; -mek, -mak.
where: nerede, nereye, nereden.
and: ve; (sayılar) daha.
but: fakat, ama.
good: iyi; başarılı; hoş, güzel.
had: has’ ve ‘have’ (sahip olmak) fiillerinin ikinci ve üçüncü halleri.
has: üçüncü tekil şahıslarda sahip olmak (has got).
have: sahip olmak (have got).
help: yardım etmek, yardımcı olmak; yardım.
how: nasıl; ne şekilde; ne durumda; kaç, ne kadar.
like: hoşlanmak, sevmek, beğenmek; gibi.
into: içeri; -e/a, -ye/ya.
of: -nin, -nın.
or: veya, ya da, yoksa; aksi takdirde.
out: dışarı, dışarıya; dışarıda; çıkmış; (out of) dışında, dışarı, dışarıya.
over: üzerinde; üzerinden; üstünde; üstüne.
shall: (Tekil ve çoğul şahıslarda) -ecek, -acak.
too: de/da, dahi (olumlu cümlelerde); gereğinden fazla, çok, aşırı.
very: çok, pek.
who: kim.
will: -ecek/acak.
with: ile, beraber; -li, -lı.
at: (yer) -de/da; (zaman) -de/da; (yer) -de/da.
away: başka yere, başka tarafa; uzağa, uzaklara, uzakta; (kaldırmak) başka bir yere.
day: gün; gündüz.
for: için; -e/a, -ye/ya; süresince (zaman).
me: beni; bana.
them: onları; onlara.
up: yukarı, yukarıya, yukarıda; dik olarak; (zaman) dolmuş; (yer) kuzeyi belirtir.
was / were: am ve ‘is’ (to be) fiilerinin di’li geçmiş hali; are’ (to be) fiilinin di’li geçmiş hali.
down: aşağıya; aşağıda; boyunca.
get: getirmek; almak; edinmek; sahip olmak; uğramak; binmek; varmak, ulaşmak; anlamak.
no: (olumsuzluk cevabı) hayır; hiç, hiçbir; olamaz, imkansız (‘Oh, no!’).
on: üzerinde, üzerine; üstünde, üstüne.
say / said: söylemek, demek, belirtmek; say’ (söylemek, demek) fiilinin di’li geçmiş hali.
water: su; sulamak.
when: ne zaman (soru kelimesi).
yes: evet; tabii; buyurun, efendim.
sandwich: sandviç; ekmek arası; sandviç yapmak; iki şeyin arasına sıkıştırmak.
ÇOK GÖRÜNDÜĞUNE BAKMA AÇIKLAMASIDA VAR
Thank you for visiting our website wich cover about İngilizce. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.