Yıldız türküsünün hikayesi kısaca yazarı=Erdal Erzincan acill

Sagot :

Türküler

Sarı Yıldız Mavi Yıldız Türküsü Hikayesi

Sarı Yıldız Mavi Yıldız Türküsünün Hikayesi Sözleri Notaları

Sarı Yıldız Mavi Yıldız Türküsünün Hikayesi

Şöyle rivayet ederler kim: Evvel zamanda Sivas ilinden bir kervancı Halep’ten mal getirir. Tam üç yıldır kervancılar yurtlarından, baba ocaklarından ayrı düşmüşlerdir. Gurbet ilin kahrı, üç yılın hasreti yüreklerinde. Kiminin yolunu anası-babası, kimininkini sevgilisi, kiminkini çocukları gözlüyor.

İçlerinden en genci kara yağız, uzun boylu bir delikanlı.. Adı Veysel. Veysel’in bıyıkları daha yeni terlemiş..

Bunlar Halep’ten aylarca yol ala ala, en sonunda, karlı fırtınalı bir kış günü Sivas’la Kayseri arası yıkık bir Selçuk hanına kendilerini zor atarlar… Handa gecelemeğe karar verip, yüklerini çözerler.. Bir insan çok uzaktan günlerce, aylarca yol alarak yurduna yaklaşır.. Yurduna yaklaştığı zamana kadar, içinde o kadar rahatsız edici, dürten bir duygu olmaz… Vakta ki memleket kokusu insanın burnuna gelir, içindeki hatıralar depreşir, işte o zaman içinde kıyamet kopar… Bir şey durmadan seni oraya doğru çeker.. “Ya bir kanat verse, ya bir kuş olsam…” dedirtir.

Sivas çok yakındı. Kervancılar yerlerinde duramıyorlardı. Akşam oldu. Yataklarını serip içine girdiler… Ama hiç birini uyku tutmuyordu.. Veysel’in, nişanlısı.. Nişanlı olduğu gibi Veysel’in gözünün önünde.. “Yatamıyorum hayal meyal düşlerden..”

Veysel ikide birde yatağından kalkıp, ışıdı mı diye, doğudan yana bakıyor.. Veysel bir türlü yatakta duramıyor… Sabah, bir olsa! Şimdi, geceden yola çıkılmaz mı? diyor Veysel… Kar kar… Allahın belası bir fırtına var.

Gün ışımadan önce, doğuda, tam günün doğacağı yerde bir yıldız gözükür. Sabah yıldızıdır o.. Sabah yıldızı gözükünce yola çıkılır… Sabah yıldızı bir gözükse… Bu gece, bir gece değil, karanlık bir yıldır.

Veysel sevinçle, çoktanberi durup seyrettiği doğuda kocaman, yalp yalp ışıyan bir yıldız görüyor.. Delicesine bağırıyor:

“San yıldız… Mavi yıldız…”

Telaşla kervanı yüklüyorlar.. Kar savuruyor.. Geceye ve sarı yıldıza kar yağıyor.. Gece ve san yıldız üşümüş. Kervan yola düşüyor.. Kervancılarsa sevinç.. Geceye, kara, sarı yıldıza karşı türküler söylüyorlar… Bir bulut oynadı Sivas ilinden… Ucu teli mektup geldi gelinden…” Yarın sabaha Sivas’ta olacaklar… Veysel’i sorsanız, Veysel, kervanlardan belki beş yüz metre ileride… Atı, ağaçlar boyu yüklemiş karı göğüslüyor.. At, bazan yorulup, yavaşlıyor.. Veysel atı öldürecek gibi… Veysel, atı kırbaçlıyor.. Bir hayli yol alıyorlar

en iyi seçermisin umarım beğenirsini