lütfem mani yazın bir tane yeter öğretmen birazdan bana bakacak

Sagot :

Cevap:

Açıklama:

Çadıra serdim keçe

Koyunu sürdüm gece

O günlerde gelir mi?

Elin elime geçe

Çalıştım arı gibi

Peteğin balı gibi

Kız sen beni erittin

Dağların karı gibi

Patlıcanı haşladım

Doldurmaya başladım

Dediler yarin gelmiş

Oynamaya başladım

Su gelir akmayınan

Dereyi yıkmayınan

Seven yâre doyar mı?

Uzaktan bakmayın

Portakal dilim dilim

Gel otur benim gülüm

Ben sana ne dedim ki

Tutulsun benim dilim

Mani maniyi açar

Mani gönlümü açar

İki sen söyle bir ben

Hangimiz üste çıkar

Bahçelerde babaçça

Açılır akça akça

Kaçtım karşıma çıktı

Tombul yanaklı Hatça

Çilekten yaptım reçel

Kara gün gelir geçer

Derdimi söyleyemem

Kalbimden neler geçer

Leçenin bucağında

Od olur ocağında

Allah canımı alsın

O yârin kucağında

Bağa girdim hurmaya

Avcı geldi vurmaya

Ele bağışlanır mı

Bahçede ekşi elma

Dolu vurdu bağıma

Yel attı yaprağını

Korkarım garip ölem

El atar toprağımı

Penceresi Orhun’dan

Bir yar sevdim Zorkun’dan

Keşke sevmez olaydım

Ödü koptu korkudan

Bahçelerde mum direk

Suyu nerden indirek

İrezil gelin gidiyo

Uyuz ite bindirek

Sıra sıra kazanlar

Kara yazı yazanlar

Cennet yüzü görmesin

Aramızı bozanlar

Bağa girdim hurmaya

Avcı geldi vurmaya

Dürüp cebime koydum

Ne güzelsin Maşallah

Macirin kızlarını

Şeytan çarpar inşallah

Faytonun penceresi

Elindedir ceresi

Küçükken gelin olmuş

Ne bunun acelesi

Kaleden indim durdum

Bir çift güvercin vurdum

Kız mendilin ne güzel

Postanede pulcusun

Ormanlarda kolcusun

Meyil versem söz versem

El kulakta yolcusun

Höbek höbek dikenler

Aba gömlek biçenler

Bakışından bellidir

Kara sevda çekenler

Kaşların karasına

Mim çekmiş arasına

Seni cerrah diyorlar

Yürekler yarasına

Hapisanenin kapısı

Demirdendir yapısı

Yârimin günü varmış

Bir ay daha hapisi

Örtünü eğirmişsin

Kaşına değirmişin

Çokta güzel değildin

Kendini sevdirmişin

Kız entarin eflatun

Dön de arkana bakın

Senin gibi güzeli

Vermem ellerden sakın

Bir dalda iki vişne

Güzelim aşka düşme

Bu aşkın sonu yoktur

Boş yere dile düşme

Bahçede ekşi elma

Ne güzelsin Maşallah

Macirin kızlarını

Şeytan çarpar inşallah

Mantuvarım mantuvar

Mantuvarın vakti var

Mantuvara gelenin

Cennette bir tahtı var

Nazlıya bak nazlıya

Evin engin değil mi?

Doğru söylen komşular

Nazlı dengim değil mi?

Oğlanın adı Yılmaz

Olmaz aslanım olmaz

İçin gel gel demezse

O evde geçim olmaz

Ay doğar sini gibi

Sininin yanı gibi

Oyar beni seviyor

Beden de canı gibi

Merdiveni kırkayak

Kırkına vurdum dayak

Yar geliyor dediler

Seyirttim yalınayak.

Şu tepenin alıcı

Kırmızıdır pabucu

Şeftali vermeyenin

Kabul olmaz orucu.

Yeşil sandık kilidi

Üstünü gül bürüdü

Kız sen orada ben burda

İman tahtam çürüdü

Kekliğim seker ağlar

Tüyünü döker ağlar

Anasız gelin olan

İçini çeker ağlar

Sırma belikli yârim

Beyaz bilekli yârim

Nasıl bensiz durursun

Mermer yürekli yârim

Sunam sesemi geldin

Ayak basamı geldin

Sağlığımda gelmedin

Öldüm yasamı geldin

Küçük ovalı geldi

Atlı develi geldi

Başıma bu sevdalar

Seni seveli geldi

Kaşların emi emi

Ne bakan kinle beni

Yat dizimin üstüne

Çekeyim sana ninni.

Yanamam bile bile

Ben düştüm gurbet ile

Yedi mendil çürüttüm

Gözüm yaşın sile sile.

Siyah zülüflü canım

Neşter vur aksın kanım

Nar göbek fincan olsun

Doldur içeyim canım.

Ağaçlarda mazılar

Gönül seni arzular

Yar aklıma gelince

Yüreciğim sızılar.

Karşıda duran sensin

Zülfünü buran sensin

Bana cellât kar etmez

Boynumu vuran sensin.

Bugün hava karardı

Betim benzim sarardı

Baş ecel yastığında

Kolum yâri sarardı.

Kar yağar kiriş gibi

Eridim gümüş gibi

Ben yâri arzuladım

Tufanda yemiş gibi.

Yel vurur kazak oynar

Başımda tozak oynar

Ben yârime ne yaptım

O benden uzak oynar

Tarla başı pıtırak

Duralım tarak tarak

Çok çalıştık yetmez mi?

Gelin kızlar oturak

Mendilleri kokulu

Yan cebinde sokulu

Ne zaman kapanacak

Dağıstan’ın Okulu

Gel yakına yakına

Çeşmenin arkasına

Kırmızı gül takayım

Ceketin yakasına

Kayalardan kayarım

Bu kız benim ayarım

Ayşe benim olmazsa

Kaderime yanarım

Yel vurur kazak oynar

Başımda tozak oynar

Ben yârime ne yaptım

O benden uzak oynar

Tarla başı pıtırak

Duralım tarak tarak

Çok çalıştık yetmez mi?

Gelin kızlar oturak

Mendilleri kokulu

Yan cebinde sokulu

Ne zaman kapanacak

Dağıstan’ın Okulu

Gel yakına yakına

Çeşmenin arkasına

Kırmızı gül takayım

Ceketin yakasına

Kayalardan kayarım

Bu kız benim ayarım

Ayşe benim olmazsa

Kaderime yanarım

Bahçe bahçe gezerim

İnci boncuk düzerim

Bakın işte yüzüme

Bu köyde en güzelim

Kara taşın kenarı

Üstünde kırdım narı

Tutulası dillerim

Nasıl darılttın yarı

Yuvasında kırlangıç

Kanadı ayrıç ayrıç

Döne Kızı sevenler

Kan kussun avuç avuç

Elinde var yelpaze

Kuş dadanmış kiraza

Yakında geleceğim

Çekme kendini naza

Mani mani nideyim

Hangi günde geleyim

Ellerin yâri güzel

Ben çirkini nideyim

Masa üstünde bıçak

Sanki bana vuracak

Anne haberin olsun

Abim kız kaçıracak

Gül gibi oyum oyum

Kısacık kaldı boyum

Alacaksan al kalan

Yeter ettiğin oyun

Çaya vardım çayladım

Çayda balık avladım

Balık değil amacım

Ben gönlümü eğledim

Tren yolunda tütün

Yaprağı bütün bütün

Hem ana hem babadan

Koyma Allah’ım yetim

Gide gide yoruldum

Bir kenara oturdum

Güzelliğine değil

Çalımına vuruldum

Caminin minaresi

Mektebin penceresi

Şu Macirin kızları

Bulaşık tenceresi

Kiraz dalı budaklı

Meryem kiraz dudaklı

Yârim dünya güzeli

Elma gibi yanaklı

Derelere gidelim

Koyun kuzu güderim

İkimizi görmüşler

Nasıl inkâr ederim

Mezarlığın taşını

Koyun mu sandın yârim

Sevipte ayrılmayı

Oyun mu sandın yârim

Al giydim alsın diye

Mor giydim sarsın diye

İsteyene varmadım

Sevdiğim alsın diye

Karşıdan yar geliyor

Fistanı dar geliyor

Ben sevdim eller aldı

O bana ar geliyor

Gökyüzünde tayyare

Önündedir pervane

Kaş göz oynatsam oğlan

Olacak bir divane

Bakkallarda toz şeker

Şekerler kilo çeker

Seni gâvurun oğlu

Gördüğüne ah çeker

Kızın adı gül Fatma

Ayranlara su katma

Utanıyorum canım

Yolda bana laf atma

Gide gide yoruldum

Bir duldaya oturdum

Pezevengin oğluna

Bir bakışta vuruldum

Annem entari almış

Beyaz çizgisi varmış

Bir yar sevdim bilmeden

Onunda yâri varmış

Karalar karda kaldı

Bülbüller zarda kaldı

Gönül kapısı kitli

Anahtar yarda kaldı

Kara kütük yanıyor

İçinde çay kaynıyor

Hele bakın eltiler

Ne de güzel oynuyor

Kahve piştiği yerde

Pişip taştığı yerde

Güzel çirkin aranmaz

Gönül düştüğü yerde

Osmaniye üst başta

Oturma kışın taşta

Ben senle eğleniyom

Benim sevdiğim başka

Mendilim yelleniyo

Şu gönlüm eğleniyo

Şu macirin kızları

Oğlanmı beğeniyo

Konağın penceresi

Ne zalimdir gecesi

Sana kim âşık olur

Sokaklar eğlencesi

Çeşmenin taşı gibi

Gözünün yaşı gibi

Öyle bir kız sevdim ki

Kanarya kuşu gibi

Kayalarda kayarım

Yoktur benim ayarım

Ben sevdadan ölürsem

Kaderime yanarım

Arabalar geliyo

Ablam gelin oluyo

O kocaya gidince

Sıra bana geliyo

Çay kıyında çalılık

Boğazında altılık

İyi bakın oğlanlar

Oynayanlar satılık

Kaşları ok sevdiğim

Canımdan çok sevdiğim

Hep güzeller geliyor

İçinde yok sevdiğim

Yumurtası hollukta

Oturuyor yollukta

Eller düğün yapıyor

Bizim düğün bollukta

Dam üstünde yuvarlak

Dere akıyor şarlak

Benim sevdiğim yârim

Doğan aylarda parlak

Sıra sıra çarşılar

Yârim beni karşılar

Gizli gizli konuştum

Şimdi duydu komşular

Bir taş attım kargaya

Dönüp baktım arkaya

Evvel candan severdim

Şimdi vurdum dalgaya

Elmayı yüke koydum

Ağzını dike koydum

Aldım yârin elinden

Boynunu büke koydum

Karanfil haşlanır mı?

Saksısı taşlanır mı?

Küçücükken yar sevdim

Ele bağışlanır mı?

Pencerede duran kız

Bayram geldi dolan kız

Kurbansız bayram olmaz

Sana olam kurban kız

Karşıdan bakma yârim

Kaşlarını çatma yârim

Ben eski zamparayım

Hiç çalım satma yârim

Kar yağar saçaklara

Dökülür sokaklara

Nasıl ana doğurmuş

Sığmıyor kucaklara

Yüzüğüm taşa geldi

Bir kalem başa geldi

Sevda nedir bilmezdim

Ne çare başa geldi.

Hapsanenin kapısı

Demirdendir yapısı

Yârimin günü varmış

Bir ay daha hapisi

Örtünü eğirmişsin

Kaşına değirmişin

Çokta güzel değildin

Kendini sevdirmişin

Kız entarin eflatun

Dön de arkana bakın

Senin gibi güzeli

Vermem ellerden sakın

Bir dalda iki vişne

Güzelim aşka düşme

Bu aşkın sonu yoktur

Boş yere dile düşme

Mantuvarım mantuvar

Mantuvarın vakti var

Mantuvara gelenin

Cennette bir tahtı var

Nazlıya bak nazlıya

Evlerin engin değil mi?

Doğru söylen komşular

Nazlı dengim değil mi?

Oğlanın adı Yılmaz

Olmaz aslanım olmaz

İçin gel gel demezse

O evde geçim olmaz

Ay doğar sini gibi

Sininin yanı gibi

Oyar beni seviyor

Beden de canı gibi

Dağda fıstık olur mu?

Ateş yastık olur mu?

Sen orada ben burada

Böyle dostluk olur mu?

İn dereye dereye

Dere çakıllı yârim

Her geçene bakıyor

Gel geç akıllı yârim

Bahçelerde portakal

Gitme yârim burada kal

Sen şehre inersen

Bana çam bardak al