Arkadaşımla nasıl barisabilirim ?

Olay: Şimdi benim aşık olduğum birisi vardı bunu sınıfta güvendiğim kişilere söyledim işte bu küstüğüm arkadaşımada söyledim sonra arkadaşım beni sevdiğim kişiye ayarlamaya çalıştı arada sırada sevdiğim kişiyle arkadaşım sayesinde konuşuyordum en sonunda açılmaya karar verdim ama ben çok utangaç olduğum için söyleyemedim arkadaşımla ufak bir kavga ettik bu yüzden bana biraz sinirliydi yanıma geldi işte ben söylerim dedi sonra söyledi işte onu sevdiğimi o sevdiğim çocuk beni tanımamış uzun zaman geçti sevdiğim çocuk sınıfın kapısından bakıp bakıp duruyordu (karşı sınıfta) bende utaniyodum arkasımlada yazisiyorduk ben ona şey dedim "aşk acısı çok kötü" dedim şakasına oda bana off bir kes yazdı ardından arkadaşımla dalga geçiyordum onun gibi oldum dedim oda bana tamam yazdı benim açıkçası kalbim kırıldı soğuk davrandığı için bide ben yazmadığım sürece yazmiyordu ben sohbeti uzatmayA çalışırken o kisaltmaya çalışıyordu şu ufak kavgayı ettiğimizden beri soğuk davraniyordu sonra öbür gün okula gittiğimde bir tane arkasim gelip işte Zehra(kavga ettiğim arkadaşım) sana o kızın çok salak hiç sevmiyorum tek amacı sevdiğim çocuğun gözüne girmeye çalışıyor demiş sonra o sırada zehranin yanında sınıfta sevmediğim kızlar vardı ohhaaa Gülay (ben) onu mu seviyo demiş bende tabiki bunu duyduğumda çok sinirlendim eve geldiğimde direk yazmaya başladım Zehra bana çok soğuk davranıyorsun senin sayende okuldan soğudum her ota b**a sinirleniyorsun gitmişsin aşık oldugum kişinin adını sevmediğim kızlara söylemişsin falan dedim en sonundada senin sayende sevdiğim çocuktan soğudum dedim oda işte ağzımdan kaçırdım ayrica Gülay sen çok uzun şeyler yazıyorsun ve atıyorsun nasıl cevapliyim o kadar şeyi demış beni takipten çıkmış sonra pazartesi oldu okula gittim ne ben onla konuştum ne o benle konuştu sonra zehranin annesi benim anneme yazmış benim kızım adet oldu bu yüzden son zamanlarda hırçın tarzı şeyler yazmış benim kızım aslında çok iyi birisidir falan yazmış işte bugünde ikide bir sevdiğim çocukla konuşuyordu son teneffüste aşık olduğun kişiden soğudun mu diye sordu ben hayır dedim gerçekten çok korkuyorum sevdiğim çocukla aramin bozulmasını istemiyorum ona deliler gibi aşığım zehrayla nasıl barisabirim acil taktik verin ​


Sagot :

Yani olmuyorsa zorlama bosver

Rieti Romanın kuzey doğusunda yer alan ve Roma’ya 90 kilometre uzaklığında bir şehir. Şirin ve tarihi olarak Roma kadar eski oldukça eski bu kenti ortasından geçen bir ırmak ikiye bölüyor. Rieti’deki proje çalışmalarımız da doldu dolu geçti. İlk gün ortak okulumuz olan Minervini İlkokuluna gittik. Öğrencilerin ve öğretmenlerin sıcak karşılamalarıyla başlayan etkinlikler, örnek derslere katılım, satranç dersinin izlenmesi ve öğleden sonra da geleneksel İtalyan Çocuk Oyunlarının gösterimi şeklinde devam etti. İtalya’nın geleneksel Çocuk Oyunlarından bir tanesi vardı ki aynı bizim Yüzük Kimde? Oyunu… Oyuncular halka oluşturur. Ebe elindeki yüzük ile elden ele dolaşır. Kimin elline yüzük verdiği belli değildir. Diğer ebe ise kimde olduğunu tahmin eder. Jest mimikler ve beden dilinin sergilendiği bu oyunlarımızın ortak olması da bizi şaşırttı. Artık hangi kültürden hangisine geçtiyse? Bir araştırma konusu daha belirmişti.

 

Koro oluşturan öğrenciler İtalya’nın ulusal marşını ve ülkelerinin diğer popüler şarkılarını seslendirdiler. Bize yaptıkları jestler de çok hoşumuza gitti. Bizim baklavayı öğrencilerine yaptırmışlar ve fotoğrafları ile bir pano oluşturmuşlar.

 

Baklavanın yapılışı ve Türkiye fotoğrafları bizi etkileyen hususlardandı. Akşama doğru saat 16.00’da projemizin web sitesi ayarları için bir toplantı yaptık. Her gün 13.00-16.00 arası çalışmalara ara veriyorduk. Sebebini sorduğumuzda Giuseppina bu saatler arasında öğle uykusuna yattıklarını söyledi. İspanyolların “Siesta” adını verdikleri öğle uykusunu İtalyanlar çok güzel uyguluyorlardı. Bakkallar, büfeler ve diğer esnafında riayet ettiği bu öğle uykusunda sokaklar boşalıyor ve etrafı adeta bir uyku sessizliği kaplıyordu. Biz de alışkın olmadığımız için o vakitlerde Rieti’nin caddelerinin gezdik. İkinci gün sabah bizi Minervini İlkokulunun bir şubesi konumunda olan diğer bir anaokuluna götürdüler. “Giannantonio Pellegrini Cislaghi” adlı bu okulda bizi sıcak bir gülümseme ile karşılayan öğretmenler ve öğrenciler böyle bir projede yer almaktan dolayı çok mutlu ve heyecanlı görünüyorlardı. Orada da öğrenciler geleneksel danslarını ve oyunlarını sergilediler. Kapalı spor salonunda proje ekibindeki Portekizli öğrenciler de İtalya oyunların katıldı.

 

Kültürler, diller ve dinler farklı olsa da çocuk dünyanın her yerinde çocuktu ve oyun oynamaktan, dans etmekten, birlikte paylaşımda bulunmaktan aynı tadı alıyorlardı. Sevgi hepimizin ortak yapıştırıcısıydı. Öğleden sonra “Don Giussani” adlı bir başka anaokuluna gittik. Akşama doğru saat 16.00’da ülkemizin sunumu vardı. Türkiye’nin Geleneksel Çocuk Oyunları slayt gösterisi de çok beğenildi. Karatay Belediyesi’nin bastırdığı oyun kitapçıklarımızı da dağıttık. Beğeniler ve takdirlerin ardından akşam bizim için hazırlamış oldukları yemeğe katıldık. Bize karşı hassas davrandılar domuz eti yemediğimiz için bize özel makarna ve tavuk eti ile ikramlarını yaptılar. Yemeğin ardındaki Mimoza tatlısı tüm ekip tarafından çok beğenilmişti. Ben de tarifini alarak eşime getirdim. Aynısından olmasa da Türk usulü Mimoza yemekti niyetim. Her ülkenin marşlarını, şarkılarını ve danslarını sergilediği yemek sonrasında biz de önce “Dağ başını duman almış” marşını söyledik. Ardında da İbrahim Hoca ile “Harmandalı” oynadık. Büyülenmiş gibi seyrettiler ve beğenilerini bizim ile paylaştılar