Aslan ve tilki ile ilgili masal

Sagot :

Cevap:

Açıklama:

Aslan ve Tilki Masalı

Uzun zaman önce bir ormanda bir çift aslan yaşıyordu. Bir sabah karısı ona nefesinin kötü ve nahoş olduğunu söyledi. Aslan bunu duyunca utandı ve öfkelendi, karısının söylediğine inanmadı ve ormandaki hayvanları nefesini kokup kokmadığını kontrol etmek için çağırdı.

Önce koyun geldi. Ağzını ardına kadar açan Aslan, “Koyun, söyle bana ağzım kötü kokuyor mu?” Dedi. Koyun, aslanın dürüst bir cevap istediğini düşündü ve koyun, “Evet dostum. Nefesinizde bir sorun var gibi görünüyor ”. Bu dürüstçe cevap aslanın pek de hoşuna gitmedi ve koyunun üzerine atlayıp pençeleriyle onu cezalandırdı.

Sonra kurt geldi ve aslan kurda sordu; “Ne düşünüyorsun? Nefesim kokuyor mu? ” Kurt koyunun başına ne geldiğini gördüğü için soruyu cevaplarken çok dikkatli olması gerektiğini anladı. Kurt, “Nefesinizin kötü koktuğunu kim söylüyor?” Dedi. Gül kokusu kadar tatlı bir nefesiniz var ” dedi. Aslan, kurdun cevabını duyunca “Dalkavuk kurt!” deyip, öfkeyle kükredi ve koca pençeleriyle hemen kurda saldırdı, kurdu da cezalandırdı. Sonunda sıra tilkiye geldi. Aslan tilkiye de aynı soruyu sordu. Tilki, koyun ve kurdun başına gelenleri gördü. Bu yüzden defalarca öksürüp boğazını temizledi ve sonra şöyle dedi, “Ah Sevgili Dostum, son birkaç gündür soğuk almışım, hastayım. Bu yüzden hoş ya da hoş olmayan hiçbir şeyin kokusunu alamıyorum ” dedi.

Aslan, tilkinin bu cevabına karşılık tilkiye hiçbir ceza veremedi.

Öğüt: Kendinizi kötü bir duruma dahil etmeyin, aksi takdirde hiçbir suçunuz olmadığı halde cezalandırılabilirsiniz. Böyle durumlardan uzak durmak akıllıca olur.

Cevap:

selam

ASLAN İLE TİLKİ

Ormanlar kralı aslan artık kocamış, hiç bir işe yaramaz olmuş. Kendi kendine "Bedenim yaşlandı. Ama aklım fikrim yerinde" deyip işi kurnazlığa vurmuş. Hasta gibi davranıp yataklara düşmüş. Aslanın hastalığı kısa zamanda tüm ormana yayılmış. Herkes kulak- tan kulağa "Duydun mu? Kralımız hastalanmış!" diye fısıldaşmış. Adet bu ya; hasta olan. ziyaret edilir. Ormandaki hayvanlar da bir bir asla- nın ziyaretine gitmişler. "Kralımız kuvvetten düşmesin" diye de yiye- cek hazırlamışlar. Maymun kuçak dolusu muz ile Hindistan cevizi, ayı bir kavanoz bal, kurt kocaman bir parça et, sincap ağzına kadar dolu bir sepet ile ceviz götürmüş. Kurnaz aslan kendisini ziyarete gelen hayvanları yiyip yut- muş. Hediyeleri de depoya koymuş. Gülerek "Ne olur ne olmaz " demiş. "Ziyarete gelen olmazsa, depodakileri yerim." Böylece zavallı hayvanlar iyi niyetlerine kurban gitmişler. Günlerden bir gün tilki de aslanın hastalık haberini duymuş. "Bir gidip bakayım " diyerek aslanın inine gelmiş. Ama içeri girmeden uzak- ta durmuş. Aslan yalandan inlemiş "Tilki kardeş, niye uzakta duruyorsun? Yanıma gel de konuşalım "demiş. Kurnaz tilki "Gelmesine gelirim aslan kardeş, ama günlerdir senin inini gözlerim. İçeri giren ziyaretçiler bir türlü dışarı çıkmıyor. Ben de onlar gibi kurban olmak istemem " demiş. O günden aslan, krallı- ğını bilmiş; kurnazlığı da tilkiye bırakmış.