Sagot :
Türk tarihi açısından büyük önem taşıyan günlerin başında gelen 18 Mart Çanakkale Zaferi’nin türküsü bir mektuptan esinlenerek yazılmıştır. Mektubun sahibi ise 'Çanakkale Şanlı Tarihine Bir Bakış' adlı kitabın yazarı Emrullah Nutku'nun kardeşi Seyfullah'tır. Seyfullah 1903 yılında doğmuştur. Savaştan önceki dönemde Çanakkale Sultanisi adı verilen o dönemdeki lisenin 1. sınıf öğrencisidir. Seyfullah'ın mektubunun üzerinde 19 Eylül 1914 tarihi görülmektedir. Seyfullah bu mektubu Çanakkale'den annesine yazmıştır.
Seyfullah'ın annesine yazdığı mektup:
''Sevgili Anneciğim,
İki yıldır ayrı yaşadığımız bu hayat artık bitiyor. Sana ve aileme kavuşacağım için çok mutluyum. Okulumuz artık hastane olacağı için bizi İstanbul’daki okullara göndereceklermiş. Öğretmenlerimizin büyük kısmı da askere gidiyor, üst dönemlerdeki ağabeylerimiz ise gönüllü olarak askere gideceklermiş. Türkçe öğretmenimiz bugün sınıfa geldi ancak çok durmadı, o da bize veda etti. Giderken bize vakti geldiğinde vatana yapılan hizmetin okulda verilen hizmetten daha kutsal olduğunu söyledi.
Kısa zaman önce sokaklardan askerler geçmeye başladı. “Çanakkale içinde Aynalı Çarşı, Anne ben gidiyom düşmana karşı” türküsünü söyleyerek yürüyorlar. Kimileri at sırtında kimileri develerle yol alıyorlar. Top arabaları ve mekkareler de onlara eşlik ediyor. Savaş çıkacağını söylediler. İngiliz ve Fransız gemilerinin boğazda dolaştığını duyduk. Gemiler buraları vuracakmış, ancak yakında İstanbul’a gideceğimiz için ben bunları göremeyeceğim. Oysa görmek isterdim. Sonunda size kavuşacağımı biliyorum. Babamın ve siz anneciğimin ellerinden öperim, kardeşlerime selam ederim.
Cevap:
Tek vücut haline gelmiş bir milletin, vatanı istila etmek isteyen düşmana karşı bağımsızlığını, onurunu ve bayrağını korumak için neler yapabileceğini bütün dünyaya gösterdiği Çanakkale destanı kitaplaştı. Araştırmacı Yazar Recep Şükrü Apuhan, "olmak ya da olmamak" arasında gidip gelen, düşmanlar tarafından yazılmaya çalışılan kaderini değiştiren Türk Milletinin destansı mücadelesini Timaş Yayınları için kaleme aldı.
Recep Şükrü Apuhan, "tarih" denen büyük öğretmeni bu defa Çanakkale Savaşı'nı anlatması için kürsüye çıkarıyor. Bu derste gerçek yiğitlik, fedakârlık ve insanlık öyküleri var. Çanakkale Savaşı'nı her yönüyle ele alan bu kitabı; heyecan, gurur, hüzün ve zevkle okuyacaksınız.
Tarihi Seven Okurlar İçin Önemli Bir Kaynak Kitap
Harita ve fotoğraflarla desteklenen Çanakale Geçilmez, titiz bir çalışmanın ürünü. Kitapta, "Bu vatan ya senindir ya da hiç kimsenin! şiarıyla kazanılan Çanakkale Savaşı'nın sebepleri, sonuçları, düşman kuvvetlerin sahip olduğu muazzam silah gücü, savaşta yaşanan duygulu anlar, Anadolu insanının cesareti, fedakârlığı, vatan sevgisi ve sabrı tüm canlılığı ile satırlara yansıtılıyor.
Çanakale Geçilmez, I. Dünya Savaşı'nda Çanakkale Cephesinin açılma sebepleri ve bu cephenin önemiyle başlıyor. Sonra, 18 Mart 1915 deniz zaferine ulaşan yol ve o büyük günün ayrıntıları tüm canlılığıyla anlatılıyor. Ardından, 25 Nisan 1915 günü başlayan kara savaşı, tüm ayrıntıları ve isimsiz kahramanların öyküleriyle ele alınıyor.
Mehmetçiğin eşsiz kahramanlığını ve fedakârlığını ortaya koyan Çanakale Geçilmez, tarihini araştırmayı sevenler, ecdadının fedakârlıklarını, o engin merhametini merak edenler ve atalarına vefa borcunu bir parça da olsa ödemek isteyenler için vazgeçilmez bir eser.
Çanakale Geçilmez, bir yandan vatanını canı pahasına koruyan, düşmanı Boğazlar’dan geçirmemek için her şeyini ortaya koyan Mehmetçiğin acı dolu hikâyesini anlatırken, diğer yandan ülkelerinden binlerce kilometre uzakta ne için savaştıklarını dahi bilmeyen Anzakların, Müslümanlara silah çektiklerini duydukları ezan sesiyle fark eden Hintli ve Senegalli askerlerin öykülerini gözler önüne seriyor.
Var Olma Mücadelesini Yansıtan Birkaç Satır
Çanakale Geçilmez, arkadaşı Emin'e "Yaz gelecek, kış gelecek, yağmur yağacak, çiçekler açacak, ot bitecek, çalı bitecek üstümüzde. Her gün biraz daha toprağa karışacağız. Nasıl dövüştüğümüzü anlat, anlat atanın, obanın başını eğdirmediğimizi" diyen isimsiz kahramanların, ölüme gidilen, ölümden dönülen yerler olan siperlerin öyküsü.
Çanakale Geçilmez, "Çekiyorum tetiği... Çekiyorum" Çekiyorum. Tüfek patlamıyor, ateş etmiyor... Tüfek bozuldu herhalde dedim, bak hele dedim yanımdaki arkadaşıma, benim tüfek bozulmuş. Bir baktı benden yana. Senin parmak gitmiş "dedi" diyerek yaptığı o büyük fedakarlığı, mahcup bir şekilde anlatan Ezineli Halil'in öyküsü.
Thank you for visiting our website wich cover about Müzik. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.