Yalan : Doğru olmayan bir şeyi söylemek/ima etmek
*Yanlış, ben kimseye silah doğrultmadım.
*Kâğıtları kararken yarısını döküyorlar, tekrar toplayıp karıştırıyor ve bu sefer de, kesmek için yanlış birisine uzatıyorlardı.
*Artık başka bir felakete yol açmak istemeyen tesadüf, adaletin elini yanlış bir yere sevkederek, hiçbir kasdı olmayan zavallı hakiki mücrimin bu arada unutulmasına sebebiyet veriyor...
*Sınavda yaptığın yanlışlar bütün hayatını değiştirdi.
Sınavda yaptığın yanlışlar bütün hayatını değiştirdi.*Çok fazla yanlış kararlar aldığı için perişan duruma düştü.
Sınavda yaptığın yanlışlar bütün hayatını değiştirdi.*Çok fazla yanlış kararlar aldığı için perişan duruma düştü.*Doktorlar hastayı yanlış ameliyat ettiği için hasta felç kaldı.
Sınavda yaptığın yanlışlar bütün hayatını değiştirdi.*Çok fazla yanlış kararlar aldığı için perişan duruma düştü.*Doktorlar hastayı yanlış ameliyat ettiği için hasta felç kaldı.*Hayatımızda bir sürü yanlış olabilir.
canvarlik**