Bir tarla meselesi yüzünden Savrukların Hüseyin. Arkbaşı'nda Sarı Mehmet'i vurdu. Otuz evli köy birbirine girdi. Şaşırdılar, Herkes korku içinde jandarmaların gelmesini bekliyordu. Halbuki karakol buraya altı saat uzakta idi, köyden kimse cinayet haberini götürmedikçe on beş gün bile uğramazlardi. Bu köylünün aklına en geç geldi; ondan sonra köyün ihtiyarları kahvede Hüseyin'in babası Mevlüt Ağa'nın etrafina toplandilar. Sarı Mehmet'in bir tek ihtiyar anasından gayrı kimsesi yoktu. Onu karşılanına aldılar, davacı olmaması için kendisine nasihat etmeye başladılar. Ihtiyarlardan biri "Dava edersen ne kazanacaksın? Kim gider de Mevlüt Aga'nin oglu adam vurdu diye şahitlik eder? Etse bile sen ayda bir iki defa kasabaya gidip her seferde dört beş gününü yakarsan tarlani kim eker, işine kim bakar? Kasaba iki günlük yol, gidersin, şahitlerin gelmedi, haftaya uğra derler, mahkemen talik olur. Sen gününü şaşırıp gidemezsin, candarma seni alır götürür, gayrı kendin istesen bile yakani siyiramazsın, evin barkin yıkılır. İşte bir kazadir oldu. Cenabihak böyle istemiş. Allah'ın emnne mahkeme ile mi karşı koyacaksın Bu hikâyenin yazıldığı dönemle ilgili 1. Toplumda kaderci bir anlayışın bulundugu II. Ağa-köylü çatışmasının yaşandığı III. Toplumun hukukun üstünlüğünü benimsediği IV. Haberleşme imkânlarının kısıtlı olduğu ifadelerinden hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız III. B) Yalniz IV D) II ve III. E) II ve IV
Thank you for visiting our website wich cover about Türk Edebiyatı. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.