Bahar İçin neden kış gerekir

Sagot :

Cevap:Bahar denilince akla öncelikle çiçekler gelir, kırlar gelir, yeşil tabiat gelir. Bu mevsimin özelliklerinin insanların psikolojisi üzerindeki tesiri kaçınılmazdır. Bunu hayatımızdan denemiş olmamız gerekir. İnsanlar için üniversal değer yargıları vardır, bunlardan bir tanesi de tabiat sevgisidir. Tabiat, baharla beraber kış mevsiminin o çıplak halinden kendini kurtarır ve sanki utanmış gibi yeşilliklere bürünür. Hepimiz biliriz ki insan giysisiyle daha güzeldir. Baharın bu tavrında çocuksu bir hal vardır. Bahar yenidir ve çocukta aile için yeni bir azadır. Bahar tabiatın sanki yeni bir çocuğudur ve bu çocuk yazla birlikte gençlik dönemini, güzle yaşlılık merhalesini geçirir ve kışla birlikte ortadan kaybolur. Tabiat darılır, yalnızdır artık, çıplaktır, savunmasızdır tıpkı bir çocuk gibi.

Baharla birlikte çocuk kendini özgür hissetmeye başlar. Artık kış mevsiminde Dışarı çıkma hastalanırsın. ihtarı geçerliliğini kaybetmektedir. Kendini evin haricinde bulan çocuk hemen oyun oynamak isteyecektir. Zira kış mevsimi süresince oyun oynayamamış ve oyunları özlemle bekledikten sonra bu olanağa kavuşmuştur. Bir de kırlara çıkıp koşmak, yuvarlanmak, tabiatın o mükemmel kokusunu koklamak, havasını teneffüs etmek o miniklere öyle bir haz verir ki bu haz dahi onları bahara bağlamaya yeter de artar dahi. Bahar minikler için heyecan demektir, heyecan baharla birlikte çocukların minik dünyalarında yerini alır. Bahar, güzel bir yaz mevsiminin habercisidir. Küçüklük dönemine ait güzel hatıraların içerisinde baharın bulunmaması kaçınılmazdır.

Mevsim betimlemesi: İlkbahar

"Uzun süren kış ayları bitti. Köyün üzerini örten kara bulutlar gitmiş, yerini masmavi gökyüzüne bırakmıştı. Yılan gibi kıvrıla kıvrıla akan derenin suları coşmuş, coşku türküleri söyleyerek akıp gidiyordu... Vadi rengârenk tomurcuk ve çiçeklere bürünmüştü. Uykudan uyanan böcekler yuvalarından çıkarak şimdiden kış hazırlıklarına başladılar. Karıncalar sıcak günlerin uzun sürmeyeceğini bildikleri için ambarlarını yiyecekle doldurma yarışına başladılar. Bizim tembel ağustos böceği de sabahın erken saatlerinde müzik şölenine başlamış, gece gündüz demeden güzel türkülerini söylüyordu."

(Sabri Oytan, Bal Sarısı -Zerik Taşı, s. 34)

Açıklama: