Lütfen acil 9. Sınıf edebiyat Yazılmış Roman Örneği gönderirmisiniz.

En iyi seçeceğim​


Sagot :

Cevap:

Ölü canlar (Gogol)

Açıklama:

En Iyi seçersen sevinirim!

Cevap:

Hali vakti yerinde bir adam olan Adnan Bey, kırk kırk beş yaşlarında bir İstanbul beyefendisidir. Karısı bir süre önce ölmüştür. Adnan Bey, genç kızlık çağına girmek üzere olan kızı Nihal ve daha küçük yaşta bulu­nan oğlu Bülent'le birlikte, oldukça sakin bir yaşayış sürdürmektedir. Ko­naklarında bazı yardımcıları da bulunmaktadır.

Ailenin yaşayışı böyle sürüp giderken, o zamanın gözde gezinti yerle­rinden biri olan Göksu'da yaptıkları sandal Sofalarından, Firdevs Ha­nımlarla tanışırlar.

Firdevs Hanım, iki kızı ile birlikte yaşayan, adı biraz dile gelmiş, zevk ve eğlence düşkünü bir kadındır. Bu sandal karşılaşmaları, gönlü hâlâ genç olan geçkin kadında Adnan Bey'e karşı bazı ilgiler uyandırmıştır. Hele ki onun zenginliği, üstünde en çok durulacak bir konudur.

Ne var ki durum, Firdevs Hanım'ın beklediğinin tersine gelişir. Adnan Bey, kendisiyle değil, henüz pek genç kızı Bihter 'le evlenmek istemektedir. Bihter bunu öğrenince -büyük yaş farkına ve çocuklarına rağmen- isteği kabul eder. Bu yüzden anne ile kız arasında bir kavga bile geçer, ama Fir­devs Hanım ister istemez duruma razı olur.

Adnan Bey'in kızı Nihal, babasının evlenmesi, hele bu ölçüsüz evlen­mesi karşısında isyan ederse de o da ister istemez durumu kabullenir.

Bihter eve gelin gelmiş, konakta yeni bir düzen başlamıştır. Aşırı duy­gulu bir kız olan Nihal, kendisinden çok da yaşlı olmayan üvey annesiyle fazla ilgilenmemekte, daha çok mürebbiyesiyle sakin ve sessiz bir yaşayış sürdürmektedir. Bihter'e gelince, o oldukça iyi bir ev kadını olmuştur. Ad­nan Bey mutludur.

Konakta bir de Behlul adlı bir genç vardır. Behlul, Adnan Bey'in yeğe­nidir ve onlara istediği gibi gidip gelmektedir. Adnan Bey 'in niyeti kızı Nihal’ı bu yeğeni ile evlendirmektir. Durum kendisine anlatılmış, genç kız da bunu memnunlukla kabul etmiştir. Artık ikisi sözlü durumundadır.

Adnan Bey'le Bihter'in evliliklerinin üstünden bir yıldan fazla bir za­man geçmiştir. Geçen bu zaman genç kadına mutlu olmadığını ve olama­yacağını anlatmıştır. Bihter'in Nihal'le arası da git gide daha çok açıl­maktadır. Konaktan bazı eski emektarları uzaklaştıran genç kadın, Ni­hal'in gözlerinden sızan nefret ışıkları altında büsbütün bunalmakta, ken­disini büsbütün yalnız hissetmektedir. İşte bu sırada müthiş bir şeyin far­kına varır. Adnan Bey'in yeğeni, Nihal'in nişanlısı Behlul kendisine kur yapmaktadır. Bihter, bu durumu önceleri şiddetle, hatta nefretle karşılar; ancak kocasını bir türlü sevemeyişi, yalnızlığı ve hele genç, yakışıklı ada­mın manevraları karşısında yavaş yavaş ona yönelir.

Böylece ikisi arasında bir aşk-ı memnu (yasak aşk) başlamış olur.

Bu yasak aşk, büyük ve çeşitli tehlikelerle birlikte uzunca bir süre de­vam eder. Konakta durumu ilk sezinleyen Nihal olur. Nihal, belli etmeden Bihter'le Behlul'u izler ve gözetler. Nihayet bir seferinde onları gizlice konuşur ve söyleşirken yakalar. Genç kız için bu öylesine korkunç bir sah­tedir ki, bu sahnenin ağırlığına dayanamayarak oracıkta düşüp bayılır; böylelikle Bihter ve Behlul da, durumlarının onun tarafından öğrenilmiş olduğunu anlarlar.

İlk zamanlar korkak ve çekingen olan Bihter'in artık aşktan gözü dön­müştür. Behlul'u çılgınca sevmekte, onu Nihal'den kıskanmakta, evlenme­lerine bile engellemeye çalışmaktadır. Oysa genç adam, kadından nasibi­ni almış, artık ondan soğumaya başlamıştır; şimdi o yeniden Nihal'e dön­meyi ve onunla bir an önce evlenmeyi kurmaktadır.

Bayılma olayından sonra yatağa düşen Nihal'in çok sevdiği zenci kö­le Beşir, bütün bu olan bitene dayanamaz. Bir gece odasına gidip Bihter'le Behlul'ün maceralarını Adnan Bey'e olduğu gibi anlatır.

Yaşlı adam, işittikleri karşısında üzüntü ve şiddetten deli gibi olur. Olan biteni açıkça konuşmak, hesaplaşmak üzere Bihter'in odasına ko­şar. Genç kadın kapıyı kapamıştır. Adnan Bey'in açması için yaptığı tehdidi, ricayı hep reddeder. Kocası kendisini affedecek olsa bile, artık genç kadının onun yüzüne bakacak hali kalmamıştır. Ona karşı rüsvay ve suç­ludur; sevdiği genç adam da kendisini terk etmiştir. Bu durumda yapıla­cak en doğru şeyin ölmek olduğu inancına varır Adnan Bey'in yüklendiği kapının kırılmak üzere olduğunu anlayınca, elindeki tabancayı kalbine çe­virip tetiği çeker.

Adnan Bey konağında birkaç yıl geçen bu acı ve karmaşık olaylar du­rulduktan sonra, baba ile kız yeniden baş başa kalırlar. Artık yaşarken de ölürken de hep birlikte olmak kararındalar.

(Şemsettin Kutlu, Başlangıçtan Günümüze Türk Romanları, İnkılâp Kitapevi, İst. 1987)

Açıklama: