Sagot :
Cumhuriyet için ilk adımlar Milli Mücadele ile birlikte atılmıştır. Milli Mücadele Dönemi’nde emperyalizme karşı “Tam Bağımsızlık” savaşı verilirken aynı zamanda saraya/sultana karşı “Milli Egemenlik” esası olan Cumhuriyet mücadelesi ile 1000 yıldan fazla devam eden saltanat düzenine son verilmiştir. Atatürk, 19 Mayıs 1919’da Anadolu’ya geçerken “Millet Egemenliğine dayanan Tam Bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmayı” düşünmüştür. Amasya Genelgesi’nde; “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır”. Esası Milli Egemenlik ilkesinin hayati önemini ve değeri ortaya konmuş, Türk Milleti’nin hür ve bağımsız yaşama kararlılığı dünyaya ilan edilmiştir. Bağımsızlık savaşının ve Cumhuriyetin temellerinin atıldığı Sivas Kongresi’nde; “Ya İstiklal, Ya Ölüm” parolası ile Milli Mücadele başlatılmıştır. Erzurum Kongresi’nde; “Milli iradeyi etkin milli kuvvetleri hâkim kılmak esastır”. Kararları ile gelecekteki rejimin “Ben, milletin vicdanında ve geleceğinde hissettiğim büyük gelişme yeteneğini, bir milli bir sır gibi vicdanımda taşıyarak yavaş yavaş bütün bir topluma uygulatmak zorunluluğunda idim” sözü ile “Cumhuriyet” hedefine doğru yürümüştür. 23 Nisan 1920’de, Büyük Millet Meclisi açılmış ve “Meclisin üstünde hiçbir kuvvet yoktur” kararı ile “Milli Egemenlik” Gerçekleştirilmiştir. 20 Ocak 1921 Anayasası’nın 1’nci maddesinde; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Yönetim usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır”. Anayasa’da ilan edilmemiş olan Cumhuriyetin tanımı yapılmıştır. Atatürk, 1 Kasım 1922’de Saltanatın kaldırılmasında; ”Efendiler, Hâkimiyet ve Saltanat hiç kimse tarafından hiç kimseye ilim gereğidir diye görüşmeyle tartışmayla verilmez. Hâkimiyet, Saltanat kuvvetle güçle, zorla alınır. Türk Milletinin hâkimiyeti ve Saltanatına zorla el koymuşlardır. Türk Milleti bu saldırganlara isyan ederek Hâkimiyet ve Saltanatını fiilen kendi eline almış bulunuyor”. Hâkimiyet ve Saltanatın kaldırılması ile Millet yönetimi doğrudan doğruya kendi eline alacağını vurgulamıştır. Halk, Milli Egemenlik ile sarayın kulu olmaktan kurtulup Cumhuriyetin özgür bireyleri haline gelmiştir.
Cumhuriyet ilanı, uzun bir süreçten sonra gerçekleşmiştir. Bu süreçte; Türk ordusu İnönü Savaşlarını, Sakarya Meydan Muhaberesi ile Başkomutanlık Meydan Savaşı'nı kazanmış, işgalci Emperyalist devletler 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize dökülmüştür. I.Dünya Savaşı'nda savaştığımız devletler ile 11 Ekim 1922’de Mudanya Mütarekesi ve 24 Temmuz 1923’de Lozan Barış Antlaşması yapılmış ve Türkiye’nin bağımsızlığını dünya devletleri tarafından kabul edilmiştir. 13 Ekim 1923’de Ankara, Türkiye Devleti’nin Hükümet Merkezi olmuştur. Mevcut rejimin isminin bütün açıklığı ile ortaya konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekli olmuştur. Türk tarihindeki en büyük devrim olan Cumhuriyet’in, Ankara’nın başkent olarak seçilmesinden 16 gün sonra ilan edilmesi tesadüf olmamıştır.
CHP’nin 15 -20 Ekim 1927’de Ankara’daki 2’nci Kurultayı’nda 36,5 saat süren ve altı günde okuduğu Mustafa Kemal Atatürk Nutuk’ta, “Benim En büyük eserim Cumhuriyettir.“ dediği Cumhuriyet kararının verilişini, yeni devletin ortaya çıkışını, anlaşılabilir ve yalın bir biçimde ortaya koymuştur. 9 Ağustos 1923’de Halk Fıkrası’nın açılış kongresi, Atatürk’ün başkanlığında görüşmelere başlamış ve 11 Ağustos’ta, 286 üyeli 2’nci Meclis açılmış ve başkanlığa seçilmiştir. Fethi Okyar, hükümeti kurmuş ve İçişleri Bakanlığı görevini de kendisi üstlenmiştir. Muhalefet, Başbakan Fethi Okyar ve bakanları hakkında ağır eleştirilerde bulunmuş ve sıkıntılar yaşanmıştır. Bu olaylar yaşanırken Atatürk; “Uygulanması için sıra beklediğim bir düşüncenin uygulama zamanı gelmişti. Bunu itiraf edeyim”. İçişleri Bakanlığı görevini bırakmasını istediği Fethi Okyar, 24 Ekim’de görevi bırakmış ve Ali Fuat Cebesoy’da aynı gün Meclis 2’nci Başkanlığı görevinden ayrılmıştır. Atatürk, olaylara müdahale için 26 Ekim’de kabineyi Çankaya’da toplamış ve durumu inceledikten sonra orduların başında bulunan Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak hariç kabinenin istifa etmesine karar verilmiştir. 27 Ekim’de hükümet istifa etmiş, ancak hükümet kurulmasında sıkıntılar yaşanmıştır. Bu süreci, Nutuk’ta; “Muhteris grubu, hükümet kurmakta tamamen serbest bırakıyoruz. Kabinedeki hiçbir vekil işin içine katmaksızın istedikleri gibi bir Bakanlar Kurulu oluşturup ülkeyi yönetmelerinde hiçbir sakınca görmüyoruz. Fakat hükümet kurup ülkeyi yönetemeyeceklerinden eminiz”. Sözleri ile endişelerini dile getirmiştir. Yine; “ Meclisi aldatmaya çalışan muhteris grup, hükümet teşkiline muvaffak olamadıkları takdirde, buhran ve karışıklığı sürdürmek caiz olamayacağından, işte o zaman bizzat müdahale ederek, tasavvur ettiğim meseleyi yani Cumhuriyet ilanını vazetmek suretiyle işi kökünden halledebileceğimi düşünmüştüm”. Hükümet kurma çalışmaları 28 Ekim’e kadar gerçekleşememiş ve sorun çözülememiştir. Milletvekillerinin büyük çoğunluğu sorunun çözülmesi için Atatürk’ün çağrılması talep edilmiştir.
Atatürk, hazırlanan Bakanlar Kurulu listesindeki bazı kişilerin listeye girmek istemediklerini gözlemlemiş ve kesin bir liste oluşturulmasını isteyerek gruptan ayrılmıştır. Meclis’ten Çankaya’ya dönerken beklenen anın geldiğine karar vermiş ve 28 Ekim akşamı, İsmet İnönü, Kazım Özalp, Fethi Okyar, Ekrem ve Ruşen Eşref Beyleri, Fuat Bulca, Kemalettin Sami ve Halit Karsıalan Çankaya’da yemeğe davet etmiş ve sofrada bir araya gelmişler, Cumhuriyetin ilanından önce son akşam yemeğini yemişlerdir. O geceyi, Nutuk’ta; "28 Ekim günü gece Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemâlettin Sami ve Hâlit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede "Bir uğurlama ve bir karşılama" başlığı altında okumuştum. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Millî Savunma Bakanı Kâzım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kâzım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında "Yarın Cumhuriyet ilân edeceğiz" dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. “Efendiler, Cumhuriyet ilânına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü onlarında aslında ve tabiî olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan Cumhuriyetin ilân edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar”. Yemekte bulunanlara Cumhuriyetin nasıl ilan edileceğini anlatmış ve 29 Ekim’de yapılacak Grup toplantısında Kemalettin Sami Paşa önerge vererek Atatürk’ü gruba davet etmesi kararlaştırılmıştır.
Atatürk, o gece İsmet İnönü’nün köşkte kalmasını istemiştir. Nutuk’ta; ”Birlikte olduğumuz arkadaşlar erkenden ayrıldılar. Yalnız İsmet Paşa Çankaya'da misafirdi. Onunla yalnız kaldıktan sonra, bir kanun tasarısı müsveddesi hazırladık. Bu müsveddede 20 Ocak 1921 Anayasası’nın 1’nci maddenin sonuna "Türkiye Devleti'nin hükümet şekli Cumhuriyettir" cümlesini ekledim. 3’üncü maddeyi; "Türkiye Devleti Büyük Millet Meclisi tarafından idare olunur. Meclis, hükümetin ayrıldığı idare kollarını Bakanlar vasıtasıyla yönetir." Bu şekilde düzenledim. “Türkiye Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından ve kendi üyeleri arasından bir seçim dönemi için seçilir ve Türkiye Cumhurbaşkanı devletin başkanıdır". Temel maddelerden olan 8’nci ve 9’ncu maddeleri ilave edilmiştir. Türkiye’nin kaderinin değiştiği o gece için İsmet İnönü; “Misafirleri uğurladıktan sonra Atatürk benim kalmamı söyledi. Evvela kanun metnini görüştük. Her madde üzerinde eski ve yeni arasında bir mukayese yapılıyordu. Atatürk neticeyi dikte ettiriyordu. Ben yazıyordum. Böylece çerçeve tamamlandıktan sonra yeniden okudum, dikkatle dinledi, düşündü, “Hazırlık tamam dedi”. Ayrılmak üzere izin verdi, odama çekildim. Ertesi sabah metni tekrar bir gözden geçirdik ve beraberce meclise gittik”. Milli Mücadele’nin 2 kahramanı ülkenin rejim değişikliği için yola çıkmışlardır.
29 Ekim 1923 Pazartesi günü Halk Partisi Grubu saat 10.00’da Fethi Okyar başkanlığında toplanmış ve Bakanlar Kurulu oluşturulamamıştır. Kemalettin Sami Paşa, Atatürk’ün sorunu çözmek için verdiği önerge kabul edilmiş ve toplantıya çağrılmıştır. Atatürk; ”Görüşmeler sırasında Çankaya’da evimde bulunuyordum. Kemalettin Sami Paşa’nın önergesinin kabul edilmesi üzerine toplantıya davet edildim. Toplantı salonuna girer doğruca kürsüye çıktım ve şu görüş ve teklifi ortaya attım. Efendiler, hükümet üyelerinin seçiminde, fikirlerde karışıklık olduğu ve görüş birliği sağlanamadığı anlaşılmıştır. Bana bir saat kadar müsaade buyurun. Bulacağım çözüm yolunu arz ederim”. Bu öneri Fethi Okyar tarafından teklife sunulmuş ve kabul edilmiştir. Bunu üzerine saat 13.30’da Fethi Okyar başkanlığında yapılan toplantıda, Atatürk; “Muhterem arkadaşlar. Halletmekte müşkülata uğradığımız meselenin sebep ve illeti bütün arkadaşlarca anlaşılmış olduğu kanaatindeyim. Kusur, takip etmekte olduğumuz usul ve şekildedir. Yüksek heyetiniz bu müşkülün halline beni memur ettiniz. Ben de bundan ilham alarak, düşündüğüm şekli tespit ettim. Onu teklif edeceğim. Teklifim kabule mazhar olursa, kuvvetli ve birbirine kaynaşmış bir hükümet teşkili kabil olacaktır. Devletimizin şekil ve mahiyetini tespit eden ve hepimiz için bir amaç olan Anayasa’nın bazı noktalarını açıklığa kavuşturmak lazımdır. Teklifim şudur.” Sözleri ile teklifi olan kanun teklifini meclis katibine verdiği kanun teklifi, “Cumhuriyet” tir.
Thank you for visiting our website wich cover about Sosyal Bilgiler. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.