Sagot :
Merhaba Zafer Bey; Öncelikle Sizi Yakından Tanıyabilir Miyiz, Zafer ÖZDEMİR Kimdir? Kendinizden Kısaca Bahsedebilir Misiniz?
Tabi ki, elimden geldiği kadarıyla tanıtmaya çalışayım. 1984 İstanbul doğumluyum. Aile tarafından Giresunluyum. Fakat gençlik yıllarımı, karakterimizin şekillenip oturduğu dönem diye tarif ettiğimiz zaman dilimini Burdur Gölhisar’da geçirmem sebebiyle, ne zaman sorulsa Burdur Gölhisarlıyım derim. Zira Gölhisar ile bütünleşip gelenek, görenek ve kültürünü o kadar içselleştirmişim ki, dönemin Burdur Valisi Rasih ÖZBEK’ den ‘Fahri Hemşerilik’ beratı almışlığım bile vardır. İstanbul hayatımın tamamı ise, Bayrampaşa da geçti. Hala da geçmeye devam ediyor desem daha doğru olur. Dört çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğuyum. Babam emekli itfaiyeci, annem ise ev hanımıdır. Benden büyük iki ablam, birde küçük bir kardeşim vardır. Kardeşler olarak birbirimize çok düşkünüzdür.
İlkokul, ortaokul ve lise öğrenimimin tamamı da Bayrampaşa ilçesinde geçti. Eğitim öğretim hayatım devam ederken, babamın itfaiyecilik mesleğinin yanı sıra ticaretle uğraşması sebebiyle ona yardım ederek bir yandan da esnaflık tecrübesi kazanmış oldum. Lise öğrenimi sonrası 2002 yılında girdiğim Süleyman Demirel Üniversitesi Gölhisar Meslek Yüksekokulu Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Bölümünden 2004 yılında mezun oldum. Üniversite öğrenimi sırasında Anadolu gelenek, göreneklerini, Yörük ve Teke Yöresi kültürünü daha yakından tanıma fırsatı buldum. Yazılarımda en çok beslendiğim kaynaklar, tecrübeler, yaşanmışlıklar hep, Anadolu da geçirdiğim yıllara aittir.
Üniversite yıllarında sınıf temsilcisi ve gönüllü kısmi zamanlı öğrenci olarak yüksekokulda çalışmalarda bulundum. Bu çalışmalar çerçevesinde Sosyal ve Kültürel Etkinliklerin organizasyonunda yer aldım. Söz konusu etkinlikler kapsamında Bahar Şenlikleri ve Köy Okullarına Yardım Kampanyalarının düzenlenmesinde etkin bir rol oynayarak ciddi kazanımlar elde ettim.
Mezuniyet sonrası çalışma hayatıma Devlet Memuru olarak devam ettim. Çalışma hayatı devam ederken 2009 yılında Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi, İşletme Bölümünün lisans tamamlama programını bitirerek İşletme Lisans Diplomasını almaya hak kazandım. Şu an eğitim hayatımı İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Tezli Yüksek Lisans programında devam ettiriyorum. Tez aşamasında olmam sebebiyle orada da ayrı bir yazarlık serüveni yaşıyorum. Nasip olur tezimi tamamlarsam Sosyal Politika Uzmanı olacağım.
Ayrıca iş hayatı dışında birkaç kurumda da sivil toplum çalışmalarımı yürütüyorum. Memur Sendikaları Konfederasyonuna bağlı (Memur-Sen) Belediye ve Özel İdare Çalışanları Birliği Sendikası (Bem-Bir-Sen) İstanbul 1 Nolu Şube’de Üst Kurul Delegeliği ve İşyeri Temsilciliği, Genç Memur-Sen İstanbul İl Başkanlığında ise, Başkan Danışmanı olarak görev yapıyorum. Sendikal faaliyetlerin yanı sıra İnsani Yardım Vakfı (İHH) Bayrampaşa Temsilciliğinde Muratpaşa Mahalle Temsilcisi olarak gönüllü çalışmalarda bulunuyorum.
Yaşamımda ve kişiliğimin oluşumunda ailemden sonra belli boyutlarda eğitim hayatında yer alan öğretmen ve hocalarımın da etkisi olmuştur. Bu nedenle; Öğretmen ve Hocaların sadece bilgi öğreten, yönlendiren değil, aynı zamanda davranış ve tutumları ile öğrencilere bir rol modeli olması gerektiğine inanırım. Bu bağlamda eğitim hayatımda, kişiliğimin oluşmasında ve sosyal bilimler alanında eğitimimi sürdürmemde bir rol model olarak ortaokul yıllarından Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenim Müdür Yardımcısı Yaşar Fırtına, Tarih Öğretmenim Necati Özçolak ve Üniversite yaşamından Okutman Yalçın Bağcı, Prof. Dr. Mehmet Gençtürk gibi Hocalarım oldukça etkili olmuştur.
Yazarlık Süreciniz Nasıl Başladı? Yazar Olmaya Sizi Teşvik Eden Oldu Mu?
İlkokulda okuma yazmayı öğrendikten sonra, öğretmenimiz bir gün bizlerden tamamen kendimizin tasarlayıp kurguladığı bir masal yazmamızı istedi. Bende kendi masalımı yazdım ve akabinde sınıfta okudum. Öğretmenim daha sonra anneme ve ablama hayal gücümün çok güçlü olduğundan falan bahsetmiş. Tabi ki o yıllar hayal gücünün kuvvetli olmasının pek sevilmediği yıllardı. Hani şimdilerde 80’ler dizisinde evin babası ‘icat çıkartmayın’ diyor ya işte hayal gücünün kuvvetli olması da bir nevi icat çıkartma kabul ediliyordu. Sonraları ben devamlı suretle masal yazıp, sınıfta okumaya devam ettim. Yani her gün yeni bir icat çıkartıyordum. Tabi ki bu süreçte ablalarım Zeynep ve Güneş Özdemir tarafından da oldukça destekleniyorum. Derken lise yıllarıma gelince, Edebiyat Öğretmenimiz Naim Şen ve Birol Akpınar’ın öncülüğünde ‘Genç Düşünce’ dergisini çıkartmaya başladık. Burada da ciddi tecrübeler kazandım. Sonra üniversite öğrenimim sırasında arkadaşlarımın ve Hocam Yalçın Bağcı’nın teşvikiyle küçük parodiler yazmaya başladım. Sonraları bu parodilerin, bir kısmını Bahar Şenliklerinde sergileme fırsatı yakaladım. Yazın hayatım masal ile başlayıp, parodi yazarlığı ile ilginç bir seyir alıyordu. İlerleyen yıllarda bir, bir buçuk yıl kadar mesai arkadaşım Yusuf Değirmenci’nin web sayfasında köşe yazarlığı yaptım. Bu süre zarfında da özellikle dili kullanma noktasında oldukça tecrübe kazandım. Bir sürede rahmetli Gazeteci Yazar İsa Kayacan’ın desteği ile çeşitli gazete ve internet yayınlarında şiir ve köşe yazılarımı yayımladım. Bir müddet sonra da işyerinde çalıştığım birim ‘Adım Adım Kalite’ dergisi adında bir dergi çıkartmaya başladı. Bu dergide de, bazen toplam kalite yönetimi ve yerel yönetimler üzerine yazdım. Bazen de çalışanlarla yaptığım röportajları yayımladım. Fakat dergide asıl dikkat çekme süreci,mizah bölümünde kendi tasarladığım çizgi yazı dizisini yayınlayarak başladı. Ramiz ve Atılgan ADIM adında bir dede torunun kuşak çatışmasını konu alan bir yazı dizisi idi. Ben hikayeyi yazıyordum, işyerinden bir arkadaşın ağabeyi de çizimi yapıyordu.
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.