7. Okuduğum hikâyelerde "değişik bir şeyler" olmalı. Değişik dediysem olağanüstü olaylar, günlük hayatta karsi- laşmayacağımız durumlardan bahsetmiyorum. Ne bileyim mesela yazar bizi şaşırtmalı. Beklenmeyen bir soru olmalı hikâyenin Bu sözleri söyleyen kişinin aşağıdaki metinlerden hangisini beğenmesi beklenir? A) Belki de anlatacağım güzel bir davranış değil . Ama çocukken neyin iyi, neyin kötü olduğunu pek bilemiyorsun. Bizim çetenin de (Mahalleli bize çete diyordu.) en çok zevk aldığı şey bahçelerdeki dutlara gizlice çıkıp atıştırmaktı. Mahallel bize çok kızıyordu. Şimdi düşünüyorum da galiba bize kızmaları izinsiz dutları yememiz değilmiş. Çünkü köyümüzde herkesin o kadar çok dut ağacı vardı ki mevsimi geldiğinde çoğu yerlere dökülür, ziyan olurdu. Mahalleli bize o kocaman ağaçlardan düşüp kendimize zarar vereceğimiz için kızıyormuş. B) Tarlaya giderken hiç acele etmiyorum. Nasılsa eninde sonunda gideceğim, acelem yok. Yok, yok çalışmak zor gelmiyor bana. Beni yanlış anladınız. Ben seviyorum aslında tarlada çalışmayı . İnsanın alın terinin karşılığını alması, alın teriyle hayatını kazanması güzel şey. Ama ben hayalleri seviyorum. Mesela şu çeşme başında oturuyorum mutlaka. Çeşmenin havuzundan su içmeye gelen kuşları izliyorum. Nasıl da ürkekler önce. Ben de inatçıyım, gitmiyorum. Bakıyorlar çeşme başından ayrılacağım yok. Yavaş yavaş yaklaşıyorlar. Hepimiz kuşlar gibi değil miyiz? Tehlikeye aldırmıyoruz rızkımızın peşindeyken. C) Mehmet'e bu kasabada rastlayacağım hiç aklıma gelmemişti. Aslında birçok üniversite arkadaşıma bu iş sayesinde rast- ladım bir yerlerde. Harita mühendisi deyip geçmeyin. Karış karış gezeriz biz Anadolu'yu. Sabah erken geldim, bir çay içmek için çay ocağına oturdum. O da ne, Mehmet ocakta. Önce tanıyamadı beni. Haklı da o sırma saçlı Kenan değilim artık. Üniversiteden, deyince tanıdı. Konuştuk uzun uzun. Belki de ben konuştum, o dinledi desem daha iyi olur. Ama üniversitede de donuktu bu bizim Mehmet. Ooo, konuşmaya daldık, saat geç olmuş. Kalktım, sarıldım arkadaşıma. Arka- mi dönmüş giderken, "Kenan Bey!" dedi. Döndüm. Bey lafından işkillendim. "Ben Ahmet" dedi. "Çok güzel anlatıyordu- nuz Mehmet'i. Bu yüzden sözünüzü kesmedim. Ben de çok özledim Mehmet'i. İkizim Mehmet geçen yıl..." dedi, gerisini getiremedi. D) Vapurun o meşhur düdüğü öttüğünde hemen iskeleye doğru yürüyorum. Dışarıdan yer kapmalıyım. İstanbul'un en sevdiğim yanı bu vapur yolculuğudur. Vapurun yanındaki bölmeye otururum hep. Gökyüzünü izlerim. Bulutlar yarış eder vapurla, martılar yarış eder. Akşamüstü kızıl renge bürünür Üsküdar, Kızıl elma. Benim kızıl elmam "Üsküdar"dır. Sevemedim Kadıköy'ü. Hani Fenerbahçe de olmasa hiç yolum düşmez Kadıköy'e. Soğukla birlikte anarım Kadıköy'ü. Oysa şiirdir Üsküdar. Isıtır yüreğimi.​