cebirsel ifadenin hikayesi nedir? uzun olsun 0,75sayfa kadar​

Sagot :

Cevap:

-SOKRATESİN MAHKEMESİ ve CEZASININ İNFAZI-

Beşinci yüzyılda Atina’da bir yurttaş veya yurttaşlar grubu başka bir yurttaşa suçlamada bulunabiliyordu.Şuçlanan kişi ayağa kalkarak kendi savunmasını yapıyordu . Avukat yada yargıç yoktu.Çoğunluk tarafından secilen 500 kişilik jüri kupaların içerisine taş koyarak oy kullanıyordu.

Sparta ile uzun yıllar süren savasın ardından yaşanan bozulmada günah keçisi aranıyordu.Sokratesin sürekli sorular sorması üç vatandaşın onun hakkında suçlama yapmasına neden oldu.Gençleri süpheci yaptığı, kuşak çatışmasına neden olduğu gibi kendisine yöneltilen suçlamaları tek tek çürütmesine karsın

Yapılan birinci oylama sonucunda  oylama sonucunda 31 oy fark ile cuçlu bulundu ve ölüm cezasına çarptırıldı. Sokrates savunmasında  ‘suçunun elinden gelenin en iyisini yaparak hizmet etmek olduğunu ‘söyledi.

Kendisine birkaç alternatif sunuldu Atinayı terk edersen ve asla bir daha geri gelmeyeceğine söz verisen kendini ölümden kurtarabilirsin(sürgünde yiyecek verilerek masrafları karşılanarak şehrin dışında yaşması kosulları bulunmaktadır).Ya da Atina’da kalmak istersen konuşmayı bırk ve sesiz ol o zaman biz insanları yaşamana ikna ederiz.Akis taktirde gün doğarken zehri içemek zorunda kalacaksın dediler.

Sokratesin cevabı ;

Zehri yarın yada bugün , zehir ne zaman hazırsa almaya hazırım ama hakikati söylemekten vazgeçmem.Canlıysam son nefesime kadar söylemeye devam edeceğim.Ve Atina’yı hayatımı kurtarmak için terk edemem Çünkü ozaman kendimi ölümden korkmuş, ölümden kaçmış,ölümün sorumluluğunu almamış güçsüz birisi olarak hissedeceğim.Ben kendi düşüncelerime, hislerime, varlığıma göre yaşadım; bu şekilde de ölmek isterim.

    “ve suçlu hissetmeyin.Kimse benim ölümümden sorumlu değildir, sorumlu benim.Bunun olacağını biliyordum çünkü yalanlara, dolanlara, yanılsamalara dayanarak yaşayan bir toplumda hakikatten bahsetmek ölmeyi istemektir.Ölmem için karar alan şu zavallı insanları suçlamayın.Eğer bundan sorumlu olan birisi varsa oda benim.Ve hepinizin bilmesini istiyorum ki kendi sorumluluğumu alarak yaşadım ve kendi sorumluluğumu alarak ölüyorum. Yaşarken bir bireydim.Ölürken bir bireyim.Benim için kimse karar veremez; kendimle ilgili ben karar veririm.”

  ikinci mahkemede büyük çoğunluk kararıyla ölüme çarptırılır Sokrates.

Bir dostu;

“Ben senin sebepsiz yere ölüme çarptırılmana dayanamıyorum” dediğinde Sokrates dönerek

“Rahat ol, dostum, benim suçlu olarak ölüm cezasına çarptırılmamı mı tercih ederdin” demiştir.

Cezanın infaz zamanı gelmişti gün doğmak üzereydi. Mahkemenin vermiş olduğu zezanın zamanı gelmek üzereydi , Sokrates yatakta yatıyor ve zehri verecek adam zehiri hazırlıyordu. Zehr hazırlayan adam sürekli vakti erteliyordu , güneş doğmak üzereydi. Sokrates adama sordu; ” Zaman geciyor, güneş doğuyor, bu gecikme neden?”

Adam Sokratesi seviyordu,onu mahkemede duymuş, içindeki güzelliği görmüştü ,tek başıan Atina’dan daha zekiydi:Biraz geçiktirmek ,biraz daha yaşaması için zaman kazandırmak istiyordu.

– Sokrates “Tembellik yapma, hadi zehri getir” dedi

Zehri veren adam   ” Niçin bukadar heyecanlısın? Yüzünde öyle bir ışıltı görüyorum ki, gözlerinde öyle bir merak görüyorum ki… Anlamıyormusun ? öleceksin!”

-Sokrates  ” Bu bilmek istediğim birşey. Hayatı tanıdım, o güzeldi; Tüm kaygılarıyla, kederleriyle o hala bir keyiftir. Yanlızca nefes almak yeterli bir mutluluktur. Yaşadım, sevdim; canım ne isterse yaptım, içimden ne geldiyse söyledim. Artık ölümü tatmak istiyorum.Ve ne kadar çabuk olursa o kadar iyi.”

“ve iki olasılık var: Ya doğulu mistiklerin söylediği gibi ruhum başka şekillerde yaşamaya devam edecek;bedenin yükünden özgür bir şekilde ruhun yolculuğunu sürdürmesi çok büyük bir heyecandır, beden bir kafestir, onun sınırları vardır; ya da belkide, materyalistler haklıdır:Bedenim öldüğünde herşey ölür.Geride kimse kalmaz.Bu da , olmamak da- çok bir heyecandır! Olmanın ne olduğunu biliyorum. Ve olmamanın ne olduğunu bilme anı geldi. Ve artık olmadığımda sorun nedir? Niçin onla ilgili endişeleneyim? Endişelenmek için burada olmayacağım, o halde ne için vakit kaybedeyim?”

Adım adım açıklama: