İzmir'in Tarihi ve Kültürel Özellikleri.



Sagot :

bombaba gibi dir .

osmanlıda 1. murat almıştır.

ama başkent istanbul olmuş.

izmir'in tarihi ve kültürel özellikleri

İzmir'in kültürel hazineleri
Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, ılıman iklimi, güzel doğası ve çevresin de bulunan tarihi merkezlerle her dönem önemini koruyan bir kent İstanbul’dan sonra ikinci büyük limana sahip olan İzmir, Çeşme ve Foça gibi önemli turistik merkezlerin yanı sıra, antik çağların en ünlü kentleri arasında olan yer alan ve Roma devrinde dünyanın en büyük kentlerinden biri haline gelen Efes’e de ev sahipliği yapıyor İzmir’in MÖ 3000 yılında Erektid krallı Tantalos tarafından kurulduğu kurulduğu sanılıyor Şehir, ilk adı olan Smyrna’yı bir Amazon Kraliçesi’nden almış Hitit uygarlığının işlek ticaret yolları üzerinde yer alan kent, Türk hakimiyetine geçmeden önce sırasıyla Frig, İyon, Lidya, Pers, Roma ve Bizans uygarlıklarının egemenliğine girmiş

Hisar Camii
Kemeraltı-Hisarönü meydanının ortasında 1592 yılında inşa edilen yapı, İzmir'in en büyük camisi Tek katlı, anıtsal camilerden olan Hisar Camii, kesme taşlardan yapılmış Yapının ortasındaki büyük kubbenin etrafında küçük kubbeler sıralanmış Caminin içi Osmanlı sanatının güzel örneklerine ev sahipliği yapıyor 

İsa Bey Camii
Bir Selçuklu eseri olan cami, Ayasuluk tepesinde St Jean Bazilikası'nın batı yamacına 1375 yılında Aydınoğlu İsa Bey tarafından yaptırılmış Türk mimarisinde de ender görülen uygulamalardan biri olan İsabey Camii, Selçuklu camileri ile Osmanlı camileri arasında geçiş dönemi eseri kabul ediliyor 

İzmir Kilisesi
İzmir Kilisesi, İncil'de adı geçen yedi kilisenin ikincisi 2 ve 3 yüzyılların kilisenin en etkin olduğu dönemler olduğu biliniyor Bazı arkeolog ve Hıristiyan din yazarlarınca kilise kalıntılarının, Çeşmelik semtindeki 

Birgi
Birgi, Ödemiş'e 9 km uzaklıkta Kent Osmanlı ve Selçuklu mimarisinin seçkin örnekleri barındırıyor Dünya Kültür Mirası listesine alınan Birgi’de, İmam-ı Birgivi Türbesi ve Medresesi, Darül Hadis Medresesi, Güdük Minare Mescidi, Ulu Camii ve Aydınoğulları Türbesi gibi önemli tarihi eserler bulunuyor 

Efes
Antik dünyanın en önemli merkezlerinden biri olan Efes, MÖ 4 bine dek giden tarihi boyunca uygarlık, bilim, kültür ve sanat alanlarında her zaman önemli rol oynamış Dor istilası üzerine Ege kıyılarına yerleşen İyonlar Efes'e yerleşmişler, daha sonra Lidya egemenliği döneminde şehirlerini geliştirmişler İyon, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı uygarlıklarının izleri Efes ve Selçuk'ta bugüne kadar varlıklarını sürdürmüşler Antik çağın en büyük ticaret merkezi olmasının yanı sıra Efes, Anadolu’nun eski ana tanrıça Kybele geleneğine dayalı Artemis kültürünün en büyük tapınağı olan Artemis tapınağına da sahip Bu tapınak dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul ediliyor Kalıntıların için de bir tiyatro, jimnastik salonu, hamam ve kütüphane mevcut Antik çağın bu önemli kenti, yılda ortalama 15 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor Efes Müzesi koleksiyonlarında halen 50000 eser bulunuyor Bu sayı her yıl sürdürülen arkeolojik kazılar sonucu her geçen gün artmakta

Meryem Ana Kilisesi
Meryem Ana Kilisesi, Selçuk’u gören tepelerden biri olan Bülbül Dağı’nın doruğuna yakın Meryem Ana, İsa’nın ölümünden sonra Aziz Yahya ile Efes’e gelmiş ve 101 yaşında ölene dek, ömrünün son yıllarını burada geçirmiş Bu sebeple Hıristiyanların önemli bir hac merkezi Şifalı olduğuna inanılan bir de kaynak suyuna sahip Kutsal Bakire Meryem'in kaldığı bu ev, 1967 yılında Papa VI Paul ve 1979 yılında Papa II Jean Paul tarafından ziyaret edilmiş Vatikan tarafından kutsal ilan edilen Meryem Ana Kilisesi, dünyanın dört bir yanından gelen Hıristiyanları ağırlıyor

Çifte Kiliseler (Konsül Kilisesi)
Efes’te Bizans Hamamları'nın karşısında yer alan Çifte Kiliseler'in Hıristiyanlık dünyası için son derece özel bir önemi var MÖ431 ve 438 yıllarında konsüllerin toplandıkları kilise 265 x 295 metre boyutlarında 2 yy'da Roma döneminde bir bazilikaya dönüşen yapı, Meryem Ana'ya adanmış Kilise dünyada Hıristiyanlığın ilk yedi kilisesinden birisi olması nedeniyle bugün bile büyük önem taşıyor Bazilika'nın MS4 yy'da kiliseye dönüştürülmesi esnasında batı tarafına nefli bir yapı eklendiği ve batı girişinden sonra büyük bir Atriyum'un yer aldığı biliniyor MS 7 yy'da kilisenin apsisinden açılan bir kapı ile ikinci bir kilise inşa edilince kiliselerin adı " Çifte Kiliseler " olarak anılmaya başlanmış Meryem Ana adına sunulan ilk kilise olması nedeniyle kilise ve çevresi dini bir merkez durumuna gelmiş