Sagot :
Cevap:
Prof. Dr. H. Barış DİREN
Radyoloji Uzmanı
1895 yılında Wilhelm Conrad Röntgen; rastlantıyla bulduğu ışınların tıpta etkin bir tanı yöntemi olarak kullanılabileceğini acaba aklına getirmiş miydi? Belki ilk deneylerini yaparken, eşinin o meşhur yüzüklü el filminde kemiklerini görüntülemeyi başardığında ilk aklına gelen; bu bilinmeyen ışınların (ki bu nedenle onlara X-ışınları adını vermişti) içini göremediğimiz pek çok objenin incelenmesinde yararlı olabileceğiydi. Ancak izleyen 100 yılı aşkın süre içinde, keşfettiği ışınların tıbbî tanıda kullanımında bugün geldiği noktayı herhalde düşlerinde bile göremezdi.
Sağlık, insanoğlunun yaşam sürecinde üretici olabilmesinde en çok gereksinim duyduğu güç ya da bir başka deyişle “olmazsa olmaz” kapitali yani ana malıdır. Sağlığı bozulan bir insan, olanakları ne olursa olsun üretici niteliğini kaybeder. Bunun içindir kİ insanlık tarihi ile birlikte insanların en çok gereksinim duydukları güç “sağlık” olmuş, buna sahip olmak için de her yolu denemişlerdir. Hekimlik mesleğinin insanlık tarihi ile başlamasının nedeni de budur. Günümüzde insan sağlığını tehdit eden unsurların nicelik ve nitelik yönünden artışı, özellikle son yıllarda bu alanda yapılan araştırma ve çalışmaları hızlandırmakla kalmamış, bu konunun önemi üzerinde ülke yönetimleri düzeyinde ortak çözümler üretmeye kadar varan işbirliğinin nedeni olmuştur.
Kişinin sağlığı bozulduğunda başvurduğu hekim ilk önce kişinin yakınmalarını dinler, sonra muayene eder ve nihayet çeşitli test ve İncelemeler yaptırmasını isleyerek sorunun adını koymaya çalışır. Bir sorunun çözülebilmesi için önce ne olduğunun saptanması ilkesi, tıbbi uygulamalarda tedavi verilebilmesi için önce tanı konulması gerekliliği şeklinde anlam kazanır. Bu nedenle, tıpta pek çok araştırma öncelikle tanı yöntemleri alanında yoğunlaşır. Tıbbî tanıda yararlanılan pek çok laboratuvar analizi (kan, idrar, dışkı örneklerine uygulanan biyokimyasal testler gibi) bir hastalığın sonucunda ortaya çıkan değişkenler ölçmektedir. Bu değişkenler pek çok hastalıkta kesin bir tanı ölçütü olabilirken, birçok hastalıkta da herhangi bir değer ifade etmeyebilir, Bunun için tanıda belki de en önemli olan, bizzat “hastalığın görüntülenmesi”dir. Bu nedenle, tıbbi görüntüleme teknikleri, hastalıkların tanısında yararlanılan en objektif yöntem olarak kabul edilmektedir.
1900’lü yılların başında geliştirilen röntgen filmi çekme cihazları, İnsan vücudunun hasta olduğu düşünülen bölgesinden x-ışınlannın geçirilerek bu ışınların bir film üzerinde vücuttaki tutulma oranlarına bağlı bir görüntü oluşturması ilkesi ile çalışıyordu. Örneğin bu ışın, akciğerin içi hava dolu alanlarından (normal alanlar) kolayca geçiyor ve bu sahalar filmde siyah görünüyor, eğer akciğer içinde hava olması gereken yerde başka bir yapı gelişmişse, örneğin burada bir tümör varsa ya da iltihap birikmişse, o zaman x-ışıniarı bu alandan geçemiyor ya da çok az geçiyor; bu kez bu bölge filmde beyaz görünüyordu.
Normal bir akciğer filmi: Hava ile dolu alanlar siyah, kalp ve kemik gibi daha sert yapılar beyaz görülüyor.
Açıklama:
Thank you for visiting our website wich cover about Sosyal Bilgiler. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.