aydınlanma çağının günümüzdeki bilimsel çalışmalara etkisi ​

Sagot :

Aydınlanma Çağı olarak adlandırılan tarihsel dönem, aydınlanma felsefesinin 18. yüzyılda doğup benimsenmeye başladığı dönemdir. Batı toplumunda 17. ve 18. yüzyıllarda gelişen, akılcı düşünceyi eski, geleneksel, değişmez kabul edilen varsayımlardan, önyargılardan ve ideolojilerden özgürleştirmeyi ve yeni bilgiye yönelik kabulü geliştirmeyi amaçlayan düşünsel gelişimi kapsayan dönemi tanımlar.[1] Avrupa 'karanlık çağ' döneminde dine aykırı olduğu düşüncesiyle bilim ve düşünmeyi yasaklamıştı. Ancak o zamanlarda Yunancadan Arapçaya yapılan çevirilerle bir medeniyet kurmuş olan Endülüs'e (İspanya) yapılan seferlerle oranın halkının müreffeh yaşamı karşısında hayranlık duymuşlardır. Arapça eserleri özellikle de İbn Rüşd gibi âlimlerin eserlerini Latinceye çevirerek Aydınlanma Çağı'na zemin hazırlamışlardır.

Aydınlanmaya yol açan başlıca düşünsel gelişmeler Rönesans ve Reform hareketleridir. Aydınlanmanın ilk temsilcileri olarak genellikle René Descartes ve Gottfried Wilhelm Leibniz kabul edilir. Almanya'da Johann Gottfried Herder, Immanuel Kant, Christian Wolff; Fransa'da Denis Diderot, Claude Adrien Helvétius, Baron d'Holbach, Montesquieu, Jean-Jacques Rousseau, Voltaire; Büyük Britanya'da David Hume, John Locke ve Thomas Paine Aydınlanma Çağı'nın en önemli temsilcileridir.