Cevap:
Açıklama:İnternetten buldum sorun olmaz inşallah
İngilizcede isimler dilimizden farklı olarak “countable” ve “uncountable” olarak ikiye ayrılır. Yani, sayılabilir ve sayılamaz. “Countable” (sayılabilir) isimler genellikle elma, kalem gibi somut olarak sayabildiğimiz isimlerdir. “Uncountable” (sayılamayan) isimler de pirinç, su, hava gibi teker teker sayamadığımız isimlerdir. Bu tarz şeyleri genellikle paketleriyle ya da içinde bulundukları kalıplarıyla sayabiliyoruz. Bu yazımızda da bu pek karışık görünen bu konuyu detaylarıyla açıklayacağız.
Countable nouns: Countable nouns yani sayılabilen isimler, sayıyla sayabildiğimiz nesnelerdir. Tekil ve çoğul formda karşımıza çıkarlar.
ÖRNEK CÜMLELER
Olumlu: Sayılabilen isimlerin olumlu cümlelerinde “a/an” ve “some” kullanabiliriz.
Tekil: She has an apple. (Bir adet elması var.)
Çoğul: She has four apples. (Dört adet elması var.)
Belirsiz sayılar: She has some apples. (Biraz elması var.)
Olumsuz: Sayılabilen isimlerin olumsuz cümlelerinde “a/an” kullanılırken, “some”, “any” olarak kullanılır.
Tekil: She doesn’t have an apple. (Bir adet elması yok.)
Çoğul: She doesn’t have four apples. (Dört adet elması yok.)
Belirsiz sayılar: She doesn’t have any apples. (Hiç elması yok.)
Soru: Miktarını öğrenmek istediğimiz nesnelere “How many” sorusunu sorarız. Miktar belirtmek için soru cümlelerinde de, tıpkı olumsuzlardaki gibi “any” kullanırız.
Örneğin;
How many apples does she have? (Ne kadar elması var?)
Does she have any apples? (Hiç elması var mı?)
Daha fazla örnekle detaylandıralım;
I would like to give you some apples I picked from our garden. (Sana bahçemizden topladığım elmalarımızdan biraz vermek istiyorum.)
My grandpa has two shirts for special occasions. (Dedemin, özel günlerde giymek için iki adet gömleği var.)
My cousin had a dog when we were kids. (Biz çocukken kuzenimin köpeği vardı.)
She has some flowers in her garden. (Bahçesinde biraz çiçekleri var.)
My parents don’t have a car anymore. (Ailemin artık bir arabası yok.)
I don’t have any papers to take notes with me. (Not almak için yanımda hiç kağıt yok.)
Do you have any ideas on how to solve this problem? (Bu sorunun nasıl çözüleceği hakkında bir fikrin var mı?)
How many classes do you have this semester? (Bu sene kaç dersin var?)
Uncountable Nouns
Money (para), Hair (saç), tea (çay), sugar (şeker), water (su), air (hava), rice (pirinç), knowledge(bilgi), beauty (güzellik), anger (öfke), love (sevgi), safety (güvenlik), evidence (kanıt) gibi kelimeler “uncountable nouns” yani sayılamayan ve çoğul halleri bulunmayan isimlerdir. Kelime sonlarına “-s” takısı almazlar ve sadece tekil halleriyle kullanılırlar.
Uncountable Nouns Örnek Cümleler
Uncountable Nouns Olumlu Cümleler
Sayılamayan isimlerin olumlu cümlelerinde “a/an” kullanılmaz. Yerine, “some”, “a lot of”, “much”, “plenty of”, “a bit of” gibi belirsiz miktar belirten kelimeler kullanılır.
>Örneğin;
She has some sugar. (Biraz şekeri var.)
Uncountable Nouns Olumsuz Cümleler
Olumsuz cümlelerde, “some” gibi belirsiz miktar belirten kelimelerin hepsi “any” olarak kullanılır.
Örneğin;
She doesn’t have any sugar. (Hiç şekeri yok.)
Uncountable Noun Soru Cümlesi
Miktarını öğrenmek istediğimiz nesnelere “how much” sorusunu sorarız. Miktar belirtmek için soru cümlelerinde de, tıpkı olumsuzlardaki gibi “any” kullanırız.
Örneğin;
How much sugar does she have? (Ne kadar şekeri var?) Does she have any sugar? (Hiç şekeri var mı?)
Daha fazla örnekle detaylandıralım;
Do you have any fear? (Hiç korkun var mı?)
There is a lot of water. (Çok fazla su var.)
How much rice should I put? (Ne kadar pirinç koymalıyım?)
My parents don’t have any money. (Ailemin hiç parası yok.)
Do you have any bread? (Ekmeğin var mı?)
How much money do you have in your pocket right now? (Cebinde şu an ne kadar para var?)
Öğrendiğiniz üzere sayılamayan isimler “a/an” ile kullanılamıyorlar fakat bazı sayılamayan kelimeler paketleriyle ya da dış yüzeyleriyle kullanıldıklarında sayılabilir hale geliyorlar.
Örneğin;
She has a bottle of water. (Bir şişe suyu var.)
They have a pack of rice. (Bir paket pirinçleri var.)
I would like to drink a cup of coffee. (Bir bardak kahve istiyorum.)
I need one tablespoon of salt for the pancake. (Pancake için bir tatlı kaşığı tuza ihtiyacım var.)
