Aşağıdaki Soruları Cevaplayanız.
1.İman ve İbadet arasındaki ilişkiyi anlatınız.
2. İbadetin kabul edilme şartları nelerdir?
3.Sılayırahim nedir? Açıklayınız.
4. İbadetler insana neler kazandırır?​


Sagot :

Cevap:

1. İman, ibadet ve ahlak arasında doğru bir ilişki vardır. Bir kişi iman sahibi ise ibadetlerini yerine getirir. İbadetlerini doğru ve güzel bir şekilde yerine getiren kişilerin ahlaklı olması gerekir. İslam dininin temelinde ahlaklı bireyler bulunur. Ahlak sahibi olmamız Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v) ve Yüce Allah (c.c) tarafından bizlere emredilmiştir. Sonuç olarak imanı tam bir kişi aynı zamanda ibadetlerini yerine getiren bir kişidir. İmanlı ve ibadetlerini tam bir şekilde yerine getiren kişi aynı zamanda da ahlak sahibidir.

2. Allah (c.c)’ın ibadetleri kabul etmesinin iki şartı vardır. Bu şartlar:

a) İbadetlerin sadece Allah (c.c) rızası için yapılması.

Yani Allah (c.c) ibadet olarak bildirdiği ve ona hiçbir şey ortak koşmayarak Allah c.c. rızasını kazanmak için Allah’ın istediği şekilde yapılmasıdır.

b) İbadetlerin Allah (c.c)’ın istediği, yani Rasulullah (s.a.s)’ın şeriatine uygun şekilde yapılması.

Yani; Rasulullah (s.a.s) Allah u tealaya nasıl ibadet etmişse ve nasıl yapmamızı emretmişse o şekilde Allah (c.c) ibadet etmektir. İşte bu şekilde ibadetler sahih olur.

3. Sıla-i rahim: Hısım akrabayı ziyaret emek ve onlarla görüşmek ve mektuplaşmak; alakayı devam ettirmek akrabanın kusurlarını affetmekdir. İslam dinin en önem verdiği konulardan biridir. Sıla-i rahim, akrabalar, yakınlar arasındaki bağı ve iletişimi sağlam tutmak bu ilişkileri koparmamaktır. Akrabalık ilişkilerinin iyi olması için karşılıklı saygı sevgi ve yardımlaşmanın güçlü olması gerekir.

4. İnsan, ibadetle Yüce Allah’ın emirlerini yerine getirir, ona olan sevgi ve saygısını gösterir. Dolayısıyla ibadet eden insan Yaradan’ıyla olan ilişkisini güçlendirir ve Rabb’inin emrini yerine getirmenin huzurunu duyar.

İbadetler, insanın imanının güçlenmesine katkıda bulunur. İnsanı ruhsal açıdan geliştirir ve yüceltir. İman eden ve imanının gereği olarak ibadetlerini yerine getiren insan, inancına bir anlam katar. Onu korumuş ve güçlendirmiş olur. İbadetlerini yerine getirerek iç dünyasında kendisiyle barışık, tutarlı bir kişi olarak yaşar.