Sagot :
Hikaye
Gerçek veya hayal ürünü olan olayların anlatıldığı düzyazı türüdür. Genel olarak kısadırlar ve yalın bir dil ile yazılırlar.
Ayakkabıcı ve Karısı
Bir zamanlar ülkelerden birinde yoksul bir ayakkabıcı ve karısı birlikte yaşarmış. Ayakkabıcı giderek yaşlandığı için artık eskisi kadar çalışamıyor, bunun sonucunda sadece karınlarını doyuracak kadar para kazanabiliyormuş.
Ayakkabıcı bir gece, ayakkabı yapmak için kullanacağı elinde kalan son deriyi tezgahın üzerine koymuş ve uyumaya gitmiş. Sabah olduğunda ve tezgaha gittiğinde çok şaşırmış çünkü tezgahta çok güzel bir çift ayakkabı varmış.
Müşterilerden biri bu ayakkabıyı beğenerek satın almış. Ardından ayakkabıcı kazandığı bu para ile iki tane ayakkabı yapabilecek kadar deri satın almış. Bu derileri gece tezgaha koymuş ve uyumaya gitmiş. Sabah olduğunda tezgahta bu sefer iki çift yeni ayakkabı görmüş.
Dükkana gelen müşteriler bu ayakkabıları çok beğenmiş ve iki ayakkabı da müşteriler tarafından satın almış. Bunun sonucunda ayakkabıcı yine pazara gitmiş ve çok sayıda deri satın almış. Gece bu derileri tezgaha bırakmış ve sabah olduğunda tezgahta bu sefer dört çift ayakkabı görmüş.
Bu durumdan memnun olan aykkabıcının satışları çok iyi gidiyormuş zira hem deri alacak parası varmış, hem de bir miktar parayı eşi ve kendisi için ayırabiliyormuş.
Ayakkabıcı bir gün karısına kendilerine yardım eden kişinin kim olduğunu merak ettiğini ve onu bulmak adına gece tezgaha derileri koyduktan sonra kuytu bir köşede tezgahı gözetleyeceğini söylemiş.
Dediğini yapmış ve ayakkabıcı, tezgahın üstüne derileri bırakmış, mum yakarak etrafı aydınlatmış ve karısıyla birlikte bir dolaba girerek tezgahı gözetlemeye başlamış.
Gece yarısı olduğunda içeri ufak tefek iki tane adam girmiş ve bunlar aslında birer cüceymiş. Cüceler derilerden ayakkabı yapmaya başlamışlar ve sabaha doğru işleri bittiğinde ortadan kaybolmuşlar.
Bu olan bitenin ardından ayakkabıcı, cücelere bir teşekkür borçlu olduğunu hissetmiş ve bunu nasıl yapabileceğini düşünmeye başlamış. En sonunda bir karara varmış ve bunu karısına söylemiş. Ayakkabıcının aklından geçen şey, bu cücelere güzel kıyafetler hazırlamakmış.
Kıyafetleri hazır eden ayakkabıcı ve karısı, akşam olduğunda derileri ve hediyeleri tezgaha bırakmışlar, mumları yakıp dolabın içine saklanmışlar.
Cüceler içeri girmiş ve tezgahtaki hediyeleri görünce sevinçten çılgına dönerek dans etmeye başlamışlar. Hediyelerini alıp giden cüceler o geceden sonra bir daha hiç gözükmemişler. Ayakkabıcı ve karısı ise, bu cüceler sayesinde kazandıkları para ile ömürlerinin sonuna kadar mutlu mesut, huzur içinde yaşamışlar.
NOT: Bu hikaye aynı zamanda "Yoksul Kunduracı", "Kunduracı ve Karısı" ve "Yoksul Kunduracı ve Karısı" adlarıyla da bilinmektedir.
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.