Arkadaşlar bana acil şeker portakalı kitabının kısa özetini atar misiniz?

Sagot :

Cevap:Yoksul bir ailenin oğlu olan Zeze, yaramazlıkları ile tüm mahalleye gına getiren ve yaka silktiren bir çocuktur. Herkes ona “şeytanın vaftiz oğlu” olduğunu söyler. Zeze, yaramaz olmasının yanında hayal gücü geniş, okumayı tek başına sökecek kadar akıllı ve öğretmenini mutlu etmek için her gün ona bir çiçek götürecek kadar duygulu bir çocuktur. Çok küçük yaşta okula başlayan Zeze, okulda uslu ve çalışkan bir öğrenci olur ama sokakta yaramazlıklarını sürdürür. Yalnızca ablası ve öğretmeni onun yaramazlıklarına anlayışla yaklaşır.Ailesi yeni bir mahalleye taşınmak zorunda kalınca mutsuz olan Zeze, yeni evlerinin bahçesindeki bir şeker portakalı fidanını arkadaş edinir. Minguinho adını verdiği, keyifli olduğu günler ise ona Xururuca dediği şeker portakalı fidanı ile konuşmaktadır. Zeze, fidana gün boyu yaptıklarını ve hayallerini anlatır.Yılbaşı yaklaştığında Zeze, hediye beklentisi içinde pabuçlarını kapının önüne koyar ama işsiz ve çok yoksul bir adam olan babasının ona hediye alacak gücü yoktur. Bu yaptığının babasını nasıl üzdüğünü fark ettiğinde çok pişman olur. Babasına bir hediye alıp yaptığını telafi etmek için ayakkabı boyamak üzere yollara düşer ve filtreli sigara almak için yeterli para kazanıp babasına hediye vermeyi başarır.Zeze’nin yaramazlıklarından birisi de, kasabanın en güzel ve en havalı arabasının arkasına asılmaktır. İlk denemesinde başarısız olur ve arabanın sahibi Portekizli Manuel Valaderes’ten dayak yer. Bundan sonra Portekizli Manuel'den saklanır. Ama bir gün yaramazlıkları sonucu yaralandığı için okula topallayarak gittiğini gören Portekizli Manuel, onu arabasına alıp eczaneye götürür; ardından kendisine limonata ve pasta ısmarlar. Böylelikle Zeze ile Portekizli arasında bir dostluk gelişir ve artık sürekli birlikte vakit geçirirler. Zeze, onu babası gibi görür.Zeze, bir gün sokak şarkıcısı olan Bay Arivaldo ile tanışınca onun yanında sokaklarda şarkı söylemeye başlar. Zeze'nin babası, şarkı sözlerinin müstehcen (Kaba) olduğunu düşündüğü için onun Bay Arivaldo ile görüşmesini yasaklar. Zeze, bir gün babası için şarkı söylemeye karar verip Bay Arivaldo’dan öğrendiği bir şarkıyı ona söyleyince babası onu kemerle döver. Zeze, yediği bu dayaktan sonra artık babasının değil Portekizli’nin oğlu olmak istediğini söyler.Yaramazlıklarından ötürü sürekli ailesinden dayak yiyen Zeze, bir gün babası ve ablası tarafından çok ağır bir şekilde dövülür, evden çıkamaz hâle gelir. Zeze o süreçte ölmeyi isteyecek kadar çok acı çekmiştir. İyileşip Portekizli ile buluştuğunda bu düşüncesini ona açar ama Portekizli onu bu düşünceden vazgeçirir.Zeze bir gün okuldayken Portekizli’nin kaza yaptığı haberini alır ve kendini sokağa atar. Bu kaza haberi, Zeze’nin bütün yaşam sevincini yok eder. Portekizli Manuel ölmüştür. Bu arada, bahçedeki şeker portakalı fidanının yol yapım çalışması nedeniyle kesileceği söylentisi çıkar. Zeze, üst üste gelen bu acılara dayanamaz ve hasta olur. Kasabalılar bir türlü iyileşemeyen Zeze’yi ziyarete gelirler. Fakat o, yalnızca şeker portakalı fidanı ile konuşur. Zamanla Zeze iyileşir, babası da bir iş bulur. Ancak Zeze’nin çocukluğu ölmüştür, kalbi hiç iyileşmez...

Açıklama:good

Cevap:

Şeker Portakalı Roman Özeti

Zeze; 5 yaşında çok yaramaz fakat bir o kadar da yaşına göre fazla zeki bir çocuktur. Bu yaramazlığı ve zekiliğinden dolayı etrafındaki bir kaç kişi hariç herkes ona şeytan der. Onun şeytan olmadığına bir ablası bir de öğretmeni inanmaz , onu severler. Zekiliği sayesinde kendini öğretmenine sevdirmiştir çünkü okumayı erkenden sökmüştür. Zeze beş yaşında olmasına rağmen, bir yetişkin gibi davranıp olayları algılamaya çalışabiliyor. Babası işsiz olduğu için zor durumda olan aile; taşınmak zorunda kalır. Yoksulluk içerisinde yaşarken bir de bu taşınma olayı Zeze’yi üzer ve bir şeker portakalı seçmesini söylerler. Seçer ve bu şeker portakalı ; Zeze’nin en iyi arkadaşı sırdaşı olur. Her gün ne yaşadıysa , ne yaptıysa ona anlatmaya başlar karşılıklı sohbet ederler.

Yılbaşı gelip çattığında Zeze babasından hediye bekler fakat yoksul baba hediye alamaz. Zeze’de babası da bu duruma üzülürler ama Zeze bu durumdan kendini suçlu hisseder . Bu yüzden ayakkabı boya kutusunu aldığı gibi dışarı çıkıp babasına hediye almak için para biriktirmeye başlar ve bunu başarır çok mutlu olur. Ama onun en büyük hayallerinden biri şehirde arabaların arkasına tutunup rüzgarı hissetmektir. Bu hayalini gerçekleştirir ama arabanın sahibi olan adamdan dayak yer. Orada araba sahibini bir gün öldüreceğine dair yemin eder. O adamı gördüğü yerde kaçar. Bir gün yine yaramazlık yaparken kendini keser. Okula giderken topallar tabii… Adam Zeze’nin o halini görünce ona pansuman yaptırır ve limonata,pasta ısmarlar. Zeze ,adamı çok sever ilerleyen zamanda onu babası gibi görmeye başlar. Bu arada Zeze olağan yaramazlıklarına devam eder ve bunların sonucunda hep dayak yer. Bir gün çok ağır bir dayak yer ve o sırada birde bu Adamın arabasına tren çarpıp öldüğünü duyar. Ve Şeker Portakalı da kesilecektir artık Zeze iyice yıkılır. Fakat hayatına bu değerler olmadan artık devam etmek zorundadır.

Açıklama:

UMARIM YARDIMCI OLABİLMİŞİMDİR.