Hoşgöru ve çalışkanlık konulu birer kompozisyon yazar mısınız? ​

Sagot :

Hoşgörü

Hoşgörü aslında tam olarak birbirimize ne olursak, nasıl olursa ve ya görünürsek, neye inanırsak olsun saygı duymaktan başka bir anlama gelmiyor. Ancak son dönemde olan olaylar izlendiğinde eğitim sistemimizin hoşgörü ile ilgili kısmının eksik kaldığı apaçık gözükmekte.

Hemen yanı başımızda yer alan ülkelerde sadece farklı bir inanca sahip olduğu için ya da farklı bir ırktan olduğu için binlerce insan hayatını hem de feci bir şekilde kaybediyor. Bu olayların bir kısmının din adına yapılması ise ayrı bir muamma olarak değerlendirilmelidir. İnsan öldürmenin serbest olduğu, insanın insana eziyet işkence yapmasının serbest olduğu bir din ne bizim topraklarımızda ne de dünya üzerinde hüküm sürmüyorsa nasıl bir bağnazlık ile hoşgörü penceresi kapatılıp bu olaylara sebebiyet verilebiliyor.

Sürekli olarak bir konu hakkında ayrılığa doğru körüklenmekten hem bu topraklarda ki hem de dünya üzerinde ki insanlar artık bıktılar ama nedense bu durdurulamıyor. Radikal ve uç fikirlerin devlet çıkarlarına uygun bir şekilde başka topraklara yerleştirmek 21. YY. da sıkça rastlanılan bir olay ve olayların tümüne temelden baktığımızda hoşgörüsüzlük temelinde olayların yükseldiği görülmektedir. Afrika’da, Türkiye’de, Ortadoğu’da, Asya’da, Avrupa’da yani dünyanın her yerinde mutlaka insanlara bir şekilde ayrım yaşatılıyor. En olmadı futbol taraftarlığı üzerinden bir ayrıma rahatlıkla gidilebiliyor.

Sosyologların bu tarz olaylar için bir çok çalışması, öngörüleri ve teorileri var ancak maalesef bunlar dünyayı daha güzel yaşanır bir yer haline getirmiyor. Onun yerine okullarda hoşgörünün bir meziyet, üstünlük değil insan olmanın normal bir özelliği olduğu, hoşgörülü yaklaşımın özel değil doğal bir yaklaşım olduğu mutlaka öğretilmeli ve bu şekilde toplumlar dizayn edilmelidir. Yoksa insanoğlunun sonu geldi demektir.

Çalışkanlık

Hayalleri olan , geleceğe dair umutları olan insanların yapacağı ilk iş çalışmaktır . Eğer ki başarıyı yakalayacağımıza inanıyorsak o zaman çalışmalıyız . Kişi çalışarak bir meslek sahibi olur ve kendini geliştirir . Boş duran kişi ise kendini geliştiremez ve her geçen gün daha da kötüye gider . Çalışkan olmak için yapabileceğimiz belli başlı sorumluluklarımız vardır . Bunlar planlı ve programlı olma , disiplinli olma , azimli olma ve karşımıza çıkacak zorlu yollarda sebat göstermedir .

Şöyle bir söz vardır : ''Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde çıkmamıştır. '' İşte alın teri döktüğümüz zaman , azimli olduğumuz zaman çalışkan bir kimse oluruz . Çalışkan kişi aynı zamanda boş işlerle de kafasını yormaz . Onun tek amacı bir iş yapabilmek , bir şeyler ortaya koyabilmek ve insanlığa faydalı olmaktır . Onun için gece gündüz demeden yaz kış demeden yoluna devam eder . İnsan çalışkan olmayı istemekle kalmayıp bunu hayata geçirmelidir . Alnının teri ile ekmeğini kazanan , harama bulaşmayan , sadece çalışarak belli bir yerlere gelmiş emektar insanlar , erdemli insanlar, gurur duyulacak insanlardır . Böyle insanlar toplum tarafından her zaman sevilen , sayılan insan olur . Çünkü o kişi bu sevilmeyi emeğine borçludur .

Çalışarak birçok kişiye faydalı olabiliriz, örnek olabiliriz . Çalışan insanı örnek alan kimselerde gelişir ve topluma faydalı olur . Bunun için her zaman üretmeye ve çalışmaya , çalışkan olmaya devam etmeliyiz .

İyi dersler

EN İYİ SECERMİSİN