Kadim şehrin şifreleri 10 sayfalık veya daha uzun özet lütfen boş yazmayın

Sagot :

-Selam-

Kitapın özeti :Ceren, Ateş ve Kaan sıradan bir okul gününün sabahında, kendilerini okullar arası düzenlenen bir hazine avının içinde bulurlar. Görevleri İstanbul'u keşfetmektedir! Önceleri bilgiye ve akıl yürütmeye dayalı eğlenceli bir yarışma olduğunu düşünseler de çok geçmeden yarışmanın sonunda gerçek bir hazine olduğundan şüphelenmeye başlarlar. Çünkü yapmaları gereken yalnızca zamana ve rakip okullara karşı yarışarak gittikçe zorlaşan şifreleri çözmek değildir; peşlerine düşen tuhaf ve kimi zaman tehlikeli insanlarla da başa çıkmaları gerekmektedir. Birbirinden oldukça farklı olan bu üç çocuk, kitapların desteğiyle İstanbul'u keşfederken, kendilerini, yardımlaşmanın ve arkadaşlığın anlamını da keşfeder.

Taksi şoförü "Burada inmek istediğinizden emin misiniz?" diye sordu.

Ateş parayı uzattı. "Evet"

"Sizi beklememi ister misiniz?"

Ateş olumsuzca başını salladı. Dönüşte otobüse bineceklerdi; taksiye verecek başka paraları yoktu. Hem zindanı bulmaları zaman alabilirdi. Taksiyle Blaherna Sarayı'nın dibine kadar gelebildikleri için bile şanslıydılar.

Ateş'in cebinde kalan bozuklukları düşününce, şanslarını fazla zorlayamayacaklarının farkındaydılar.

Taksici isteksizce, "Siz bilirsiniz." dedi.

Araba uzaklaşırken üçünün de içini tuhaf bir huzursuzluk kaplamıştı. Birbirlerinden cesaret almak istermiş gibi bakıştılar.

Ardından bakışlarını uzayıp giden, yer yer yıkık taş duvarlara çevirdiler.

Ceren, "Sarayın surları mı bunlar acaba?" diye sordu.

Ateş ilgisizce mırıldandı. "Olabilir." O sırada duvarlar boyunca bir giriş ya da geçit var mı, diye gözleri ile araştırıyordu. "Yaklaşalım." Bu kadar uzaktan bir şey görünmüyor.

Ateş, Ceren ve Kaan, Ateş'in bilgisayarının başına geçmişler, çektikleri fotoğrafları aktarıyorlardı.

Ceren, "Abartmışız!" dedi. "O kadar fotoğraf var ki, istesek her çözüm noktası içinbir dosya bile hazırlayabiliriz." Kaan, "Gittiğimiz yerlerden her birimize ait üçer fotoğraf seçelim." diye önerdi. "Yoksa bu iş saatlerce sürer."

Ateş'in bakışları pencerenin dışına kaydı. Güneş batmak üzereydi yanaklarını şişirip pufladı. "Artık şifreden ses çıkmayacağı anlaşıldığına göre zaman ile ilgili sorunumuz yok demektir!"

Gözleri birden kurnazca ışıldadı. "Fildamı'nın doğru cevap olup olmadığına bakmaya ne dersiniz? Yanlışsa artık yapacak bir şey yok zaten. Böylelikle yeni şifrenin neden gönderilmediğini anlamış oluruz. Doğruysa içimiz rahat eder."

Kaan isteksizce onayladı. Ceren, "Siz bilirsiniz!" diyerek sıyrıldı işin içinden.

Ateş'in parmakları klavyenin üstünde hızla kayıp durdu. Çok fazla araştırmalarına gerek kalmadan sonuca ulaştılar. Şifreyi doğru çözmüşler, doğru yere gitmişlerdi.

Kaan şifreyi okumaya başlamadan önce,"Akıl yürütme ile çözmemiz gerekebilir." dedi. "Hİç olmadığımız kadar uyanık olmalıyız!"

Ateş,"Harika!" diye söylendi."Uyanık olmak için kesinlikle doğru zaman!"

Bu sırada Kaan ilk cümleyi okumaya başlamıştı bile...

Çeşit çeşit efsane ile dolu geçmişi.

Düşünsen biraz, mutlaka hatırlarsın en azından birini.

Tarih boyunca önemliydi hep, her bir işlevi.

Karantina hastahanesine dönüşmek de bunlardan biri.

Tünellerin ve dehlizlerin uzandığı söylenir içine

Ama ben tehlikeyi sevmem dersen, güven veren parlak ışığı izle.

Almila Aydın'dan macera dolu bir kitap. Hatta bazı sayfalarda yüksek aksiyon ve biraz gerilim bize eşlik ediyor. Bu kitabı herkese tavsiye ederim...

İyi Dersler...

#Yıldızz#