bin bir acı kitabının özeti acil(pazar gününe kadar)​

Sagot :

Cevap:

UMARIM YARDIMCI OLMUŞUMDUR

Açıklama:

Hayatı boyunca acı bir talihin belirtilerini her daim gölgesinde hisseden Vedat, ilk talihsizliğini annesinin sütü yetmeyerek ve iltihap oluşarak annesinin ameliyatı ile başlamış oldu. Kız kardeşi Güzin’in vefatından sonra artık bütün ilgi Vedat’ın üstündeydi. Ardından, Bülent doğdu ve Bülent’e karşı bütün ağabeylik vazifelerini son nefesine kadar yerine getirdi.

Halid Ziya çocuklarını Galatasaray Lisesi’ne yazdırır ve ikisi de gayet başarılıdır. Halid Ziya Almanya’da görevlendirilir, bu seyahat eşi ve çocukları için çok iyi bir fırsat olur. Vedat’ın Galatasaray tahsilini bitirmesine üç sene olduğu için derslerin aksamaması adına, günde bir saat olmak şartıyla kendisi ders vermeye başlar. Seyahat, çocukların yüksek eğitimi için bir fırsattı. Ayrıca büyüdükleri zaman görülen sanat duygusunun ilk sermayesiydi. Halid Ziya’nın romanda seyahatlerini detaylı anlatmasının sebebi, anılarda oğlunu görmesidir. Kitabın bazı kısımlarında Halid Ziya kendisine kızar ve neden çocukluğunu yaşatmadığı, soluklanma fırsatı vermediği için kendisini sorgular. Oğluna o kadar düşkündür ki Vedat uyurken sessizce kalkar nefesini dinler, rahat uyuyup uyumadığını kontrol ederek yatağına geri dönerdi. Hayatı boyunca seyahat eden, gezip gören, öğrenen, müziğe ve dansa ilgisi olan renkli bir kişilikti Vedat. Gittiği seyahatleri hep dolu dolu geçirirdi.

Vedat’ın âşık olduğunu anlayan babası oğlu için tereddüt etmeye başlamıştır. Ardından Vedat’ın kendisini geliştirmek için Paris’e gitmek istemesini, içinde bulunduğu aşk buhranından kurtulmak için de olumlu karşıladı. Ardından oğlu Vedat’ı yanına aldı ve şahsi bütün masraflarına yetebilecek bir maaşla Osmanlı Bankası’na memur oldu. Vedat’ın âşık olduğu kadın hakkında ise bir akşam eve döndüğünde çekmeceyi bomboş gördü, onları sobada yakmışlardır ve Bülent itiraf eder ki: Vedat’tan çok büyük bir kadının resmi vardır.

Vedat artık müzikte ders almayacak kadar iyidir. Kendisini bu denli geliştirmesinin uğursuz talihine zemin hazırlayacağını kim bilebilirdi ki…

Kardeşi Bülent evlenir ve babası Vedat’a bu işlerde kendisinin kardeşine öncülük etmesi gerektiğini söyler. Vedat başında bir kara talih olduğunu, evlenirse eşini ve çocuklarını buna şahit etmek istemediğini söyler.

Halid Ziya'nın kuzeni Muammer Bey’in kızı Latife Hanım’ın Mustafa Kemal Atatürk ile evliliğini tebrik etmek için Ankara’ya gittiğinde Atatürk, Bülent ve Vedat’ı beğenerek Büyükelçiliklerde görevlendirilmeleri için ilgililere emir vermiştir. Yurt dışında görevlendirilen kardeşlerden Vedat bir süre sonra nedensiz olarak yurda çağrılır. Vedat bu boşluktan yararlanarak yarım kalan üniversite eğitimini tamamlayarak hukukçu olur. Halit Ziya özel dostları aracılığıyla Vedat’ın tekrar görevlendirilmesini sağlar. Vedat Brüksel’e tayin olmuştur. Ancak tayini esnasında sıkıntılar yaşayan Vedat yaşananlardan rahatsızlık duyar. Aile Yeşilköy’e yerleşmiş ve çocuklarıyla sürekli iletişim halindelerdir.

Kötü niyetli bir el Vedat’ın yaşamında sürekli problemler çıkarır. Tayini Arnavutluk'un başkenti Tiran’a çıkartılır. Ailece üzülürler. Elinden geldiğince çalışır, tüm yabancı elçilik mensuplarının güvenini ve sevgisini kazanır. Tiran’da çalışmaya başlayalı 7 aylık bir süre olmuştur ki Ankara’dan gelen bir telgraf tüm elçilik çalışanlarının moralini bozmuştur. Vedat, hiçbir zaman terfi edemediği gibi acilen Ankara’ya çağrılmaktadır ve bu durum, elçilik çalışanları için bir cezadır. Artık çilesini doldurduğunu düşünen Vedat, dinlenme isteği duyar. Çok miktarda uyku ilacı alarak bu zulmüne son verir ve intihar eder. İntihar sonrası fen ile ölüm arasında hiç durmadan bir mücadele başlamıştır. Fakat ne yazık ki bütün uğraşlara rağmen içtiği çok sayıdaki haptan dolayı Vedat 33 yaşında gözlerini hayata kapatır. Halid Ziya oğluna cenazesinde bir demet karanfil bile göndermeyen Dışişleri Bakanlığına sitem etmiştir.

Selim İleri’nin de söylediği gibi Halid Ziya bazen rüyalardan medet umuyordu. Ölümün ardından Vedat, rüya ve hayal ile hep babasının yanındaydı. Bir hayalde Vedat, okuyucular için hayatında her şeye sahipken neden kendine kıydığı sorulursa, bütün sevdiklerini acı içerisinde bırakıp gidecek kadar bir ümitsizlik içinde olduğunu söyler. Babasından af diler ve hayal silinir.