Sagot :
merhaba
1798 Fransız îhtilali’nden sonraki günlerde fakir bir rençber olan Jean Valjean, aç yeğenlerini doyurmak için bir fırından ekmek çalmak zorunda kalır. Yakalanır. Bu yüzden bir kadırgada kürek mahkûmu edilmiştir. Bu devre kanunların en şiddetli olduğu bir dönem olduğundan ufak bir suça dahi büyük bir ceza verilmektedir.
Jean Valjean, bu adaletsizlik yüzünden mahkûmiyeti boyunca cemiyetten, devletten nefret eder. Defalarca kaçmak istediği için mahkûmiyeti on dokuz seneye çıkarılır. Bir gün, hapisten ayrılır. Fakat işsiz güçsüzdür. Hayatını kazanmak, kamını doyurmak için memleketleri dolaşır ve nihayet D şehrine gelir. Bir kürek mahkûmu olduğu için kimse ona yatacak yer vermez. Kasabanın iyiliksever piskoposu Myriel onu misafir eder. Piskoposun misafirperverliğine karşılık Jean Valjean onun gümüş takımlarını çalar. Polis onu yakalar. Piskopos, polislere takımjarı Jean Valjean’a hediye ettiğini söyler. Valjean, seneler sonra ilk defa insan gibi bir muamele ile karşılaşmıştır. Çok duygulanır. Bu hareket onda büyük bir değişiklik yapar ve iyi bir insan olmaya karar verir. Bu piskoposun güvenine layık olmak için faziletli bir insan olmaya, insanların yararına çalışmaya azmeder.
Jean Valjean, ismini Madalenie olarak değiştirir ve hayata yepyeni, iyi bir insan olarak başlar.
Seneler geçmiştir. Fransa’da küçük bir kasabada ucuz mücevharat satıcılığı yapmaktadır. Kasaba halkının güvenini kazanmış, zengin bir insandır. Daha sonra kasabaya belediye reisi seçilir. Bu arada Fantine adlı fakir bir kadın ölünce kızı Cosette’i evlat edinir. Kasabanın polis müfettişi Javert, amirinin kimliğinden şüphelenir. Onu tam yakalatacağı sırada adı Valjaen olan birinin yakalandığını ve kürek mahkûmu olarak kadırgaya gönderildiğini öğrenir. Belediye başkanından özür diler, şüphelendiği için vicdan azabı duyar ve istifa etmek ister. Jean Valjaen istifayı kabul etmez. Fakat Jean Valjean kendisinin yerine başka birinin ceza çektiğini öğrendiği için vicdanen çok rahatsız olur. Kahramanca bir hareketle mahkemeye gider ve suçunu itiraf eder, tekrar küreğe mahkûm edilir.Bir süre sonra, Jean Valjean bir rahibenin yardımıyla hapisten kaçar. Belediye reisi iken biriktirdiği para ve Cosette ile Paris’e gider. Bir rahibe manastırında bahçıvan olarak çalışmaya başlar. Cosette de, manastırın mektebine devam etmektedir. Böylece, Javert’ten uzakta, güvenli yıllar geçirirler.
Paris’in uzaklarında bir köşk alırlar. Cosette, büyümüştür.
Paris’te talebe olan Marius Pontmercy adında bir gençle tanışır. Marius’u eski bir burjuva olan büyük babası yetiştirmiştir. Marius, ise eskiden baron olan babasının hatırası ile yaşamaktadır. Yirmi yaşında olan Marius fakir bir hayat sürmeyi ve radikal arkadaşları ile yaşamayı tercih etmektedir. Cosette ve Marius, Luxemburg parkında görüşürler ve birbirlerine âşık olurlar.
Bu arada, Paris’te iç huzursuzluklar baş gösterir. Sosyalistler hanedana karşı başarısızlıkla sonuçlanan bir başkaldırı hareketinde bulunurlar. Valjean da isyana katılır. Marius ve Javert’e yardım eder. Javert’i ölümden kurtarır. Valjean’m bu yardımı, Javert’in hukuka dayanan ahlaki dünyasını altüst eder. Bir mahkûmun kanunlara uyan bir vatandaştan daha iyi olabileceği gerçeği ile yüz yüze gelir. Yıllarca aradığı Valjean’ı tutuklamaz ve boşa geçirdiğini düşündüğü hayatına son verir.
Marius, Valjean’m kendisinin hayatını kurtardığını olay esnasında baygın olduğu için bilmemektedir. Jean Valjean kalan parasını Marius’la Cosette’i evlendirmek için harcar ve onların hayatına gölge düşürmemek için inzivaya çekilir. Bir süre sonra, Valjean, ölüm döşeğinde senelerce önce piskoposun ona verdi-Si şamdanları kızı Cosette’e hediye ederek hayata gözlerini yumar.
kolay gelsin
iyi dersler
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.