Yine bezm-i çemene lâle-fürûzan geldi Müjdeler gülşene kim vakti çerâğan geldi Bülbül aşüftelenip bezme gazelhan geldi Müjdeler gülşene kim vakti çerağan geldi Çıkıp ikbal ile gülzare şehinşah-ı cihan İltifat ile eder gülleri şad ü handan Lâlezare gelir elbet yine sultân-ı zaman Müjdeler gülşene kim vakti çerağan geldi Seyrolup raksı yine dilber-i mümtazların Yine eflâke çıkar nâleleri sazların Canâ ateş bırakır şûlesi âvâzların Müjdeler gülşene kim vakti çerağan geldi Ney ü santur ü rebab ü def ü tanbur ile çeng Nağme-i bülbül-i kumriyye olup hem aheng Pür eder âlemi şevk u tarabı renğarenk Müjdeler gülşene kim vakti çerağan geldi acil günümüz Türkçesi lazım​

Sagot :

Metin Sözlüğü

âvâz: Sadâ, yüksek ses.

bezm: Sohbet meclisi, muhabbet yeri.

bezm-i çemen: Çimen meclisi.

can feza: Cana can katan.

çeng: Bir saz çeşidi.

dil-güşâ: Gönül açan.

dilber-i mümtaz: Seçkin güzeller.

eflâk: Gökler, semalar.

füruzan: Parlak, parlayan.

gazelhân: Gazel okuyan.

gülistan: Gül bahçesi, güllük.

gülşen: Gül bahçesi.

lâlezâr: Lale bahçesi.

nağme-i bülbül: Bülbül sesi, nağmesi.

nâle: İnilti, figan.

ney-ü santur: Ney ve kanuna benzeyen saz.

pür: Çok, fazla, çok fazla.

rubâb ü def ü tanbur: Saz, def ve tanbur.

ruhsâre-i gül: Gülün yüzü.

şad u handan: Mutlu, gülücü.

şehenşâh-ı cihan: Cihan padişahı.

şevk u tarab: Neşe ve şenlik.

şûle: Alev, ateşin alevi.

turre-i hûban: Güzellerin perçemi, saçı.

vakt-i Çırağan: Çırağan’ı gezme, orada eğlenme vakti.