MILL KÜLTÜRÜMUZ O 4 04 MULTOROM het om Meri UC KARDES Bir ilkbahar gone dog elegiin bayu yerinde ac cam fidon belle Hayat bu şekilde akıp gider- ken dağın tepesinde ak pak bir di coxler musal burodo ozgarce yaşamaya koyuldular. Aralarından sklerini teprogin damarlanna oyle sopladı ki damann ozono emme bulutcağız belirdi. Bulutcağız bir kartopu misali büyüyerek boladi Emdikce de diğerlerinden daha fazla yükseldi yokseldikçe de dağın eteklerine doğru yuvarla- ratina del budak soldi Kardeşleri gölgede kolde niyordu. Yuvarlandıkça kabarıyor, Amen Kordes, dediler, dallann ozorinize uzalmo, güneşi göremiyo kabardıkça da kararıyordu. Gele rual gele üçüz çamların bulunduğu yere Ohic orah oinvadı Turnakladığı damarlan hep öyle emmeye devon gelerek yüksek çamın tepesine takıldı. oln Boyado, yüksek bir çam ogoo oldu Kardeşleri bile onunla övünmeye Olan da o zaman oldu. Bulut, once canevin- den vurulmus canavar gibi gürledi, sonra da çatladı. boglodi Ardindan yeri goge katan bir gurultu koptu. Gökyüzünü ikiye bölercesi- Ne gozel ne yokesh kardeşimiz var, diyorlardı. ne simsok caklı, Büyük camin tepesi celinip budandı. Bulut küçülerek bir Bu avgülen duydukça buyuk com boborlenmeye, otrafindoklere yuko conger gibi kaldı. Haya açıldı, gökyüzü masmavi oldu. Güneş olabildiğine dan bakmaya baslode Buralarda benden daha endors com yok, diye söyleniyordu wzdırmaya başladı. Agustos sicağı ortalığı kosip kavurdu. Tepesi budanan susuzluktan yandı da yandı: kodoro do kolmayarak eleklerinde büyüyüp yehisigi dago bile meyden - Aman kardeslerim, dedi, nerelerdesiniz? Bir yudum su yok mu? okumaya basladi Ama ne sogdan ne soldan ses seda gelmedi. Öteki kardeşler susuz- Merok elme ulu dog, dedi, gun gelir, senin suyunu da çekerim! tuktan çoktan kurumuşlardı. Tek başına kaldığını anlayan büyük çam o kayrok yerde için için ağlamaya başladı. Yaralı vücudundan sızan su- lor o zamandan beri gözyası gibi damla damla çorok toprago akıyor. com Kemal BUNARCIEV​