Bir sanat eserinin kendi diliyle anlattıklarının ayrıca anlatılması için yazı ve konuşma dillerinin aracılığına ihtiyaç duyulur. Eleştirmenler sanat eserlerini yazı ve konuşma diliyle inceler. Edebiyatın dışındaki sanat eserlerinde açıklamaya muhtaç gözlemler daha çok barınır. Edebiyat kültürü bu gizlerin çözülmesinde önemli bir etkendir. Dilin inceliklerini özümsemiş birinin ağzından anlatılan bir resim, bir heykel, bir mimari eser layık olduğu yeri bulur. Sanat söyleşilerinin ana öğesi dil olduğuna göre, edebiyatın yetkinleştirdiği dil de bütün sanat eserlerinin anahtarı olarak düşünülebilir. Eserin çıkış noktası, örgüsü, nelerden etkilendiği, neleri etkilediği dil aracılığıyla sergilenir.Bu parçada asıl vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakilerden hangisidir?A) Her sanat dalının kendine özgü bir dili vardır.B) Bir sanat eserini doğru değerlendirmek edebiyatın geliştirdiği dil ile mümkündür.C) Eleştirmenler sanat eserlerini en iyi şekilde değerlendirecek kişilerdir.D) Edebiyatın dışındaki sanat eserlerinin dille açıklanmaya ihtiyacı vardır.E) Dili güzel kullanan insanlar sanat eserlerinin değerini en iyi belirleyenlerdir.