Once upon a time, there was a beautiful princess who had a golden ball. She lived in a palace with her
father, the King, and her seven sisters. At the end of the palace garden there was a deep, dark lake.
When the weather was hot, the princess liked playing near the lake.
Unfortunately, one day she dropped her golden ball into the water. She was very unhappy, and she sat on
the grass and started to cry. Suddenly, she heard a voice say: "Don't cry, princess".
She opened her eyes and saw a large green frog. "Oh, please help me!" she said, "I can't get my ball."
"I'll help you", said the frog, "if I can come and live with you in the palace!"
"Yes, yes, of course. I promise", said the princess. So, the frog jumped into the water and came back with
the ball.
The princess laughed and took the ball. She ran quickly back to the palace and forgot all about the frog.
The frog was very angry. He followed the princess into the palace and told his story to the King.
"A promise is a promise" said the frog.
"Yes", said the King and called his daughter: "A promise is a promise, my daughter. Take this frog to you
room and look after him carefully.
The princess cried again, but she took the frog and put him on her bed. The frog looked at her and said
quickly: "Please, kiss me, princess"
She closed her eyes and kissed him. Immediately, the frog turned into a handsome prince. Of course,
lived hannily ever after.​


Sagot :

Cevap:

Ne yapıcaz anlamadım?

Açıklama:

Çevirisi:Bir zamanlar altın bir küresi olan güzel bir prenses varmış. Onunla bir sarayda yaşadı

babası, Kral ve yedi kız kardeşi. Saray bahçesinin sonunda derin, karanlık bir göl vardı.

Hava sıcak olduğunda, prenses göl kenarında oynamayı severdi.

Ne yazık ki bir gün altın topunu suya düşürdü. Çok mutsuzdu ve oturdu.

çim ve ağlamaya başladı. Aniden bir sesin "Ağlama prenses" dediğini duydu.

Gözlerini açtı ve büyük yeşil bir kurbağa gördü. "Ah, lütfen bana yardım et!" "topumu alamıyorum" dedi.

"Sana yardım edeceğim," dedi kurbağa, "eğer gelip seninle sarayda yaşayabilirsem!"

"Evet, evet, elbette. Söz veriyorum" dedi prenses. Böylece kurbağa suya atladı ve geri geldi.

top.

Prenses güldü ve topu aldı. Hızla saraya geri koştu ve kurbağayı tamamen unuttu.

Kurbağa çok kızgındı. Prensesi saraya kadar takip etti ve hikayesini krala anlattı.

"Söz sözdür" dedi kurbağa.

"Evet" dedi Kral ve kızını çağırdı: "Söz sözdür kızım. Al bu kurbağayı sana.

oda ve ona dikkatlice bakın.

Prenses yine ağladı ama kurbağayı alıp yatağına yatırdı. Kurbağa ona baktı ve dedi ki

çabucak: "Lütfen öp beni prenses"

Gözlerini kapattı ve onu öptü. Kurbağa bir anda yakışıklı bir prense dönüştü. Tabii ki,

sonsuza dek mutlu yaşadı.

Cevap:

Bir zamanlar altın bir küresi olan güzel bir prenses varmış. Onunla bir sarayda yaşadı

babası, Kral ve yedi kız kardeşi. Saray bahçesinin sonunda derin, karanlık bir göl vardı.

Hava sıcak olduğunda, prenses göl kenarında oynamayı severdi.

Ne yazık ki bir gün altın topunu suya düşürdü. Çok mutsuzdu ve oturdu.

çim ve ağlamaya başladı. Aniden bir sesin "Ağlama prenses" dediğini duydu.

Gözlerini açtı ve büyük yeşil bir kurbağa gördü. "Ah, lütfen bana yardım et!" "topumu alamıyorum" dedi.

"Sana yardım edeceğim," dedi kurbağa, "eğer gelip seninle sarayda yaşayabilirsem!"

"Evet, evet, elbette. Söz veriyorum" dedi prenses. Böylece kurbağa suya atladı ve geri geldi.

top.

Prenses güldü ve topu aldı. Hızla saraya geri koştu ve kurbağayı tamamen unuttu.

Kurbağa çok kızgındı. Prensesi saraya kadar takip etti ve hikayesini krala anlattı.

"Söz sözdür" dedi kurbağa.

"Evet" dedi Kral ve kızını çağırdı: "Söz sözdür kızım. Al bu kurbağayı sana.

oda ve ona dikkatlice bakın.

Prenses yine ağladı ama kurbağayı alıp yatağına yatırdı. Kurbağa ona baktı ve dedi ki

çabucak: "Lütfen öp beni prenses"

Gözlerini kapattı ve onu öptü. Kurbağa bir anda yakışıklı bir prense dönüştü. Tabii ki,

sonsuza dek hannily yaşadı.