Cevap:
Hakarl (İzlanda) Şimdiye kadarki en iğrenç yemek olarak tanımlanıyor. Grönland veya Basking köpekbalığının iki ila dört ay fermente edilmesiyle yapılan hakarl, amonyak kokar (temizlik için kullanılan çamaşır suyu gibi). İzlanda mağazalarında tüm yıl boyunca mevcuttur ve genellikle kürdan üzerinde küpler halinde servis edilir. Sannakji (Kore) Artık Japon suşisi tüm dünyada popüler olduğundan, birçok insan çiğ balık yemeye alıştı. Ancak bu Kore inceliği, deniz ürünleri ölmediği için oldukça farklıdır. Sannakji, canlıyken dilimlenmiş bebek ahtapotlardan oluşur; yemek servis edildiğinde dokunaçlar hala kıpır kıpırdır. Ahtapotu dikkatli bir şekilde çiğnemezseniz, küçük vantuzların ağzınıza ve boğazınıza yapışıp sizi boğması gibi gerçek bir tehlike vardır. Fugu (Japonya) Fugu, öldürücü olmaya yetecek kadar zehirli tetrodotoksinle dolu ünlü Japon kirpi balığıdır. Aşçıların balıkları hazırlayabilmeleri için iki ila üç yıl eğitim almaları gerekir. Fugu aslında oldukça yavan bir tada sahiptir; heyecan, onu yeme deneyiminden sağ çıkmaktır. Casu Marzu (İtalya) Daha fazla canlı yemek, bu sefer İtalya'daki Sardunya'dan. Casu marzu, çürümeye yakın bir fermantasyon seviyesini desteklemek için sinek larvaları veya kurtçuklarla yapılan bir peynirdir. Geleneksel olarak hala içinde canlı böcek larvaları ile servis edilir. Küçük, yarı saydam solucanlar rahatsız edildiklerinde 15 cm sıçrayabilirler, bu yüzden birçok insan kokulu peyniri denemeden önce onları fırçalamayı tercih eder
