Babamın gözleri kedi gözleri kitabının özetini yazar mısınız lütfenn... ?​ ACİLL ...!

Sagot :

Cevap:

İlkokula giden bir kız çocuğunun günlüğünden oluşan bir roman bu. Küçük kız, yeni taşındıkları evde her gün, o çok sevdiği babasının eve dönmesini bekler. ama babası bir türlü gelmez. Çünkü annesiyle araları açılmıştır. Yine de babayla küçük kız arasında küçük haberleşmeler, kısa mektuplaşmalar olur.” (Arka Kapak Yazısı)Sevim Ak, yine sıcak ve samimi bir dille yazmış kitabını. Sevim Ak’ın kurgu konusunda farklı bir üslubu var. Bu kitabında ilkokula giden bir kız çocuğunun günlüğüne konuk olmuş. Anlatacaklarını bu küçük kızımızın günlüğünden aktararak hem çocukların dünyasına ne kadar yakın olduğunu bize göstermiş hem de çocuklar için eğlenceli ve mana yüklü bir kitap ortaya koymuş.Hayatımızda ne kadar çok değerli varlığımız var, farkında mıyız? Kullandığımız eşyaları düşünün ilk önce ve sonra onların olmadığını! Ne hissederiz onlarsız? Yaşam hepimiz için zorlaşmaz mı?Şimdi, bir de babanızı düşünün! Babanız yanınızda ve sizin her dediğinizi yapıyor. Siz, hissetmeseniz de sizin iyiliğiniz için çevrenizde pervane olup duruyor. Şimdi de babanızın sizden uzak olduğunu ya da artık geri gelmeyeceğini düşünün! Neler hissedersiniz! Acı bir his doldu değil mi kalbinize?Sevim Ak, babasına ithafen yazmış olduğu bu kitabında babası yanındayken babasının uğraştığı şeyler yüzünden mesela sağda solda gördüğü ıvır zıvırları yüzünden bazen ona kızabilen, bunlar babasının hobileridir aynı zamanda ve küçük kızımız sonra babası gibi hobi sahibi olmak ister, ilkokula giden bir kızımızı anlatır. Annesi de bu yüzden babasından ayrılır ve yanında kızını da alır gider. Kız için düşünceler bu süreçten sonra başlar. Babasını yokluğunda babasının ne kadar önemli işler yaptığını anlar. Babasının diğer babalardan farklı olduğunu anlayınca o da babası gibi olmaya çalışır. Ondan ayrı olsa bile her zaman onu yanında hisseder. Onu gözlediğini, koruyup kolladığını düşünür. Beraber geçirdikleri dar zamanlar onun en mutlu olduğu zamanlardır. Babası ile annesinin ayrılma kararını öğrenince bunu olgunlukla karşılamış, hatta babasını hiç görmediği zamanlardan daha çok göreceği için mutlu da olmuştur.Kısacası Sevim Ak, bu kitabını çocuklar için babalarının ne kadar kıymetli varlıklar olduğunu ortaya koymak için yazmış. Onun için özellikle babalarımızın ve herkesin ve her şeyin yanımızdayken değerini bilmeliyiz.

Açıklama:

Başarılar:)

hellø everyone^^

Ayçiçeği daha ne olduğunu anlamadan babasını terk etmek zorunda kalır. Ayçiçeği bu yüzden kötü günler geçiriyor. Bu ayrılık ona üzücü olaylarla nasıl başa çıkacağını ve çok daha fazlasını öğretir. Ayçiçeği ve annesi başka bir eve taşınır, tabi ki babası yanlarında gelmez. Ayçiçeği bu evin daha büyük ve yeni odasının daha güzel olduğunu düşünürken bir yandan da babasını özlemektedir. Okulların açılmasına az kalır, bu yüzden anneleriyle okul alışverişi yapıyorlar. Daha sonra yeni mahallesinde ip atlamak için dışarı çıkar. Ancak yeni komşuları bundan pek hoşlanmaz ve oturup gelip geçenleri izlemeye başlar. Biraz sonra, penceresinin önünde oturan yabancı bir kadın onu arar. Pencerenin iki yanındaki aynalardan kendini görmeye çalışırken kadının onlarca sorusunu yanıtlıyor. Zaman geçtikçe kadını sever ve ona “Aynalı Kadın” der. Ve dairelerinde bir kız görür ve onunla tanışıp arkadaş olabileceği için heyecanlanır. Okul başladığında apartmanda gördüğü kızın adının Çağrı olduğunu öğrenir. O gün eski çantasını da boşaltır. Babasının çok kullandığı ve “diyot” dediği bir parça çantasından düşer. Hiç umursamadığı parçayı alır ve yastığının altına koyar. Babasını her gün daha çok özler. Gece rüyasında babasını çiçeklerle dolu bir gemide görür ve çok mutlu olur. Okuldan döndüğünde penceresinin önüne koymak için çiçek alır. Bir gün okuldan döndüğünde babasını görmek için eski evlerine gider. Ancak babası yerine tuhaf insanlarla karşılaşır. Büyük bir hayal kırıklığıyla eve dönen babasının nerede olduğunu bulmaya çalışır, annesi ona babasının bir yolculukta olduğunu söyler. Büyükannesi yanlarına geldiğinde babasının ortadan kaybolduğunu söyler. Büyükannesi ona babasının ortadan kaybolmayacağını söyleyince biraz rahatlar. Babasını özledikçe, onun yaptığı ilginç eşyaları ve başkaları tarafından kullanılan normal eşyaları düşünür. Farklı ve ilginç olmak yerine herkes gibi olmak ister. Bir akşam Çağrı ve annesi yanlarına geldiler ve Çağrı ile bahçeye çıktılar. Birkaç ateş böceği yakalarlar ve onları kavanoza koyup eve dönerler. Annesi kavanozu açtığında ateş böcekleri kavanozdan çıkar. Ayçiçeği de geceleri yatarken dışarıdaki ateş böceklerini izler. Okula giderken Serkan ile karşılaşır. Serkan’ın babası olmadığını bilen Serkan, ona bu kadar kötü bir şey olup olmadığını sorar. Serkan, babasının yüzünü unutmadığı sürece babasını gerçekten kaybetmeyeceğini söylüyor. Okul çıkışı tekrar konuştuklarında Serkan babasının hep yanında olduğunu düşündüğünü söylüyor. Ayçiçeği bu fikirden hoşlanır ve o da öyle düşünmeye başlar. Odasına babasının fotoğrafını da koyar. Büyükannesi geri gelir. Yolda Bilge ile tanışır ve çok mutludur. Ertesi gün parka gider ve cebini sonbahar yapraklarıyla doldurur. Eve giderken babasının arkadaşına rastlar. Babasının arkadaşı, babasını gördüğünü ve onu öpmesini istediğini söyler. Ayçiçeği, babasına onu çok sevdiğini söylemesini ister ve babasına vermesi için bir yaprağı ona emanet eder.

Pazar günü babasının arkadaşı ona babasından bir zarf getirir. Zarfın içinde çok kısa bir mektup ve babası tarafından yapılmış bir el feneri var. Bunlar onun mutlu olması için yeterlidir. Babasının arkadaşı Ayçiçeği ve babasının özel postacısı gibi olur. Böylece babasına olan özlemi bir nebze hafifler ve babasını daha iyi tanımaya başlar. Günler böyle geçerken Sunflower’ın doğum günü gelir. Ayçiçeği’nin uzun zamandır beklediği gün o gün gelecektir. Babası doğum gününe gelir. Böylece bir günden az da olsa babasıyla vakit geçirir. Uzun bir aradan sonra tekrar birlikte olmanın mutluluğunu yaşıyor. Günlerini babasının kendisine doğum günü hediyesi olarak getirdiği kedi ve daha önce aldığı iki balıkla, bazen de arkadaşları ve babasının arkadaşıyla geçirir. Bir gün okuldan eve geldiğinde babasının evde olduğunu görür. Ailesi ona o gün boşandıklarını söyler. Hafta sonları babasıyla, hafta içi de annesiyle kalacağını söylerler. Ayçiçeği, belki de babasından uzakta geçirdiği günler sayesinde bu durumu kolayca kabullenir. Hatta artık babasının yanında kalacağını öğrendiğinde çok mutlu olur

umarım yardımcı olabilmişimdir en iyi seçer misin? ◌⑅⃝●♡⋆♡LOVE♡⋆♡●⑅⃝◌