Çarpık kentleşmenin ve orman arazilerinin imara açılmasının İstanbul'daki klimatiğe etkisi nelerdir ?

Sagot :

Adım adım açıklama:

klim değişikliğine uyum, bir çok uluslararası organizasyon ve Avrupa Birliği (AB) kurumlarının gündemlerinde yer alan ve günümüzde önemi gitgide artan bir konudur. Özellikle İstanbul gibi gelişmekte olan ve sürekli değişen dinamiklere sahip kentlerde, hızlı kentleşmenin, kurumsal ve yasal zemindeki boşlukların arazi kullanımı ve arazi örtüsü (AKAÖ) üzerinde yarattığı hassasiyetlerin yanısıra, iklim değişikliğine bağlı sıcaklık artışı ve yağış miktarındaki değişikliklerin sonucunda oluşan taşkın, sıcak hava dalgası ve kuraklık gibi etkilerin, bu mevcut hassasiyetleri daha da arttırması beklenmektedir. Kentleşme ve iklim değişikliğine bağlı bu hassasiyetler, gelecekte yaşam kalitesi ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamaya yönelik hedefler önünde engel oluşturabilir.  İstanbul’un kentsel kalkınma dinamikleri; kentin başlıca habitatlarını oluşturan su kaynakları, ormanlar, sulak alanlar, makilik alanlar ve kıyı alanları gibi biyolojik çeşitlilik ve ekolojik birimlerin sürekliliğinin sağlanmasında önemli role sahiptir. (Özhatay et.al. 2005, Tezer 2005, Tezer 2008). Bu araştırmanın amacı, İstanbul’da kentleşme ve iklim değişikliğinin AKAÖ üzerinde yaratması beklenen hassasiyetleri gidermek için önemli araçlardan biri olan iklim değişikliği ile uyumlu mekansal planlama yaklaşımını geliştirerek, sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamaktır. İstanbul’da iklim değişikliğinin AKAÖ üzerindeki olası etkilerinin tanımlanmasında iklim değişikliği senaryolarından faydalanılmıştır (Agora, 2011). Kentleşme sonucunda artan ısı adası etkisinin, iklim değişikliğinin en önemli etkilerinden sıcaklık artışını daha da arttırabileceği yönünde İstanbul’da yapı düzeyinin de dahil edildiği mekansal analizler bu tezin önemli çıktılarındandır. AKAÖ’ye yönelik hassasiyetler, iklim değişikliği, ısı adası etkisinin belirlenmesine yönelik yapılan analiz sonuçları ile mekansal ve yasal dinamiklere göre geliştirilen AKAÖ senaryoları kullanılarak tanımlanmaya çalışılmıştır. Bu hassasiyetler, iklim değişikliği ile uyumlu sürdürülebilirlik göstergeleri ile ölçülmeye çalışılmış, iklim değişikliğine hassas AKAÖ’nün ve iklim değişikliğine uyumda ön plana çıkan AKAÖ’nün belirlenmesi konusunda aktörlerin görüşlerinden faydalanılmıştır. Bu değerlendirmeden yola çıkılarak İstanbul’da iklim değişikliğine karşı hassas olan öncelikli AKAÖ ve iklim değişikliğine uyumda öncelikli öneme sahip AKAÖ tanımlanmıştır.  Sonuç olarak iklim değişikliği ile uyumlu mekansal planlamanın bileşenleri tanımlanarak, iklim değişikliğine uyumda öne çıkan planlama araçlarından bahsedilmiştir. Bu planlama araçları çerçevesinden yapılan GZFT (SWOT) analizi ile Türkiye ve İstanbul’un mevcut durumu, potansiyeller ve engeller açıklanmaya çalışılmıştır. Son olarak iklim değişikliği ile uyumlu bir kentleşme için mevcut mevzuatın değerlendirmesi yapılarak, öneriler geliştirilmiştir.   Tez kapsamında kullanılan bu yaklaşımın İstanbul’da ve diğer hızla gelişmekte olan yerleşmelerde, iklim değişikliği ile uyumlu kalkınma politikalarının geliştirilmesinde rasyonel bir araç olabileceği düşünülmektedir.

BAŞARILAR