Sagot :
Cevap:
Çok susayan bir güvercin, su içmek için bir dere kıyısına inmiş. Tam eğilip içerken bir karıncanın suya düştüğünü görmüş. Zavallı karınca, sudan çıkmak için çırpınıp duruyormuş. Güvercin, karıncaya çok acımış. Kıyıdan aldığı bir çöpü suya bırakmış. Karınca da çöpe tutunarak kıyıya cıkmış. Bu sırada oradan gecen bir avcı, güvercini görünce . sevinmiş. Ne güzel bir av.” diye düşünmüş. Her şeyden habersiz güvercine silahını çevirip nişan almış. Karınca bunu görünce, avcının çıplak topuğundan ısırmış. Avcı da acı ile haykırmış. Avcının sesini duyan güvercinde havalanıp uçmuş. Böylelikle karınca da güvercinin yaptığı iyiliğin altında kalmamış.
Keçi Can Pazarında
Keçiciğin aklı bir karış havada ya, sürüsünü bir yana bırakmış, bir başına otlaya otlaya çekip gitmiş. Hain koca kurt, kaçırır mı; hemen görmüş keçiciği:
“Heh, işte ağzıma lâyık bir lokma. Yaşasın!” demiş.
Keçicik, bakmış can pazarı. Hiç kurtuluş murtuluş yok: “Eh, n’apalım, demek kaderimizde sana yem olmak varmış kurt .” demiş. “Madem ölüm kapıya geldi, bari bana biraz kaval çal ki, neşeleneyim, kendimi unutup öyle öleyim..
“Kurt, “Son isteği zavallının… “demiş. Bulmuş bir kaval, füyt füüyt çalmaya başlamış. Kurt çalmış, keçicik, oynamış. Derken ötelerden kaval sesini alan köpekler koşturmuşlar; gelmişler, kurdu önlerine düşürüp bir güzel kovalamışlar. Kaçmadan önce, kurt, durumu anlayıp oyuna geldiğini sezinlemiş:
“Suç sende değil bende. Neme gerekti benim kaval çalmak, neme gerekti bana köçekli kurban!” demiş.
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.