1) Yumuk gözleri mavi sonsuzluğa çevrilmiş, mendirekte pinekleyen, ama canı istediği zaman, bir iki gerinmeden sonra kanat çırpıp kuzeye doğru, güneye doğru, batıya veya doğuya doğru uçacak, istediği yöne, istediği kadar uçacak bir martıya benzer.
2) Burada insanın ama gece yarısına doğru rıhtım boşalıp da ışıkların hafif bir sisle donuklaştığı ve içerdekilere düşünmenin, hayal kurmanın çok daha tatlı geldiği sıralarda; "Hey martılar" diye bağırası gelir.
3) Rıhtım boyunda, elektriklerin altında barbut oynayan numarasız hamallardan kimseler yoktu.
4) İnsan sokak fenerlerini bir tabloda gördüğünü sanıyordu.
5) Todori... içkisini eski bir ağıt hatırlamak ister gibi içen yaşlı adam... başı tezgaha dayalı kollarının arasında gömülü duran ve artık içemeyen delikanlı!
6) Martı buradan ayrılamaz, gidemez... gidemez işte!
7) Aşkların, dostlukların en mükemmelleri bile bir gün gelip inkar ediliyor ve aşıklar, dostlar bu cinayetleri için sebepler sayabiliyorlar.
8) İlk arkadaşlıklar ilk aşklar ne oldu?
9) Bu iman ve bu faziletler, bu hevesler ve bu hazlarla bağdaşamıyacak olduktan sonra; bir bahar filizini andıran bu aşk, bu hırs kasırgasına dayanamayacak olduktan sonra, bu, ölümü hiçe sayan dostluk, bu nankörlükle muğber olduktan sonra, arzular kuvveti, vefa sevgiyi kemirecek olduktan sonra ne olacak sanki?
Arkadaşlar bu cümleleri cumlenin ogelerine ayırabilir misiniz yarına götürmem lazım lütfenn...
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.