Sagot :
Cevap:
Arkadaşıma Veda Özet
Hayatınızı borçlu olan bir insanı ne kadar tanımak istersiniz? Yoksa onun kahraman olduğunu inkar mı edersiniz? Gerçek bir hikâyeyi nasıl elde edersiniz?
İşte Ata’mızı konu olan ve Zülfi Livaneli’nin elinden çıkan Arkadaşıma Veda Atatürk’ün hayatını hikaye şeklinde muazzam anlatmış.
Arkadaşıma Veda kitabı kesinlikle bir eleştiri, hakaret ya da kesin bir biyografi yazısı kadar ağır bir üsluba sahip değil. Aksine hikâye tarzında; Mustafa Kemal Atatürk’ün yaveri olan Salih Bozok’un ağzından anlatılmaktadır.
Başlangıçta Atatürk’ün ölüm sabahı Salih Bozok’un gözünden aktarılmıştır. Doktorların Atamızın başında koşuşturmalarını ve o gün dünyaya çöken ağır kasvet ve hüznü…
Salih Bey, Mustafa Kemal Atatürk’ün daha mektepten arkadaşıdır ve her şeylerini beraber geçirip atlatmışken; ölümde de Mustafa Kemal Atatürk’ü yalnız bırakmak istemiyordu. Bu yüzden oğluyla konuşup vedalaştı. Ama asıl olay ise ölümünden önce oğlu Muzaffer’e bıraktığı mektuptaydı. Çünkü biz olayı mektubun yazılım aşamasında okuyoruz.
Salih Bozok daha Zübeyde Hanım’ın Mustafa Kemal Atatürk’ü mahalle mektebine vermek istediği dönemden başlıyordu anlatmaya... Ali Rıza Bey ile Zübeyde Hanım’ın; Mustafa Kemal’i hangi okula vermek istedikleri ile alakalı. İlk başta Zübeyde Hanım’ın istediği mahalle mektebi olsa da Ali Rıza Efendi vefat edince, Zübeyde Hanım kocasının vaziyetini yerine getirmek namına Mustafa Kemal’i askeri okula gönderdi.
Mustafa Kemal’in dayısının yanında geçirdiği kısa bir çiftlik hayatı olmuştu. Zübeyde Hanım, oğlunun asker olmasındansa çiftlik işlerini öğrenmesini her ne kadar başlarda yeğlese de daha sonra kendi isteği ile Selanik’e çocukları okusun diye dönmüştür.
Mustafa Kemal bir gün okulundan eve geldiğinde evde bir yabancı görmüştür. Ve daha sonra da öğrenmiştir ki o yabancı annesinin yeni eşiydi. Zübeyde Hanım sadece çocuklarının başında bir baba figürü ve kendilerini koruyup kollayacak birinin olmasını istediğinden dolayı tekrardan evlenmiştir. Lakin Mustafa Kemal bunu kabullenemeyip çok uzun yıllar annesi ile küs kalıp onlardan uzak kalmıştır.
İstanbul Harp Akademi’sindeyken annesi ile son zamanlarda mektuplaşmış ve Selanik’e döndüğünde yıllardan beri süre gelen hasreti dindirmek adına annesi ve kız kardeşinin yanına gitmiştir. Üvey babası Ragıp Efendi ile konuşmuş ve anlaşmıştır.
Mustafa kemal Trablusgarp Cephesinde savaşırken Selanik düşürülmüştü ve artık düşmanların elindeydi. Zübeyde Hanım ve kızı Makbule İstanbul’a göç etmişlerdir. Lakin o zamanlarda Mustafa Kemal ile herhangi bir iletişim kurabilecekleri araç gereç yok.
Mustafa Kemal ailesini en yakın arkadaşı olan ve mektubu yaza kişi, Salih Bozok’a emanet etmiştir. Ama Salih Bozok, Mustafa Kemal’in istediğini yerine getirememiştir. Atatürk, ailesini arkadaşına sorduğunda ve acı gerçeği öğrendiğinde bile arkadaşına hiçbir zaman sırt çevirmemiştir.
Mustafa Kemal annesini ve kardeşini daha sonra bulup Ankara’da bir daireye yerleştiriyor. Ve artık bugün ki Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmaya başlıyor. Bulduğunu cephelerin yanı sıra bir sürü kongrelere katılıyor. Büyük devlet adamları ile oturduğu masada gelecekte ki kurmuş olacağı devletin özelliklerini paylaşıyor ve onları hep yaptığı gibi defterine not alıyordu.
Mustafa Kemal, İzmirli olan Latife adında modern ve her Türk kadının olmasını istediği bir kadınla evlenmişti. Lakin lise dönemindeyken bile asker sadece asker düşüncesini benimseyip şiir yazmayı bıraktığı gibi; eşi Latife Hanım ile ilgilenemeyip ve sürekli zıt fikirlere düştüklerinden bir süre sonra boşanmışlardır.
Artık TBBM açılmış, Türkiye Cumhuriyeti ilan edilmiş ve Atatürk’ün ‘ Ey Türk Gençliği!’ diye seslendiği Nutuk adlı kitabı paylaşılmıştı. 10. Yıl kutlamaları bile gerçekleşmişti. Lakin bir süre sonra 15. Cumhuriyet kutlamalarında Mustafa Kemal Atatürk ayağı kalkamayacak kadar rahatsızdı. Bu milli bayramı halkıyla kutlayamayacağı düşüncesi onu çok üzüyordu.
Lakin halk hiçbir zaman Mustafa Kemal Atatürk’ü yalnız bırakmamış ve 15. Zafer kutlamalarını Dolmabahçe Sarayının önünde gerçekleştirmişlerdir.
Cevap:
Açıklama:
Arkadaşıma Veda kitabında Zülfü Livaneli Atatürk’ün yardımcısı Salih Bozok’un dilinden Mustafa Kemal’in hayat hikâyesini anlatıyor. Selanik’te tanışmalarından Atatürk’ün ölümüne kadar olan sürede Atatürk’ün yanında olan ve mükemmel tecrübelere tanıklık eden Salih Bozok’un gözünden yaşadıkları aktarılıyor.
Kitaba 10 Kasım 1938 tarihi ile giriş yapılıyor. O tarihte Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ün yardımcısı Salih yaşadıkları anlatılıyor. Hayatının çok büyük kısmını Atatürk ile beraber geçiren Atatürk’ün sağlık durumunun kötüye gitmesi, umutların tükenmesi üzerine hayatına son vermek istemesi ve oğlu Muzaffer’e veda etmek için yazdığı mektup kitabı oluşturuyor.
Mektubunda, neden hayatına son vermek istediğine mantıklı bir açıklama yapabilmek için 6 yaşındayken Atatürk’le tanışmasından o güne kadar yaşadıklarını, Atatürk ile ne kadar yakın olduklarını, O öldükten sonra kendisinin de yaşayamayacağını anlatıyor.
Mektubunu sonlandırırken, “O ne yaparsa yapsın, ben hep yanında oldum, hep onu izledim. Şimdi de izlemeliyim çünkü başka bir yaşam şekli bilmiyorum. Belki şimdi verdiğim zor kararın nedenini daha iyi anlıyorsundur, belki de beni anlaman için biraz daha büyümelisin.” der ve mektubunu bitirir. Atatürk ile nasıl kan kardeşi olduklarını hatırlar. O zaman, “Artık bizi ölüm bile ayıramaz” demişlerdir. Atatürk’ün ölüme yaklaştığı o anlarda, Salih BOZOK ta ölüme yürüyecekti ki dışarıdan bir koşuşturma ve haykırış sesi duyuldu. Bu oğlunun sesiydi, gelecek güzel günlerin sesi.
“Baba! Baba! Dur, yapma!”
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.