İLETI Ada bilgisayarda açtığı yazı dosyasına bakıp duruyordu. Bir görünüp bir kaybolan imlece kilitlenmişti sanki . Ablasının onu seyrettiğini fark etmemisti . "Benim göremediğim bir sey mi görüyorsun o sayfada Ado? Yarım saattir bakıyorsun dal "Of Bir hikâye yarışması var. Konu serbest ama aklıma bir şey gelmiyor. Odul, bir dizüsto bilgisayar Hayalim bu masa üstü bilgisayardan kurtulmak. "Ne kadar süren var?" "Öğretmenime iki saat içinde göndermeliyim. O da başka bir yere iletecekmiş çünkü." "Himmm... "Ablaga! Sen fikir versen... "Arkadaşlarına haksızlık olmaz mi bu?" Ada, yula. Sonra birden aklına sınıf arkadaşı Irem geldi yorum yapmadı . Bor sayfaya bakmaya ko- ve onu aradi. Telefon hemen açıldı. "Efendim "Treml Ne yaptın? Yazabildin mi bir hikâye?" "Of. Adal" Hiç sorma. Yazacaklarım hazır ama bilgisayarım bozuldu. Yazamiyorum. Oğretmenimizi aradım ama telefonu kapali. Katlama- yacağım. Üzgünüm yani. Sen söyle, ben yazayım diyeceğim Irem ama. O kadar vakit yok. Kendime konu bule- madım daha. Hikâyenin konusu ne?" Irem, yozamayacağı hikâyeyi en ince ayrıntısına kadar Ada'ya anlattı. Ada, telefonu kapottiktan sonra hikâyenin etkisinde o kadar kalmıştı ki kendisi için bir sey düşünemiyordu. Irem in hikâyesi çok etkileyiciydi. Düşüncelerinden sıyrılmaya, kendi hikâyesini yozmaya calit oma olmadı . Balkona çıkti , evin içinde dolandı, yemek yedi. Ama. Ih! Hiçbiri ise yaramadı . Kala kala bir saati kaldi hikâyeyi teslim etmek için, Sonra. Kararlı bir şekilde oturdu bilgisayarın başına ve İremin anlattıklarının hepsini yazdı . Uç sayfalık bir hikâye çıktı ortaya. Gereken düzenlemeleri yaptı ve öğretmenine iletmek için posta kutusunu açtı. Dosyay ekledi. Ama son anda yazan kısmını boş bıraktığını fark etti ve tereddüt etmeden doldurdu orayı . Yüksek sesle "Veee... Gönder!" dedi. "Yarop hem Frdem, 182/4A"​