ibadet ve ubudiyet arasında ki fark nedir​

Sagot :

İbadet ve ubûdiyet kelimeleri bir birine yakın anlamlara sahip olsalar bile, aralarında ince bir fark vardır. ... Diğer bir tanımda ise ubûdiyet, kulun Allah'ın yaptıklarından memnun olması, ibadet ise O'nun razı olacağı işleri yapması şeklinde ifade edilmiştir.

Bu iki terim çoğu kez birbiri yerinde kullanılır. Ancak, aralarında şöyle bir fark da vardır:

Ubudiyet, “kulluk” demektir. Kulun sonsuz aczini, fakrını ve naksını bilmesi ve bu şuurla ömür sürmesi ubudiyettir. Ve ubudiyet süreklidir, kesikli değil; çünkü kulluktan ayrı olduğumuz bir ânımız yoktur.

İbadet ise “Allah’a karşı kulluk vazifelerini yerine getirmek,” manasına gelir.

Ubudiyet bir sahra ise, ibadet o sahrada yer yer yükselen dağlar gibidir.

İbadet için Külliyat'da şöyle buyruluyor:

“Abd ile Mâbud arasında en yüksek ve en lâtif olan nisbet, ancak ibadettir.”(1)

Yâni, insan ibadet sayesinde, “Ben Allah’ın kuluyum, O’nun mahlûkuyum, bu dünyada O’nun misafiriyim ve öldükten sonra da, inşaallah, O’nun saadet yurdu olan cennete gideceğim.” diyebiliyor.

Kul olduğunu bilen, bu dünyada dilediği gibi ömür süremeyeceğinin şuurunda bulunan ve bu âlemde misafir olduğunun farkında olan bir insan kulluk vazifesini seve seve yerine getirir.

(1) bk. İşârât-ül İ’caz, Bakara Suresi, 21 ve 22. Ayetlerin Tefsiri.

Selam ve dua ile...

Sorularla Risale Editörü

Bu iki terim çoğu kez birbiri yerinde kullanılır. Ancak, aralarında şöyle bir fark da vardır:

Ubudiyet, “kulluk” demektir. Kulun sonsuz aczini, fakrını ve naksını bilmesi ve bu şuurla ömür sürmesi ubudiyettir. Ve ubudiyet süreklidir, kesikli değil; çünkü kulluktan ayrı olduğumuz bir ânımız yoktur.

İbadet ise “Allah’a karşı kulluk vazifelerini yerine getirmek,” manasına gelir.

Ubudiyet bir sahra ise, ibadet o sahrada yer yer yükselen dağlar gibidir.

İbadet için Külliyat'da şöyle buyruluyor:

“Abd ile Mâbud arasında en yüksek ve en lâtif olan nisbet, ancak ibadettir.”(1)

Yâni, insan ibadet sayesinde, “Ben Allah’ın kuluyum, O’nun mahlûkuyum, bu dünyada O’nun misafiriyim ve öldükten sonra da, inşaallah, O’nun saadet yurdu olan cennete gideceğim.” diyebiliyor.

Kul olduğunu bilen, bu dünyada dilediği gibi ömür süremeyeceğinin şuurunda bulunan ve bu âlemde misafir olduğunun farkında olan bir insan kulluk vazifesini seve seve yerine getirir.

(1) bk. İşârât-ül İ’caz, Bakara Suresi, 21 ve 22. Ayetlerin Tefsiri.

Selam ve dua ile...

Sorularla Risale Editörü

umarım işine yarar:(