Sagot :
Maria Almanya'da yaşayan, oldukça güzel, Hristiyanlığa düşkün, modern bir şekilde hayat süren, zeki ve cesur bir kızdır. Bir gün Abdülvahhab isimli Müslüman bir gençle iletişime geçmek ister. Ona İslam hakkında birkaç soru sorar. Hristiyan olmasına rağmen İslam'ı merak etmekte, Müslümanlarla dalga geçmektedir. Daha sonra eve döndüğünde Ateist babası ve abisinin başka ülkelerin temsilcileriyle toplantı yaptığını görür. Annesi ile birlikte bir plan kurar. Bir sonraki toplantıda saklanarak toplantıda konuşulanları dinler. Babasının çok zararlı planlarının olduğunu, tüm dünyayı ateistlik altında toplamak istediğini, Müslüman ülkelerde güzellik yarışmaları düzenleyerek ve özellikle müslüman kızları 1. seçerek onları Avrupa'ya özendirmeye çalıştığını öğrenir. Ve babasının bunları yaptığını öğrenince çok şaşırır. Bu süre zarfında Mehmet adında bir Türk'e aşık olur. Ancak Mehmet dinine bağımlı bir Müslümandır ve bir Katolik ile evlenemeyeceğini söyler. Aynı şekilde Maria da bir Müslümanla evlenmek istemez. Ama ikisi de içten içe birbirlerine duydukları aşktan yanmakta, kavuşma hayalleri kurmaktadır. Bir süre sonra Mehmet Almanya'ya geri gelmek şartıyla Türkiye'ye gider. Maria Mehmet'in özlemiyle yaşamaktadır. Mehmet Türkiye'den gelene kadar onu Hristiyan yapmak için planlar kurar. Planı Mehmet'e İslam'ı yalanlayacak, hiçbir Müslümanın cevap veremeyeceği bir soru sormaktır. Papaza giderek Müslümanlar için zor bir soru ister. Papaz ona sorabileceği bir örnek verir. Maria, bu soruyu hem denemek hem de iki kişiyi Hristiyan yapma düşüncesiyle Abdülvahhab'a sorar. Abdülvahhab hiç zorlanmadan soruyu cevaplar. Maria hep zorlu sorular sormak için araştırma yapar ve sorar ama Abdülvahhab zorlanmadan cevaplar. Maria çok şaşırır ve farkında olmadan İslam'a yakınlaşır. Papaz ile Abdülvahhab karşı karşıya gelir ama papaz da çok şaşırarak onun doğru konuştuğunu söyler. Bu olay üstüne Maria çok sevdiği dini Hristiyanlıktan çıkar. Abdülvahhab'a karşı yakınlık duyar ama buna bir ad koyamaz. Ama hala Müslüman olmaz. Bir süre sonra papaz Müslüman olur. Aylar geçer. Mehmet hala dönmemektedir. Babası Maria'nın gazeteci olarak Türkiye'ye gitmesini, Mustafa Kemal'i ayartmasını ister. Maria da Mehmet'i görmek bahanesiyle İstanbul'a gider. Ancak Mehmet'i göremez, bulamaz. Aylar geçer, birinden Mehmet'in İzmir'de öğretmen olduğunu öğrenir. İzmir'e gider. Bir süre sonra Müslüman olur. Kendi adını da Abdülvahhab'ın ölen nişanlısının ismi olan Selva koyar. Bu arada babası Selva'dan haber alma derdindedir. Ancak Selva'nın bir şey yapmasına gerek yoktur. Türkiye'nin durumu zaten vahimdir, hızla Avrupalaşmaktadır Türkiye... Selva Mehmet'in Ateist olduğunu duyunca çok sinirlenir. Bir anda Mehmet'ten soğur, ülkesine döner. Abdülvahhab'ı çok özlediğini aslında ona karşı boş olmadığını fark eder. Selva'nın Müslüman olduğunu duyan annesi onu evlatlıktan reddeder. Uzun bir süre sonra Abdülvahhab Mısır'a gider. Selva onu çok özlemektedir. Annesi ona İsa'nın Abdülvahhab'ı Mısır'a sürgün ettiğini, hak ettiği cezayı bulduğunu söyler. Tam o anda kapı çalar. Gelen Abdülvahhab'tır. Annesi kim geldi diye sorunca Selva annesine şu sözleri söyler, "Anneciğim gelen Abdülvahhab, İsa ona bir vurmuş. 'Çabuk Selva'nın yanına gidin.' demiş, taa Mısır'dan buraya yollamış."
Thank you for visiting our website wich cover about Türk Edebiyatı. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.