cumhuriyet dönemi türk edebiyatının oluşumu ve oturduğu zemin hakkındaki düşünceler kısaca soylermısınız ??



Sagot :

Ekim 1918 tarihinde Mondros Ateşkes Antlaşması imzalandı. Bu ateşkes antlaşması, Osmanlı Devleti’ni savunmasız duruma getirmiş, işgaller için zemin hazırlamıştı. İşgaller başladığında Padişah Vahdettin Mebusan Meclisini dağıttı. Damat Ferit Paşa Hükümeti, işgale seyirci kaldı. Bu durumda Anadolu’da milis örgütlenmesi başladı ve “ulusal mücadele”, ifadesini Kuvayı milliye’de buldu. O günlerde Mustafa Kemal, Anadolu’ya geçip direniş güçlerini millî bir örgütte toplayıp mücadeleyi başlatma kararını verdi. 19 Mayıs 1919′da 9. Ordu Müfettişi olarak tayin edilen Atatürk, Samsun’a çıktı.

Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919), Erzurum Kongresi (23 Temmuz – 5 Ağustos 1919), Sivas Kongresi (4 – 11 Eylül 1919) Anadolu’daki örgütlenmelerin önemli kilometre taşları oldu. Mustafa Kemal, ulusal mücadeleyi yönetmek için merkez olarak seçtiği Ankara’ya geldi (27 Aralık 1919).

“Osmanlı Meclis-i Mebusan”ı İstanbul’da açıldı (12 Ocak 1920). Burada Mustafa Kemal’e bağlı temsilciler “Mi-sakımillî” kararlarının kabul edilmesini sağladılar (28 Ocak 1920). “Türklerin oturduğu topraklar hiçbir biçimde parçalanamaz.” yargısı Misakımillî’nin en önemli esasıdır.

İstanbul’un işgali (15 Mart 1920), Mebusan Meclisinin dağılması, Atatürk’ün ileri görüşlülüğünü bir kez daha kanıtladı.

23 Nisan 1920de Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankara’da açıldı. 10 Ağustos 1920′de “Sevr Antlaşması”yla barış imzalandı; ama Osmanlı Devleti’nin topraklarının çoğu elinden gidiyordu. Ankara’daki TBMM antlaşmayı reddetti. Kuvayı milliye dağıtılarak düzenli ordu kuruldu ve sistemli mücadele başladı. 27 Ekim 1922′de İtilaf Devletleri hem TBMM Hükümetini hem de Osmanlı Hükümetini yapılacak barış konferansına çağırdılar. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” yargısı padişahlıkla çeliştiğinden, konferanstaki ikiliğin önüne geçmek için 1 Kasım 1922′de ‘Saltanat” kaldırıldı. Atatürk’ün, “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” tarihî buyruğunu verdiği ve komutanı olarak bizzat yönettiği “Başkumandan Meydan Muharebesi’yle düşman denize döküldü (30 Ağustos 1922). Böylece zorluklarla, büyük fedakârlıklarla ve Atatürk’ün dehasıyla “Kurtuluş Savaşı” kazanıldı.