1-Hz.Muhammed'in güvenilirliği konusunda bilgi veriniz. 2-Hz.Muhammed'in hoşgörülü oluşunu gösteren bir örnek olay anlatınız. 3-Hz.Muhammed'in merhametli oluşu hakkında bilgi veriniz. 4-Hz.Muhammed bilgiye neden çok önem vermiştir? 5-Hz.Muhammed'in cesaretli oluşunu örnek vererek anlatınız. 6-Zamanı iyi değerlendirmek niçin önemlidir? 7-Hz.Muhammed'in doğa ve hayvan sevgisi hakkında bilgi veriniz. Bildiklerinizi söyleseniz beni için yeterlidir arkadaşlar teşekkürler...

Sagot :

Peygamberimiz okuma yazma öğretilmesine ve insanlara yararlı olacak her türlü bilgiye büyük önem vermiştir.

Bedir zaferinde sonra, savaş esiri olarak, karşı taraftan ele geçen her bir kimse için dört bin dirhem kurtuluş fidyesi takdir edilmişti. Uzun yıllardan beri sıkıntı içinde bulunan Müslümanların bu paraya ihtiyacı vardı. Fakat Peygamberimizin emri üzerine, bunlardan okuma yazma bilenlerden her birinin, on Müslüman’a okuma yazma öğretmesi karşılığında fidye vermeden serbest kalacağı bildirildi ve öyle yapıldı.

Enes b. Malik’in bildirdiğine göre Peygamberimiz zamanında iki kardeş vardı. Birisi bilgi öğrenmek için Peygamberimizin mescidinde kalır, diğeri ise işe giderdi. İşe giden kardeş, bilgi öğrenmek için mescitte kalan kardeşini Peygamberimize şikayet etti. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle buyurdu:

“-Nereden biliyorsun, belki de ekmeğini kardeşinin yüzünden kazanıyorsun?”

Peygamberimizin bu konuyla ilgili bazı hadisleri şöyledir:

“-Bilgi öğrenmek her Müslüman’a farzdır.”

“-Bilgi öğrenmek amacıyla yola çıkan kişi, dönünceye kadar Allah yolundadır.”

Peygamberimiz Yararlı Her Çeşit Bilgiyi Önemsemiştir.

Peygamberimiz bilgi öğrenmeyi teşvik ederken, bununla sadece dini bilgileri kastetmemiştir. Allah rızası gözetilerek, insanlara yararlı olacak her türlü bilgi, Peygamberimiz tarafından övülmüştür. İslam’a göre her insanın kendisine lazım olan bilgiyi öğrenmesi farz; insanalrın yararına olan bilgiyi öğrenmesi ise farzıkifayedir. Örneğin, ileri düzeyde matematik, fen, sosyal bilimler, güzel sanatlar, yabancı dil vb. bilgilerin toplumda yeterli miktarda öğretimi yapılmalıdır. Nitekim Peygamberimiz, ihtiyaç olduğu için Zeyd bin Sabit’ten Yahudilerin dili olan İbranice’yi öğrenmesini istemiştir.

Peygamberimiz eğitim-öğretim faaliyetleri arasında onun Kur’an ve dini bilgileri öğretmesinin yanında Müslümanlara ziraat, tıp matematik, atıcılık, binicilik, yüzme gibi birçok konuda tavsiyeleri olmuştur.

Kadınların Eğitimi

Peygamberimiz bilgi öğrenmede kadın erkek ayrımı yapmazdı. O, kendisine gelen ilahi buyrukları erkeklere bildirdiği gibi kadınlara da tebliğ ederdi. Kadınlar da camiye gelir, ibadet eder, Peygamberimizin konuşmalarını dinlerdi. Hatta Peygamberimiz, haftanın bir gününü kadınların eğitimine ayırmıştı. Böylece onların arasından dini iyi bilen kadınlar yetişti. Peygamberimizin eşi Hz. Aişe, onlardan biridir.

3-Hz.Muhammed'in merhametli oluşu hakkında bilgi: 

efkat ve merhamet insanı yücelten ulvî duygulardandır. Merhametin gücü şiddet ve öfkenin gücünden her zaman üstün gelmiştir. Dünya sevgi ve merhamet üzerine kuruludur. Allah’ın 99 güzel isminden biri Rahman biri Rahimdir; her ikisi de O’nun ne kadar çok merhametli olduğunu anlatır. Merhametin kaynağı olan Yüce Rabbimiz, bize elçi olarak gönderdiği peygamberinin kalbini de merhametle doldurmuş ve ona: 
“–Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107)
buyurmuştur.

Daha önce, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) başarılı olmasının sırlarından biri, onun güvenilir biri olmasıydı demiştik. Başarısının bir başka sırrını da Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim’inde şöyle açıklıyor:
“–...ve (Ey Peygamber!) senin izleyicilerine yumuşak davranman Allah’ın rahmetinin bir eseriydi. Çünkü, eğer onlara karşı kırıcı ve sert olsaydın, doğrusu senden koparlardı. Artık onları hoş gör ve bağışlanmaları için dua et.” (Âl-i İmran, 159)

Gerçekten de Hz. Muhammed’in (s.a.v.) insanlara merhametle yaklaşımı, kırıcı ve sert davranmaması, onları kopması mümkün olmayan bağlarla kendine bağlamıştı.
Peygamberimiz o kadar merhametliydi ki Müslümanlara olmadık kötülükler yapan, eziyetler çektiren putperestleri bile, eline pek çok cezalandırma fırsatı geçmesine rağmen, affetmiş; onları yenip ortadan kaldırmaktansa kendine çekip kazanmayı hedeflemişti. Bedir Savaşında aldığı esirleri, Müslümanlara okuma-yazma öğretmeleri karşılığında serbest bırakmış, yıllar sonra Mekke’ye zaferle döndüğünde İslam’ın en azılı düşmanlarını affettiğini ilan etmiştir. Peygamberimizin gönlünden akan bu merhamet seline karşı, putperestlerin lideri olan Ebu Süfyan bile duyarsız kalamamış, sonunda o da şahadet kelimesini söyleyerek Müslüman olmuştur.