yalnız efe kitabının kısa özeti

 



Sagot :

...

Yalnız Efe Tür: Çocuk / Gençlik Yayınevi: Beyan Yayın Yeri: İstanbul Yayın Yılı: 2006 Sayfa Sayısı: 94 ISBN: 9789754733808 Dil: Türkçe

Yalnız Efe

Yazar: Ömer Seyfettin

Bir köyde Yörük Hoca ile kızı vardı. Bu kızın ad Kezban'dı. Bir de tüm köyleri berbat eden Eseoğlu adında bir adam vardı. Bu Yörük Hoca çok iyi kalpli biriydi. Eseoğlu ise çok kötü biriydi. Eseoğlu'nun tüm adamları yurtdışındandı. Kimi Arnavut, kimi Yunanlı, kimi Ermeniydi. Yörük Hocanın köyü hariç bütün köylerin Eseoğlu'na borcu varmış. Yörük Hoca sürekli köylülere "Sakın Eseoğlu'ndan borç almayın. Diğer köylerin halini görüyorsunuz." diyordu.
Bir gün yine Eseoğlu'na yaptıklarından dolayı çok sinirlendi ve dedi ki;
- Ben gösteririm onlara
Köylüler;
-Yapma hoca gitme. Ne diyeceksin gidince?
- Eseoğlu'nun bana borcu var. Onu alacağım.
Köylüler çok şaşırdılar. Hocaya gitme deseler bile, hoca inat etti ve bir sabah gitti. Akşam olup da babası gelmeyince Kezban çok korkmuş. Birden kapı çalmış. Babası sanıp kapıya koşmuş, ama gelen dayısının oğluymuş ve babasının öldüğünü, yarın cenazesinin alınmaya gidileceğini söylemiş. Kız dayanamayıp o gece yola koyulmuş. Eseoğlu'nun çiftliğine varınca kızı içeri almadılar. Sabah bütün köylü ile birlikte cenazeyi alıp köye döndüler. Bu olaydan sonra kız bir daha hiç ortada görünmedi. Yakın zamanda Eseoğlu öldü. Daha sonra adamlarıda yavaş yavaş öldürülmeye başladı. Adamların çoğu kaçtılar. Herkes bu efenin kim olduğunu çok merak ediyorlardı. Normalde her efenin yanında birde uşak bulunurdu ama bu efe yalnız geziyordu. Bu yüzden adı "Yalnız Efe " kaldı. Yalnız Efe kendini sadece kadınlara gösterirdi. Çünkü o bir kadındı. Zengin insanlara sürekli"... Bir yerde fakir var. Ona yardım edin" gibi yazılar gönderirdi. Bu efe köylülerin ağaçlara astığı yemek torbalarından besleniyordu. Bir gün askerler haydut avı için dağa gitmişlerdi. Yanız Efe'ye rastladılar ve ateş etmeye başladılar. Sonra yanına gittiler ve orada sadece bir namaz örtüsü ile bir tüfek buldular.....En kısa bu idi....eniyi seçersen sevinirim :)

Bir köyde Yörük Hoca ile kızı vardı. Bu kızın ad Kezban'dı. Bir de tüm köyleri berbat eden Eseoğlu adında bir adam vardı. Bu Yörük Hoca çok iyi kalpli biriydi. Eseoğlu ise çok kötü biriydi. Eseoğlu'nun tüm adamları yurtdışındandı. Kimi Arnavut, kimi Yunanlı, kimi Ermeniydi. Yörük Hocanın köyü hariç bütün köylerin Eseoğlu'na borcu varmış. Yörük Hoca sürekli köylülere "Sakın Eseoğlu'ndan borç almayın. Diğer köylerin halini görüyorsunuz." diyordu.

Bir gün yine Eseoğlu'na yaptıklarından dolayı çok sinirlendi ve dedi ki;

- Ben gösteririm onlara

Köylüler;

-Yapma hoca gitme. Ne diyeceksin gidince?

- Eseoğlu'nun bana borcu var. Onu alacağım.

Köylüler çok şaşırdılar. Hocaya gitme deseler bile, hoca inat etti ve bir sabah gitti. Akşam olup da babası gelmeyince Kezban çok korkmuş. Birden kapı çalmış. Babası sanıp kapıya koşmuş, ama gelen dayısının oğluymuş ve babasının öldüğünü, yarın cenazesinin alınmaya gidileceğini söylemiş. Kız dayanamayıp o gece yola koyulmuş. Eseoğlu'nun çiftliğine varınca kızı içeri almadılar. Sabah bütün köylü ile birlikte cenazeyi alıp köye döndüler. Bu olaydan sonra kız bir daha hiç ortada görünmedi. Yakın zamanda Eseoğlu öldü. Daha sonra adamlarıda yavaş yavaş öldürülmeye başladı. Adamların çoğu kaçtılar. Herkes bu efenin kim olduğunu çok merak ediyorlardı. Normalde her efenin yanında birde uşak bulunurdu ama bu efe yalnız geziyordu. Bu yüzden adı "Yalnız Efe " kaldı. Yalnız Efe kendini sadece kadınlara gösterirdi. Çünkü o bir kadındı. Zengin insanlara sürekli"... Bir yerde fakir var. Ona yardım edin" gibi yazılar gönderirdi. Bu efe köylülerin ağaçlara astığı yemek torbalarından besleniyordu. Bir gün askerler haydut avı için dağa gitmişlerdi. Yanız Efe'ye rastladılar ve ateş etmeye başladılar. Sonra yanına gittiler ve orada sadece bir namaz örtüsü ile bir tüfek buldular