Matbaanın Türkler tarafından kullanımı niçin gecikmiştir ?



Sagot :

Önemle ifade edelim ki, Gutenberg, matbaayı 1455 yılında icad etmemiştir. Zira baskı sanatı 8. Yüzyılda Çin’de ve bazı araştırmacılara göre özellikle Uygur Türklerinde ortaya çıkmıştır. Blok baskının Avrupa’ya taşınmasında, Çinlilerden ziyade Uygur Türklerinin payı olduğu, artık ilim alemi tarafından kabul edilmektedir. Gutenberg hareketli harfleri de icad eden birisi değildir. Zira bunu 14. Yüzyılda ilk kullanan Uygurlar ve Koreliler olmuştur. Bu manada baskı Avrupa’ya 14. Yüzyılda gelebilmiştir. Maalesef, 14. yüzyılda gelen baskı teknikleri, Gutenberg’in gayretleriyle İncil’in de basılabileceği bir matbaa haline ancak 1455 yılında yani 15. Yüzyılda gelebilmiştir.

 

IV. Murad zamanında İstanbul’da bir matbaa kurulması için izin istendiğini ve bu iznin verildiğini Mustafa Nuri Paşa kaydederken, Enderun Tarihçisi Atâ da, ilk resmî matbaa teşebbüslerinin IV. Mehmed zamanında başladığını ve ancak neticeye 1727 yılında ulaşıldığını anlatmaktadır. Bu bilgiler, Osmanlı padişahlarının matbaa aleyhinde oldukları görüşünü reddetmektedir. O halde, Osmanlı Devleti’ndeki matbaanın değil, belki resmî matbaanın kuruluşunun tarihi 1727’dir. Yoksa matbaa Avrupa’da Gutenberg tarafından kurulan müesseseden 33 yıl sonra Osmanlı ülkesine girmiş ve çok sayıda kitap da basılmıştır. Kısaca Arap harfleriyle olmak üzere XV. Asırdan itibaren İstanbul’da, Halep’te ve 1514’den itibaren de bazı Avrupa şehirlerinde kitaplar basılmıştır.