Sagot :
Boyut kavramı sıfırdan başlayıp tam sayılar şeklinde artan yapılar için kullanılır. Bu yapılar genelde matematik kavramlardır. Fizikte boyut daima yaklaşımdır. Bu bakımdan son yıllarda kesirli boyut kavramı da geliştirilmiştir. Sırasıyla hepsinden söz edeyim.
Sıfır boyut: Sıfır boyutlu bir nesnenin hiç bir şekilde “boy” olarak tanımı olamaz. Şu halde “nokta” 0 boyutludur. Ama fiziksel olarak her nokta az da olsa bir yaygınlığı vardır. Şu halde, nokta kavramı hiç bir değişkeni olmayan matematiksel bir kavramdır.
Birinci boyut: Tek boyutlu bir nesne bir çizgidir. Düz veya eğri olabilir. Üzerinde gidip gelindiğinde tek bir değişken ile tanımlanır.
İkinci boyut: İki boyutlu bir nesne bir yüzeydir. Bunda sadece iki değişken ile yüzey üzerindeki her nokta tanımlanabilr.
Üçüncü boyut: Üç boyutlu bir nesne bir hacimdir. Hacmı tanımlamak için üç değişkene gerek vardır.
Dördüncü boyut: Bu boyut sadece Genel Görelilik kuramında bulunur ve tümüyle matematikseldir. Bizim uzayımızda bu boyutun kendisi değil izdüşümü görülebilir.
Kesirli boyut: Eğer bir fiziksel nesne her iki boyutun özelliklerine sahip ise, o zaman kesirli boyutu var demektir. Örneğin, bir sünger düşünün. Uzayda yer kapladığından 3-boyutlu gibidir ama pek çok gözenekleri olduğundan aynı zamanda 2-boyutlu gibi de görülebilir. Şu halde süngerin boyutu 2 ile 3 arasında bir sayı olup kesirlidir.
Diğer bir örnek deniz kıyılarıdır. Tek boyutlu gibi görünse de kırık bir çizgi gibi olduğundan sürekli bir tek boyutu yoktur. Tüm “fraktal” denen yapıların boyutları kesirlidir.
raif bostan“peki neden sıfırı bir nokta olarak değerlendirdiklerini öğrenebilirmiyim çünkü nokta bılli bir yer kaplar ve bu nokta nasıl bir nokta yuvarlak hacmi olan üçboyutlu bir şeymi?”
Sadas“nokta yer kaplamaz olarak kabul edilir.nokta üstünde hiçbir hareket yapamazsınız tamamen sabittir yani bilsevin dediği gibi hiçbir değişken barındırmaz”
Eşkiya”Dördüncü boyut: Bu boyut sadece Genel Görelilik kuramında bulunur ve tümüyle matematikseldir. Bizim uzayımızda bu boyutun kendisi değil izdüşümü görülebilir”Burada zamanın tanımımı yapılıyor ?.
Ve merak ettiğim birşey .Işığı sanırım sprektrometre yardımıyla farklı dalga boylarını görebiliyorduk.Ve gün gittikçe bu dalga boyları arasındaki uzaklığın arttığı söyleniyor.Buradanda evrenin büyüdüğü sonucu ortaya çıkıyor.Ve hawking e görede bu zamanın ileri aktığıdır.Sonrada geriye akacağını düşünüyor …”
Buradaki zaman kavramıyla , buradaki zaman kavramı arasında fark varmı ?.Varsa biraz açıklarmısınız ?
Bilsev“Dördüncü boyutun izdüşümüne zaman diyoruz. Bu durumu anlamak için Klein şişesi denen yapıya bakmak gerekir. Klein şişesi kendi üzerine dönüşümlü bir yapıdır. Klein şişesi kendi içinden geçtiği için bir kesik, dolayısıyla bir çeşit süreksizlik içermektedir.
Fakat kesik bir görüntüdür sadece. Klein şişesine bakarken ona 4-boyutlu uzayda var olan bir varlığın 3-boyutlu uzaydaki yansıması olarak bakınız. Yani, Klein şişesi 4-boyutlu uzayda var olan bir nesnedir. Fakat üç boyutlu uzaydaki yansımasında bir kesik varmış gibi görünmektedir. Ancak, elinizle onun yüzeyini yokladığınızda kapalı ve sonlu fakat hudutsuz 2-boyutlu bir yüzey olduğu sonucuna varırsınız.
Klein şişesine baktığınızda sanki kulpu varmış görüntüsünü verir. Bu sadece bir yanıltıcı görüntüdür. Bu yanılgıyı 4-boyutlu Klein şişesini bilgisayarda programladığınızda ilginç bir görüntü karşınıza çıkmaktadır. Şişe bir an kulplu bir an sonra kulpsuz katı bir cisim olmaktadır. Yani, 4-boyutlu Klein şişesinin görüntüsü sabit değil değişkendir. Kem kulplu hem kulpsuzdur. Bu acayip durumu hareketli olarak gözler önüne seren bir sitenin adresini aktarıyorum:
Kulplu bir nesneyi, örneğin bir kahve fincanını sürekli olarak değiştirerek bir simit haline sokabilirsiniz. Ama bir küre haline sokamazsınız. Çünkü iki nesnenin arasında sürekli bir ilişki yoktur. Bizim 3-boyutlu uzayımızda ise değişimler bize sürekli imişler gibi görünmektedirler. Fakat 4-boyutlu veya daha yüksek boyutlu nesneler için böyle bir kısıtlama yoktur.
Sürekli dönüşümleri inceleyen matematik dalına Topoloji adı verilmiştir. Bu dal geometrik şekilleri sınıflandırarak içinde delik bulunmayan nesnelerle delik bulunduran nesnelerin ayrı sınıflara ait oldukları sonucuna varmıştır. Ancak içinde delik bulundurmayan katı bir nesneden içinde delik bulunduran bir nesne fizik olarak oluşturmak mümkündür. Bunun için de süreklilik varsayımından vazgeçmek gerekir.
Bu açıklamaların ışığında zaman süreksiz bir boyut olup bizim için sadece bir varsayımdır. Çünkü asla 4-üncü boyutu göremiyoruz. Zaman hem ileri doğru akar hem de geriye doğru. Şu an her iki oluşumun ortak bir sonucudur. Fakat biz sadece ileri doğru aktığını görüyoruz. Çünkü bizim algılama gücümüz 3-boyuttan öteye geçemez. Bunun da nedeni evrenimizin ışıktan yavaş hareket eden parçacıklardan oluşmuş olduğu varsayımıdır.
Oysa ki evrende ışıktan hızlı hareket eden parçacıklar vardır ama onları ölçemiyoruz.
damla“Beşinci boyut zaman değil midir?”
sadas”hayır zaman 4.boyuttur.klasik anlamda evren 4 boyutludur ama çeşitli teorilere göre 5-6-10-11-21 gibi biçok boyuttan oluşan evren modelleri mevcut bunların en sağlamı sicim kuramı evreni 10+1 boyut kabul ediyor”
met“Arkadaşlar bir konuda bildiklerimi açıklamak isterim. Ben 4. boyut üzerine bir çok araştırma ve ödev yapmıştım.
4. boyut einstein’ a ve bir çok bilim adamına göre “zaman” kavramını nitelendirmektedir. Hala günümüzdede bu konu üzerinde çalışmalar, araştırmalar yapılmaktadır. Ama geometride 4. boyut hiperküp (hypercube) olarak tanımlanır ve aksi hala ispatlanamamıştır. Bu kısaca bildiğimiz bir küp’ün tüm kenarlarının simetrisi etrafını kaplayacak şekilde oluşmasıdır.
Boyut Kavramı
Boyut kavramı sıfırdan başlayıp tam sayılar şeklinde artan yapılar için kullanılır. Bu yapılar genelde matematik kavramlardır. Fizikte boyut daima yaklaşımdır. Bu bakımdan son yıllarda kesirli boyut kavramı da geliştirilmiştir. Sırasıyla hepsinden söz edeyim.
Sıfır boyut: Sıfır boyutlu bir nesnenin hiç bir şekilde “boy” olarak tanımı olamaz. Şu halde “nokta” 0 boyutludur. Ama fiziksel olarak her nokta az da olsa bir yaygınlığı vardır. Şu halde, nokta kavramı hiç bir değişkeni olmayan matematiksel bir kavramdır.
Birinci boyut: Tek boyutlu bir nesne bir çizgidir. Düz veya eğri olabilir. Üzerinde gidip gelindiğinde tek bir değişken ile tanımlanır.
İkinci boyut: İki boyutlu bir nesne bir yüzeydir. Bunda sadece iki değişken ile yüzey üzerindeki her nokta tanımlanabilr.
Üçüncü boyut: Üç boyutlu bir nesne bir hacimdir. Hacmı tanımlamak için üç değişkene gerek vardır.
Dördüncü boyut: Bu boyut sadece Genel Görelilik kuramında bulunur ve tümüyle matematikseldir. Bizim uzayımızda bu boyutun kendisi değil izdüşümü görülebilir.
Kesirli boyut: Eğer bir fiziksel nesne her iki boyutun özelliklerine sahip ise, o zaman kesirli boyutu var demektir. Örneğin, bir sünger düşünün. Uzayda yer kapladığından 3-boyutlu gibidir ama pek çok gözenekleri olduğundan aynı zamanda 2-boyutlu gibi de görülebilir. Şu halde süngerin boyutu 2 ile 3 arasında bir sayı olup kesirlidir.
Diğer bir örnek deniz kıyılarıdır. Tek boyutlu gibi görünse de kırık bir çizgi gibi olduğundan sürekli bir tek boyutu yoktur. Tüm “fraktal” denen yapıların boyutları kesirlidir.
raif bostan“peki neden sıfırı bir nokta olarak değerlendirdiklerini öğrenebilirmiyim çünkü nokta bılli bir yer kaplar ve bu nokta nasıl bir nokta yuvarlak hacmi olan üçboyutlu bir şeymi?”
Sadas“nokta yer kaplamaz olarak kabul edilir.nokta üstünde hiçbir hareket yapamazsınız tamamen sabittir yani bilsevin dediği gibi hiçbir değişken barındırmaz”
Eşkiya”Dördüncü boyut: Bu boyut sadece Genel Görelilik kuramında bulunur ve tümüyle matematikseldir. Bizim uzayımızda bu boyutun kendisi değil izdüşümü görülebilir”Burada zamanın tanımımı yapılıyor ?.
Ve merak ettiğim birşey .Işığı sanırım sprektrometre yardımıyla farklı dalga boylarını görebiliyorduk.Ve gün gittikçe bu dalga boyları arasındaki uzaklığın arttığı söyleniyor.Buradanda evrenin büyüdüğü sonucu ortaya çıkıyor.Ve hawking e görede bu zamanın ileri aktığıdır.Sonrada geriye akacağını düşünüyor …”
Buradaki zaman kavramıyla , buradaki zaman kavramı arasında fark varmı ?.Varsa biraz açıklarmısınız ?
Bilsev“Dördüncü boyutun izdüşümüne zaman diyoruz. Bu durumu anlamak için Klein şişesi denen yapıya bakmak gerekir. Klein şişesi kendi üzerine dönüşümlü bir yapıdır. Klein şişesi kendi içinden geçtiği için bir kesik, dolayısıyla bir çeşit süreksizlik içermektedir.
Fakat kesik bir görüntüdür sadece. Klein şişesine bakarken ona 4-boyutlu uzayda var olan bir varlığın 3-boyutlu uzaydaki yansıması olarak bakınız. Yani, Klein şişesi 4-boyutlu uzayda var olan bir nesnedir. Fakat üç boyutlu uzaydaki yansımasında bir kesik varmış gibi görünmektedir. Ancak, elinizle onun yüzeyini yokladığınızda kapalı ve sonlu fakat hudutsuz 2-boyutlu bir yüzey olduğu sonucuna varırsınız.
Klein şişesine baktığınızda sanki kulpu varmış görüntüsünü verir. Bu sadece bir yanıltıcı görüntüdür. Bu yanılgıyı 4-boyutlu Klein şişesini bilgisayarda programladığınızda ilginç bir görüntü karşınıza çıkmaktadır. Şişe bir an kulplu bir an sonra kulpsuz katı bir cisim olmaktadır. Yani, 4-boyutlu Klein şişesinin görüntüsü sabit değil değişkendir. Kem kulplu hem kulpsuzdur. Bu acayip durumu hareketli olarak gözler önüne seren bir sitenin adresini aktarıyorum:
Kulplu bir nesneyi, örneğin bir kahve fincanını sürekli olarak değiştirerek bir simit haline sokabilirsiniz. Ama bir küre haline sokamazsınız. Çünkü iki nesnenin arasında sürekli bir ilişki yoktur. Bizim 3-boyutlu uzayımızda ise değişimler bize sürekli imişler gibi görünmektedirler. Fakat 4-boyutlu veya daha yüksek boyutlu nesneler için böyle bir kısıtlama yoktur.
Sürekli dönüşümleri inceleyen matematik dalına Topoloji adı verilmiştir. Bu dal geometrik şekilleri sınıflandırarak içinde delik bulunmayan nesnelerle delik bulunduran nesnelerin ayrı sınıflara ait oldukları sonucuna varmıştır. Ancak içinde delik bulundurmayan katı bir nesneden içinde delik bulunduran bir nesne fizik olarak oluşturmak mümkündür. Bunun için de süreklilik varsayımından vazgeçmek gerekir.
Bu açıklamaların ışığında zaman süreksiz bir boyut olup bizim için sadece bir varsayımdır. Çünkü asla 4-üncü boyutu göremiyoruz. Zaman hem ileri doğru akar hem de geriye doğru. Şu an her iki oluşumun ortak bir sonucudur. Fakat biz sadece ileri doğru aktığını görüyoruz. Çünkü bizim algılama gücümüz 3-boyuttan öteye geçemez. Bunun da nedeni evrenimizin ışıktan yavaş hareket eden parçacıklardan oluşmuş olduğu varsayımıdır.
Oysa ki evrende ışıktan hızlı hareket eden parçacıklar vardır ama onları ölçemiyoruz.
damla“Beşinci boyut zaman değil midir?”
sadas”hayır zaman 4.boyuttur.klasik anlamda evren 4 boyutludur ama çeşitli teorilere göre 5-6-10-11-21 gibi biçok boyuttan oluşan evren modelleri mevcut bunların en sağlamı sicim kuramı evreni 10+1 boyut kabul ediyor”
met“Arkadaşlar bir konuda bildiklerimi açıklamak isterim. Ben 4. boyut üzerine bir çok araştırma ve ödev yapmıştım.
4. boyut einstein’ a ve bir çok bilim adamına göre “zaman” kavramını nitelendirmektedir. Hala günümüzdede bu konu üzerinde çalışmalar, araştırmalar yapılmaktadır. Ama geometride 4. boyut hiperküp (hypercube) olarak tanımlanır ve aksi hala ispatlanamamıştır. Bu kısaca bildiğimiz bir küp’ün tüm kenarlarının simetrisi etrafını kaplayacak şekilde oluşmasıdır.
Thank you for visiting our website wich cover about Matematik. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.