anadolu'da şiilik propagandası ile çıkan isyanlar



Sagot :

Ne bilek .d  İnternetten bak 

Şia, İslam tarihindeki hilafet tartışmaları sırasında Hz. Ali’yi tutanların aldıkları isimdir. Ali yanlıları, Ali’yi tutanlar anlamına gelir. Yani Şia, Hz. Peygamber’in vefatından sonra Hz. Ali’yi halifelik için en uygun kişi olarak gören, onu “meşru halife”Şimdi Şiiliğin İran’daki doğuşunu, gelişimini ve iktidar mezhebi oluşunu tarihsel süreç içinde kısaca inceleyelim.

 

Hz. Muhammed  ile Arap  Yarımadası’nda başlayan ideal  düzen yerini giderek servet ihtirasına kapılan zengin bir zümreye bıraktı. Arap çöllerinin yoksul bedevileri İslamiyetin yayılması için yapılan fetihler sonucu büyük servet sahibi oldular.

Halife Osman, büyük bir ordu ile Türk illerinin fethine girişti. O zaman Türk illeri Çin-Bizans ticaret oylları üstünde kuruluydu. Küçük beyliklerden oluşan Türk  illeri Arapların büyük ordularına karşı koyamadı. Türklerin büyük serveleri yağma edilerek Arabistan’a göürüldü.

Araplar, İran ve Türk illerinde yaşayan halklara zulmetmeye başladılar. Bu ülkeler Arap saltanatının arka bahçesi gibiydi. Arapların amacı bu arka bahçeyi Müslümanlaştırmaktı.

Türkler Şaman dininde, İranlılar ise, Zerdüşt idi. Araplar Zerdüşt mabetlerini kapadılar, içlerindeki tüm kıymetli eyalara el koydular.

İran’da, İslamiyetin doğuşundan 1100 yıl  önce (İ.Ö.535)  Çünkü, İslam dininin tutunması ve yayılması, İran ve Bizans  İmparatorluklarının sarsılmasına, yıkılmasına bağlıydı.

İran gelişip büyümesi artık son sınırların avaran çok eski bir devletti. İran ordusunun gücü ayaklanmalar, saldırılar karşısında giderek zayıflamaktaydı. Yeni kurulmuş islam devleti ise, yeni inancın verdiği dinamizmle umutlu ve atılgandı. Din için savaşmak, dini yaymak için ölmek mutluluk sayılmaktaydı.

Duraklama dönemine girmiş İran’ın bu yeni güç karşısında bütünlüğünü koruyabilmesi için kendine yeni bir direnme kaynağı bulması gerekiyordu.

İşte, Arap saldırıları karşısında gerileyen İran’ın islamiyetin “hilafet” sorununa Ali ve Ehlibeyti savunması rastgele bir olgu değildir.(16)

Ali sevgisinin İran’da yayılmasında giderek ayrı bir mezhep olmasında bu çelişkinin de payı vardır. Yani Şiiliği, bir anlamla Emevilerin Arap ırkçılığı ve özellikle İran düşmanlığı doğurmuştur denebilir.

Şiilik, İranlıların İslam dinini kendi kültürlerine göre yorumlamalarıdır. Kur’an’a inanan Şiiler, Sünni inancına göre hazırlanan fıkıh, kelam, tefsir gibi konularda farklı görüşler savunurlar.