Sagot :
Gecenin karanlığını ayın ışlıltısı aydınlatıyordu. Nerden geldiğimi hatırlamıyordum. Ama eve dönerken yine aynı güzergahı kullanıyordum. Sokaktan eve yönelen çıkmaz sokağa girdim. Evim bu çıkmaz sokağın sonundaydı. Ay çok parlaktı. Sanki gündüz gibi görünüyordu her bir şey. Sokağın sonunda uzanıp yatan bir köpek gördüm. Köpek çok büyük ve çok vahşi görünüyordu. Böyle durumlarda yolumu değiştirirdim. Çünkü en korktuğum şey gecenin ıssızlığında vahşi bir köpekle karşılaşmaktır. Korkmuştum da. Geriye döndüm korka korka. Köpek ayağa kalmış bana doğru koşuyordu. Bende koşmaya başladım. Sokağın başına kadar koşmuştum. Köpekten kurtulduğumu sanıyorum. Sokağın başında gölgeye saklanmış silüetiyle bir adam gördüm. Bana bak dedi. Gökyüzüne baktığımda güneşim tutulmuş olduğunu gördüm. Güneş çok ama çok büyük görünüyordu ve tutulmuştu. Sonra Başında bulunduğum sokak büyüdü, büyüdü ve kocaman bir çöle dönüştü. Çölde yer yer insan kümeleri vardı. Herkes hayretler içinde ve çığlık atıyordu. İlerideki dağların ardında Güneşe baktığımda sanki üzerine zift dökülmüş gibi karardığını gördüm. Gökyüzünde ihtişamlı ama tuhaf bir anafor oluştu. Anafor kahverengi bulutlardan oluşmuştu. Bu anafor Güneşi içine çekiyordu ve dağlar parçalanmaya başladı. Müthiş bir dehşet anıydı. Kıyamet diye bağırıyordu insanlar. O sırada çalan saatin sesiyle uyandım.
Rüyanın İngilizcesi:
Glow of the moon lit up the darkness of the night. Could not remember where I came. But on the way home I was using the same route. I went home from the street towards the dead-end street. My house were at the end of this dead-end street. Very bright moon. It seemed like every day something. Reached at the end of the street I saw a dog lying. The dog seemed very large and very wild. Such situations have changed my way. Because what I'm afraid the desolation of the night came across a wild dog. I was scared too. I turned back, except in fear. The dog was running towards me up to his feet. I started to run. Until the beginning of the street and looked out. I think dogs have recovered from. Silhouette at the beginning of the street I saw a man hidden in the shade. Look at me, he said. When I look into the sky that the sun saw the afflicted. The sun seemed very, very big and stiff. Then I grew up in the street was in the beginning, has grown and developed into a huge desert. There were clusters of people in the desert places. Everyone was screaming in amazement and. For future looked as if the sun behind the mountains on the pitch saw the decision as cast. Magnificent, but the sky was a strange vortex. Eddy consisted of brown clouds. The eddy was pulling into the sun and the mountains began to crumble. It's a great horror was the moment. Resurrection people shouted. He woke up in the current time in your voice.
Thank you for visiting our website wich cover about İngilizce. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.