Sagot :
bu şiirinde adeta akraba olan iki sanatı -musiki ile resmi- birleştirmiştir. Şiir, ahengi ile kulağı okşarken; kelimeler, göz önünde renkli bir tablo hayali uyandırıyor. Şiir mısra sayısı bakımından “3 + 2” , “3 + 2” düzenine göre yazılmıştır. Birinci kısında kafiyeler; “abb – cc”, ikinci kısımda ise “ddd-cc” şeklinde kullanılmıştır.
Şiire, bir bütün olarak, başta “Ağır ağır…” kelimesi olmak üzere, pek çok kelimeye “-r” ünsüzü hâkimdir. Buna “Aliterasyon” denir. Tekrarlanan: “Kızıl havaları seyret ki; akşam olmakta…” mısraı, dikkati şiirin içeriğine çekmektedir. Şiirin konusuna, rengine ve havasına, bu mısraın iki kelimesi: “Kızıllık” ve “Akşam” hâkimdir.
Ahmet Haşim, bu şiirinde, çok sevdiği ve diğer şiirlerinde de sık tekrarladığı akşamı, güneşin batışını, konu olarak ele almıştır. Şiirde tasvir edilen manzaraya kızıl renk ve onun çeşitli tonları hâkimdir. Mevsim “Güneş rengi bir yığın yaprak” vardır.
“Sular sararmıştı.” buna paralel olarak, kadının yüzü de, perde perde solmuştur. Hâşim, bir ressam gibi kızıl rengi, tablosundaki varlıklara değişik tonlarda aksettirmiştir. “Arza eğilen güller, sular gibi kanar, / Alev gibi dallarda, kanlı bülbüller durur…” şiirin birinci kısmında, eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak taşıyan kadın, yukarı, göğe doğru bakan hareketi ile, ikinci kısımda güllerin arza doğru eğilmesi ve muttasıl kanaması arasında bir tezat vardır.
Şiir aruz vezni (ölçüsü) ile yazılmıştır ve ölçü aşağıda belirtildiği gibidir:“Bu bir lisanı hafidir ki ruha dolmakta…” mısraı, Hâşim’in bu şiirinde musiki ve tablo vasıtasıyla gizli bir duyguyu telkine çalıştırdığını göstermektedir. Bu duygu şiirde açık olarak belirtilmemiş, sezdirilmiştir. Bu, Hâşim’in benimsediği sembolist akıma uygun bir anlayış tarzıdır.
A ğır a ğır / çık a cak sın / bu mer di ven / ler den
Me fâ i lün / fe i lâ tün / me fâ î lün / fe ‘ lün
Hâşim’in şiirinde, “Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak.” Taşıyan kadının, bir zaman göğe bakarak ağlaması, onun yorgun ve bitkin, arzuladığı şeye ulaşamayan ve acizlik içinde Yaratıcıya yalvaran bir insan olduğu fikrini telkin etmektedir. İkinci kısımda güllerin arza eğilmesi ve muttasıl kanaması, bitinci kısımda telkine çalışılan hüzünlü duyguyu kuvvetlendirmektedir.
“Durur alev gibi dallarda, kanlı bülbüller…”, mısrası, okuyucuda tam bir facia hissi uyandırıyor.
Buna göre, merdiven şiiri, bu üç unsurun birleşmesinden oluşmaktadır:
a) Vezin – kafiye ve ses tekrarlarıyla elde edilen ahenk
b) Somut kelimeler vasıtasıyla göz önünde canlandırılan tablo
c) Kapalı; fakat oldukça derin bir hüzün duygusu.
Thank you for visiting our website wich cover about Türkçe. We hope the information provided has been useful to you. Feel free to contact us if you have any questions or need further assistance. See you next time and dont miss to bookmark.